1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. 13. Fırka ve Nusra Gerginliğinin Arkaplanı
13. Fırka ve Nusra Gerginliğinin Arkaplanı

13. Fırka ve Nusra Gerginliğinin Arkaplanı

ÖSO 13. Fırka ve Nusret Cephesi arasında yaşanan gerilim nasıl başladı? Nusret Cephesi'nin bazı muhalif gruplarla silahlı çatışmaya varan anlaşmazlıklarının kısa tarihçesi...

18 Mart 2016 Cuma 00:18A+A-

Nusret Cephesi ve ÖSO 13. Fırka arasında son zamanlarda yaşanan gerilim, silahlı çatışmaya döndü. Taraflar Suriye'nin kuzey batısında bulunan Maarat el Numan kenti ve çevresinde savaştılar.

Idlib bölgesi geçen sene muhalif koalisyonu Fetih Ordusu tarafından rejimden ele geçirilmişti. El Kaide'nin resmi kolu olan Nusret Cephesi, koalisyonun kurucularından biriydi. 13. Fırka, aynı çatı altında bulunmasa da uzun süre Fetih Ordusu koalisyonu ile ortak düşmana karşı birlikte savaştı. Fakat son bir hafta içinde durum tersine döndü.

Taraflar arasındaki ilk gerilim Cuma günü eylemleri sırasında yaşandı. Yaşanan gerilimin sebepleriyle alakalı farklı söylentiler ortaya çıkmış olsa da, asıl sebebin gösteride kullanılan bayraklarla alakalı olduğu daha güçlü bir iddia olarak ortaya çıkmaktadır. Suriye'de anlaşmaya varılan ateşkes sonrası, hava saldırıları sınırlandırılmış ve gelenekselleşen Cuma günü eylemlerine tekrar başlanmıştı. Maarat el Numan'da gerçekleşecek olan eylem de Fetih Ordusu'na bağlı şehrin güvenlik komisyonu tarafından korunacaktı. Fetih Ordusu komisyonu düzenlenen eylemlerde Tevhid bayraklarının da kullanılmasını şart koşmuştu. Komisyonun icra gücünün liderliğini Ahrar'uş Şam yapıyordu. Eylemde İslami bayrakların kullanılmıyor oluşu nedeniyle, Nusret Cephesi savaşçıları bayraklarıyla beraber alana giriş yaptılar. Savaşçıların aşırı sert bir tutum sergilediği, göstericileri darp ettiği 13. Fırka sempatizanlarının da buna karşılık verdiği ifade edildi.

Yaşanan bu olay üzerinden 24 saat geçmeden ilk silahlı çatışma rapor edildi. Maarat el Numan'daki Nusret Cephesi'ne ait merkezlerin saldırı altında olduğu bölgedeki kaynaklarca duyuruldu. 12 Mart'ta Nusret Cephesi karşılık verdi ve çok sayıda esir aldı. Sonrasında ise Maarat el Numan'da başlayan gösteriler günlerce devam etti. 

11 Mart'ta gerçekleşen eylem sırasında yaşanan gerilim görüntülere böyle yansıdı:

Nusret Cephesi'nin Maarat el Numan'daki saldırıya uğrayan merkezinden görüntüler:

Taraflar çatışmalarla alakalı ne dediler?

13. Fırka ve Nusret Cephesi yaşanan çatışmayla alakalı sosyal medyada açıklamalar paylaştı. 13. Fırka, Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada Nusret Cephesi'ni suçlayarak, merkezlerinin basıldığını ve silahlarına el konduğunu duyurdu. Atılan bir tweette ironik bir dil kullanılarak,"Cevlani'yi bu fethinden dolayı tebrik ediyoruz!" denildi. Ebu Muhammed el Cevlani, bilindiği gibi Nusret Cephesi'nin lideridir.

Nusret Cephesi tarafından yapılan açıklamada ise, 13. Fırka'nın ilk saldıran taraf olduğu ileri sürülerek, "Devrimin hassas döneminde bu garip saldırıyı anlamakta güçlük çekiyoruz" denildi. Açıklamada, 13. Fırka savaşçılarının Maarat el Numan'daki üyelerinin evlerini bastığı belirtildi.

Açıklamada, "Şer'ileri, kan dökülmesini önlemek için durumu düzeltmeye ve silahları tekrar Nusayri rejime, Rafızilere ve Şam ve ehlini kuşatan Ruslara doğrultmak için olaya müdahale etmeye davet ediyoruz. " ifadeleri kullanıldı. Mahkeme talebine rağmen 13. Fırka'nın saldırılara devam ettiği rapor edildi. 

Nusret Cephesi yaşanan olaylarla alakalı üç açıklama yayınladı. Kronolojik sıraya göre önce saldırıya uğradıkları duyuruldu. İkinci açıklamada bağımsız mahkeme ve şeriata danışma çağrısında bulunularak, 'suçlularsa kendi adamlarımızı vermeye hazırız' denildi. Üçüncü açıklamada ise Nusret Cephesi üyelerine saldırıların devam ettiği belirtilerek, 'fitne odaklarına' işaret edildi. 13. Fırka'ya yakın isimlerin, Nusret Cephesi'nin "harici" olduğu ve saldırılara devam edilmesi yönündeki çağrılarına işaret edilerek, devrimin ekseninin kaymaması uyarısında bulunuldu.

Bölgedeki bağımsız kaynaklara göre, muhalif gruplardan biri olan Cundul Aksa da 13. Fırka ile yaşanan çatışmalarda Nusret Cephesi'nin yanında yer alarak çatışmalara katıldı.

13. Fırka grubu ve ABD

13. Fırka'nın liderliğini eskiden Beşar Esed'in ordusunda görev almış olan Ahmet el Saud yapıyor. Maarat el Numanlı olan Ahmet el Saud'un grubunda 1800'den fazla savaşçı olduğu ifade ediliyor ve savaşçıların büyük çoğunluğu da bu kentin sakinlerinden oluşuyor.

El Cezire'de 13. Fırka ile ilgili hazırlanan haberde, grubun Suudi Arabistan'dan fonlandığı belirtiliyor. 13. Fırka, bir çok videoya yansıdığı gibi Suriye'de ABD yapımı TOW füzelerini sıklıkla kullanan gruplardan biri.

Halk eylemleri ve Nusret Cephesine karşı "devrim"

Maarat el Numan'daki çatışmalar sonrası yapılan halk eylemlerinin, Batılı bir çok gazeteci tarafından "Nusra'ya karşı devrim" başlığı ile sunulduğu ve desteklendiği görüldü. Ancak Nusret Cephesi'ne karşı yapılan eylemler Maarat el Numan şehri dışında revaç görmedi. Çok sayıda 13. Fırka savaşçısının esir alınması sonrası, bölge halkı akrabalık bağları bulunan bu esirlerin serbest bırakılması için sokaklara inmişti. Eylemler sonrası bazı esirler serbest bırakılsa da, 13. Fırka 17 savaşçı ve 1 komutanlarının halen Idlib'te tutulduğunu açıkladı.

Batı destekli gruplara önceki baskınlar

Nusret Cephesi, Batı'nın Esed rejimi ve IŞİD'e karşı savaşmak üzere kurduğu yapılara karşı devamlı bir direniş gösterdi. Ancak El Kaide grubunun, ABD'nin silah desteği sağladığı gruplarla beraber savaştığı da sıklıkla rapor edilmektedir. Bu noktada; 'hedeflerden' sapılmadığı sürece Nusret Cephesi'nin dış destekler konusunda bir rahatsızlık duymağı yorumunda bulunulabilir. Nitekim Nusret Cephesi'nin savaştığı muhalif grupları 'dış yardım almakla' değil, 'dış projelerin parçası olmakla' itham ettiği görülmektedir.

Nusret Cephesi ve bazı muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmaların tarihçesine değinecek olursak;
2014 yılının sonunda, Idlib ilinde güçlü merkezleri bulunan Batı destekli Suriye Devrimciler Cephesi (Cephe Suvvar Suriye) Nusret Cephesi'nin hedefi oldu. Bölgeden çıkarılan grup, 2015 yılında PYD'nin liderliğini yaptığı ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nin bir parçası oldu ve Afrin bölgesinde muhaliflere karşı savaşmaya başladı.

2015 yılının başlarında, Nusret Cephesi ve Hazm Hareketi Halep kırsalında savaşmaya başladı. Çatışmalar sonucunda Hazm Hareketi tamamen dağıldı ve üyeleri başka gruplara dahil oldular. Bu çatışmalar sonucunda Nusret Cephesi'nin eline ABD yapımı TOW füzerinin geçtiği sanılıyor. Bu silahların aynı yılın Mart ayında Idlib'de rejime karşı kullanılması görüntülere yansımıştı.

Nusret Cephesi ve muhalif gruplar arasındaki çatışmalardan bir diğeri ise 30. Tümen ile yaşadı. ABD ve Türkiye'nin eğit-donat projesi kapsamında Suriye'ye giren 30. Tümen, ülkeye girişinden kısa bir süre sonra Nusret Cephesi'nin operasyonuna maruz kaldı. 2015 yılının Temmuz ayında ülkeye giren ve ABD'nin verdiği silahlarla donatılan grup 50'den fazla savaşçıya sahipti. Nusret Cephesi, 'rakibi' IŞİD ile savaşacak dahi olsa bu gruba tolerans göstermedi ve göreve başladıktan birkaç gün içinde 30'dan fazla savaşçısını öldürüldü veya esir aldı.

Nusret Cephesi açıklamasında, 30. Tümen'in ABD projesinin bir parçası olduğunu ve Suriye halkının çıkarlarına karşı olduğunu belirtti.

Nusret Cephesi 30. Tümen'in Azez'deki merkezlerine saldırı düzenledi. ABD ise hava saldırıları ile karşılık verdi ancak bu Nusret Cephesi'ni durdurmak için yeterli olmadı.

Nusret Cephesi, 30. Tümen'in ABD'nin kurmak istediği yeni Suriye ulusal ordusunun çekirdeği olduğunu savunuyordu. Nitekim 2015 yılının Eylül ayına gelindiğinde, ABD'nin silah, mühimmat ve araç desteği sağladığı "Yeni Suriye Ordusu" kuruluşunu ilan etti. Eylül ayının sonlarında ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM)'ndan yapılan açıklamada, Yeni Suriye Ordusu'nun Nusret Cephesi'ne Suriye'ye geçiş izni için araç ve mühimmat ulaştırdığı ifade edildi. Durdurulan, "Yeni Suriye Ordusu" programına Pentagon yaklaşık 500 milyon dolar ayırmıştı. Daha sonra program Ürdün sınırına kaydırılarak, IŞİD'in elindeki sınır bölgelerini ele geçirme projesine dönüştü. Yeni Suriye Ordusu bu ay içinde Tanf Sınır Kapısı'nın IŞİD'den aldığını duyurmuştu.

Kaynak: İncanews

HABERE YORUM KAT