Suriye de Baas rejimi ülkenin büyük bölümünde hakimiyeti ni kaybetmesi ile birlikte Katliamların şiddetini arttırmaya devam ediyor.

Suriye ordusu savaş uçakları ve tanklar ile şehirleri yerle bir ediyor. Kadın ve çocuklara işkence ve tecavüzler yapılıyor. Humus da 7 ay içersinde 120 genç kıza tecavüz edildi ve bu insanlara kürtaj yapıldı.

Bosna da yaşanan vahşet katliam tecavüzün benzeri bu gün, Suriye askeri ve Şebbiha milislerince yapılmaktadır yaşanan bu vahşilikler fotoğraf ve CD ortamında mevcut vaziyettedir. Türkiye’nin büyük gazeteleri ve Ertuğrul Özkök bu durumu görmek istemiyor. Özellikle camdan atılan bir PTT memuru ile Şebbiha istihbarat merkezinin basılması ile yaşanan infaz fotoğrafını tam bir haftadır yazarlar köşelerinden servis yapmaya devam ediyor.

Suriye direnişçileri ne olursa olsun yakaladığı Baas güçlerine adil ve insanca muamele etmelidir. Suriye direnişçileri Şebbiha milisleri gibi davranmamalı bunun altını çiziyorum.

Fakat Suriye de 18 aydır yaşanan vahşete karşı boğazları kesilen insanların fotoğraflarını görmemek ve 17 milyon direnen Suriye halkını görmezden gelip sayılarını dahi kimsenin bilmediği 50-60 tane Libya ve komşu ülkelerden gelmiş savaşçılar üzerinden felaket senaryoları üretenler ne kadar vicdan sahibidir.

ABD-Rusya-İran-Beşşar Esad ile aynı mantık çerçevesinde birleşerek Suriye’de El kaide adını gündeme getirmeleri de kafaları karıştıran önemli bir mesele olarak önümüzde durmaktadır. Aslında bu dörtlü devlet mantalite si Afganistan ve Irak da menfaatleri gereği çatışmamaları da çok ilginçtir.

18 aydır saldırıya uğrayan 20 bin insanın hayatını kaybettiği, 100 bin yaralı 80 bin kayıp ve 200 bin göçün yaşandığı bu insani vicdani durum üzerinden tahlil yapma zahmetine katlanmayan bir Beşşar cephesi ile karşı karşıyayız.

Suriye de yaşanan bu insanlık trajedisine siyasi bir mesele olarak bakan dernek, parti, akademisyen ve yazar camiasının ciddi bir akıl tutulması içersinde olduğuna şahit oluyoruz.

Suriye olaylarına vicdan ve insan hakları açısından bakmak yerine, AK Parti ile hesabı olanların Suriye meselesi etrafında organize olmaya başladığını görüyoruz.

Suriye ve Türkiye Ergenekon felsefesi ruhu Şam yönetiminin zor bir sürece girdiği bu günlerde Türkiye medyasında ilginç bir Suriye devletini savunma refleksleri olarak ortaya çıkmaya başladı. Vatan ve Hürriyet gazetesinin, Hatay da esrarengiz sakallı Suriyelilerin Hatayı nerdeyse haraca bağladığını, kadınlara kızlara esnafa tacizde bulunduğunu ve özgür Suriye ordusu mensubu olduklarını bile söyledikleri haberlerini hayret ve ibretle okuyoruz.

Gaziantep de patlayan bomba, Şemdinli, Hakkari de yaşanan çatışmalar, Hükümetin Suriye politikası ile ilişkilendirilmesi hayra alamet değil. Türkiye medyası ve muhalefet partileri, sol Ergenekon yapılanmaları AK Partiye olan muhalefetlerini Suriye politikası üzerinden yeni bir örgütlenmeye doğru gittiğini görüyoruz.

AK Partiye Suriye üzerinden çok ciddi bir cephe açılmış olduğunu görüyoruz.

AK Partinin acil olarak Suriye kriz masasını oluşturması gerekiyor, bu masa Suriye politikasının kamuoyuna izah edilmesi, İnsani yardım organizasyonu, Sığınmacıların sorunları ile ilgili çalışmaları içermelidir.

AK Parti ye yakın olan TV, gazete ve yayın organlarında dahi Suriye meselesi sağlıklı adil bir şekilde tartışılmıyor. Suriye politikası sadece, sayın Başbakan ve sayın Dışişleri bakanı tarafından izah ediliyor.

Suriye de yaşanan katliamlara İslamcı camianın taraflı yada tarafsız kalmasının en önemli sebebi hükümetin Suriye politikasını kendi camiamızda kamuoyu stratejisinin zayıf ve eksik yürütülmesidir. Biran önce hükümetin kendisine Suriye üzerinden açılan yeni cepheye karşı önlem alması gerekiyor..

YENİ AKİT