1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. 27 Nisan ve 35. madde komedisi
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

27 Nisan ve 35. madde komedisi

30 Temmuz 2010 Cuma 00:40A+A-

Bugünleri de gördük, ne kadar şükretsek az. Baksanıza '27 Nisan muhtırası' danışıklı dövüş oldu.

Gizli AK Partili Yaşar Büyükanıt, Başbakan Erdoğan'la işbirliği yaparak 'muhtıra işini' tezgâhladı. AK Parti'nin bir dönem daha kazanmasını istedi.

Askerin vurduğuna halkın sahip çıktığı örnekleriyle sabit... Seçimleri analiz etti, düşündü taşındı ve Büyükanıt da verdi muhtırayı, AK Parti'yi kazandırdı. Acaba muhtırayı Erdoğan mı talep etti? Öyle olmalı... Aksi halde 'işbirliğinden' nasıl söz edilebilir?

Ciddiye alanlar olsa da ben bu teze sadece gülüyorum. Bir insanın buna inanması için aklından zoru olması gerekir. Üzerinden üç yıl geçti ama CHP galiba 22 Temmuz şokunu hâlâ atamamış...

27 Nisan bildirisinin nasıl ortaya çıktığı, kimlerin kaleme aldığı, neden internete gece yarısı konulduğu, trafiğin içinde hangi sivillerin yer aldığı hâlâ muamma... Sadece askerin işi olmadığını bilen biliyor. Siyasiler de işin içinde. Haydi, ismini vermeyeyim, bir CHP yöneticisinin adı geçti. Hayır, muhtıra metninin yazımında değil. Büyükanıt'ı dolmuşa bindirenlerin arasında... Onun kim olduğunu bugünkü CHP yöneticileri de bilir.

Kılıçdaroğlu, sözünün arkasında... Lafın gelişi söylememiş. Bir sürç-i lisan da değil. CHP, 27 Nisan muhtırasını yargıya taşıma kararı aldı. Konya Milletvekili Atilla Kart, 'Muhtıra Anayasa'ya göre suç. Anayasal olarak görev, yetki ve sorumluluğun kullanımı konusunda ihlal var.' dedi.

CHP, Yaşar Büyükanıt ve Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacak. Muhtıra tabii ki suç... 27 Nisan, adı ne olursa olsun sisteme müdahale ve suç. Demokratik düzene müdahale olduğu için suç. Cumhurbaşkanı seçimine müdahale ettiği için suç. Meclis'i 'seçim yapamaz' hale getirdiği için suç. Yoksa bir partiye seçim kazandırdığı için değil.

Bir partiden beklenen, muhtıra ve benzeri müdahalelerde önce siyasi tavır takınması... Hava dağıldıktan sonra değil, hemen o gün konuşmanın, tavır koymanın yürek istediği o zor günde harekete geçmek önemli, bir siyasetçi için. Eğer CHP, 27 Nisan bildirisine o gece veya ertesi sabah tavır koysaydı bir anlamı olurdu.

O gün CHP'den muhtıraya karşı bir tek ses çıkmadı.

CHP, muhtıra doğrultusunda siyaset üretti. 367 kararı CHP'nin eseri... CHP milletvekilleri askerin isteği doğrultusunda Abdullah Gül'ün seçilmemesi için Meclis'i boykot etti. CHP'nin öfkesi muhtıraya değil. Muhtıranın hükmünü icra etmemesine... Yani başarılı olmamasına... AK Parti seçimleri kazandı, Abdullah Gül biraz gecikmeyle de olsa Çankaya'ya çıktı.

Umarım CHP geri adım atmaz da 27 Nisan'ı yargıya taşır. Eğer savcıların suç duyurusunun gereğini yapar, derinlemesine soruştururlarsa seyreyleyin manzarayı... Bugün 27 Nisan'a tepki gösterenlerin bir bölümü -bazı CHP milletvekilleri dahil- Yaşar Büyükanıt'ın suç ortağı olarak karşımıza çıkabilir.

Muhtıra tek kişilik suç değil. Herhalde yardım edenler, arka çıkanlar, teşvik edenler ihmal edilmez.

Umarım 27 Nisan'ı yargıya götürme işi 35. maddeye benzemez... 35. madde tam bir hayal kırıklığı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun değişiklik teklifi bir 'umut' doğurmuştu. İyimserdim ben. Küçük de olsa ileriye doğru bir adım atacağını ümit ediyordum. Elbette, bu konularda CHP'den büyük hamle beklemiyorum. CHP'yi bulunduğu yerden biraz kıpırdatacak adım yeterliydi.

Dün Meclis Başkanlığı'na verilen teklif, mevcudu da aratacak cinsten... CHP ayağını kaldırdı ama adımını ileriye değil, geriye attı. Teklifin anlamı bu... Kılıçdaroğlu, ezberleri bozacak bir fırsatı heba etti.

Ahmet İyimaya'nın ifadesiyle 'CHP göz bile boyayamadı. Böyle bir teklif ancak ara rejimlerde verilebilir. Askerin müdahalesini kuvvetlendiren ve alanını genişleten bir öneri... Bu teklife göre muhtıra ve ara rejim üretmek daha kolay'.

35. madde böyle değişeceğine bırakın kalsın... Hiç dokunmayın. CHP bu teklifle askerî darbelerle hesaplaşmıyor, tam aksine müdahalelere, muhtıralara, bildirilere hukukî zemin oluşturuyor. Bunu anlamak için hukukçu olmaya gerek yok, metni okuyun yeter... [email protected]

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT