1. HABERLER

  2. HABER

  3. “Akademisyenler” Faşizme İmza Topluyor
“Akademisyenler” Faşizme İmza Topluyor

“Akademisyenler” Faşizme İmza Topluyor

Üniversite Konseyleri Derneği tarafından dün sabah imzaya açılan “Kabullenmiyoruz” başlıklı metin, faşist yasağı savunuyor. Şu ana kadar 500’ü aşkın kişi tarafından imzalanmış.

19 Ekim 2010 Salı 18:08A+A-

HAKSÖZ-HABER

Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) tarafından 224 imzacıyla imzaya açılan "Kabullenmiyoruz" başlıklı metin, şimdiye kadar 500'ü aşkın "yasakçı akademisyen" tarafından imzalandı. Özgürlüğü savunması gereken üniversitelerde bu kadar yasakçının çıkması, üniversitelerdeki bazı kadroların halka karşı ne kadar "aydınlandığını" gözler önüne seriyor.

Cuntacı TKP, Yine Cuntacı…

28 Şubat sürecinde İP (İşçi Partisi) ile birlikte cuntanın üniversitelerdeki uzantısı olan SİP (Sosyalist İktidar Partisi) adlı partinin devamı olan TKP (Türkiye Komünist Partisi) "sosyal faşizm" misyonunu büyük bir sadakatle devam ettiriyor. 28 Şubat sürecinde "Türban Neyi Örtüyor?" başlıklı broşürleriyle darbeye çanak tutan bu grup, aynı başlıkla Kemalist aydınlanmacılığı özgürlüğe karşı kalkan edinmiş durumda. "Sol" adlı internet sitesinde başörtüsü özgürlüğüne cephe açan TKP, beklendiği üzere ÜKD'nin "Kabullenmiyoruz" bildirisini de can-ı gönülden destekliyor ve abartılı haberleriyle faşizmi övüyor.

"YÖK'ün İstanbul Üniversitesi üzerinden başlattığı son müdahale ile türban bir kez daha, AKP gericiliğinin üniversitelere yönelik dönüştürme operasyonunun koçbaşı olarak kullanıma sokulmuş durumda." denilen ÜKD bildirisinde "Kabullenmiyoruz!" başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor:

KABULLENMİYORUZ!

Üniversitede türbanı bir kez daha, bu sefer "özgürlük simgesi" olarak yerleşkelerimize, dersliğimize kadar sokmaya çalışıyorlar. Bu hukuksuzluğa direnenleri, büyük bir pervasızlıkla "baskıcılıkla" suçluyorlar, isim isim afişe ediyorlar. Böylesine bir dayatma sürerken özgürlükten bahsediyorlar.

Biz bu ülkenin aydınlanmasını, ilerlemesini, bağımsızlığını savunan bilim insanları olarak özgürlüğün ancak baskı ve esaret karşısında tanımlanabileceğini iyi biliyoruz.

Üniversitelerdeki türban dayatmasını ve bunun özgürleşme olduğunu kabullenmiyoruz!

Kabullenmiyoruz! Bugün türbana özgürlük diyenlerin, ilerici aydınlarımızın ve bilim insanlarımızın baskı görmesini, tutuklanmasını, Sivas'ta yakılmasını, faili meçhullerde katledilmesini umursamadıklarını, hatta "provoke ettiler" diye onayladıklarını, kaybettiğimiz değerli pek çok akademisyenimize hakaretlere devam ettiklerini görüyoruz.

Kabullenmiyoruz! Bir defa daha iktidar eliyle dinsel dogmaların ve emperyalizmin ılımlı İslam projesinin hâkim hale getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Türbana özgürlük diyenlerin ülkemizin özgürlüğünü yani bağımsızlığımızı umursamadığını biliyoruz.

Kabullenmiyoruz! Özgürlükten bahsedenlerin, türban özgürlüğünü kollayan sözde özgürlükçü YÖK'ün kararıyla üniversitede sivil polisin cirit atacak olmasını, hatta öğrencilerden parmak izi alınmasını ve parasız eğitim gibi haklı ancak istenmeyen görüşlere sahip öğrencilerin görüşlerini açıklamalarının yasaklanacak olmasını umursamadıklarını görüyoruz. 

Kısacası, üniversitede türbanı değil, kadının, ülkemizin, emeğin ve aklın özgürleşmesini tartışmak istiyoruz. 

Kabullenmiyoruz!

Tüm inançlardan öğrencilerimizi sırf cemaatler, siyasi iktidar, parlamento muhalefeti ve Vaşington istedi diye Ortaçağ karanlığına terk etmeyeceğimizi, kılık kıyafetin ötesinde gerçek, temelli bir özgürleşme ve aydınlanma mücadelesini başlatacağımızı ilan ediyoruz!

 

"Aydınlanma" adı altında halkın değerlerine savaş açan ve faşizmi savunan "akademisyenler"in listesine ulaşmak için tıklayınız…

HABERE YORUM KAT

2 Yorum