1. YAZARLAR

  2. Yener Dönmez

  3. Yüksek Askeri Şura analizi (2)
Yener Dönmez

Yener Dönmez

Yazarın Tüm Yazıları >

Yüksek Askeri Şura analizi (2)

09 Ağustos 2011 Salı 02:38A+A-

Türkiye’nin dünyada söz sahibi olabilmesi için tahrip gücü yüksek ve modern bir orduya sahip olmasının önemi çerçevesinde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na yapılan isabetsiz atamanın analizini yapmıştık.

Yanı başımızdaki coğrafyalar kaynarken, “fırsatlar” ve “şerlerden korunma” için ordumuzun caydırıcılığı çok önemli.

Cunta yapılanması nedeniyle Ordumuz, siyaseten eşi görülmemiş bir güce ulaşırken; savaşçılık ve tahrip gücünde çağın çok gerisinde kaldı.

Cuntacılar temizlenirken, YAŞ’ta da buna katkı verilmesi gerekiyordu.

Teamül denilen ve birilerinin önceden ince hesaplarla 15 yıl sonrasının genelkurmay başkanını belirlediği kast sistemi yıkılabilirdi.

Hayatın her alanında başarının şartı olan “liyakat” esasına bu YAŞ’ta geçilebilirdi.

Bu sistem pratikte değiştirilemiyorsa yasal düzenlemelerle muhakkak değiştirilmeli.

Analizimizin ikinci bölümünü Jandarma Genel Komutanlığı’na Org. Bekir Kalyoncu’nun atanması oluşturuyor.

Kalyoncu’nun yükselmesi için Org. İlker Başbuğ’un gösterdiği yoğun çaba beni hep endişelendirmişti.

2010 YAŞ’ında Başbuğ, Hasan Iğsız, Aslan Güner ve Bekir Kalyoncu üçlemesinin önünü açabilmek için günler süren kriz çıkarmış, YAŞ’ı kilitlemişti.

Başbuğ’un duruşu, hayata bakışı, Ergenekon tutumu ortada.

Iğsız ve Güner’in önünü istediği şekilde açamasa da bu YAŞ’ta Org. Necdet Özel’in teamül ısrarı sayesinde Kalyoncu için Başbuğ’un öngördüğü ilerleme, gecikmeli biçimde gerçekleşti.

Kalyoncu’yla ilgili ilk uyarıyı Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz yapmıştı.

Öz, 9 Temmuz 2008’de, Genelkurmay Başkanlığı’na 4 paşa ve bir albayın ismini resmi yazıyla bildirdi. Bunlardan biri Kalyoncu’ydu.

Ergenekon kapsamında tutuklanan kişilerin ifadelerinde, tapelerinde ve dokümanlarında ismi sıkça geçiyordu.

Öz bu nedenle Karargah’ı uyarma lüzumu hissetmişti.

Ama bu uyarı, Org. Başbuğ’un gözünde Kalyoncu’nun daha da parlamasına neden oldu. Kalyoncu da has daireye alındı.

Başbuğ’un Fenerbahçe’de yaptırdığı 10 adet deniz manzaralı süper lüks rezidanstan ikisi hâlâ boş. Buraya kimlerin oturacağını bizzat Başbuğ belirliyor. Son YAŞ’ta istifa eden 4 komutandan sadece ikisini aldı bu rezidanslara Başbuğ.

Kim bilir kalan son iki rezidanstan biri de Kalyoncu’ya nasip olur.

Savcı Öz’ün uyarısına ve bilgi taleplerine Genelkurmay o gün bugündür cevap vermedi. Ama kamuoyu olayın içyüzünü belli boyutlarıyla öğrendi.

Ergenekon sanığı, 28 Şubat’ın Özel Harekatçısı İbrahim Şahin soruşturmasında S-1 listesi ortaya çıkartılmıştı.

Şahin’e derin bir el yeni bir yapı kurması ve tıpkı Susurluk sürecinde olduğu gibi suikastlar düzenlemesi talimatını vermişti.

İbrahim Şahin mahkemede çapraz sorgusunda, “Genelkurmay’dan Metin Paşa (Gürak) ile Bekir Kalyoncu Paşa bu yeni oluşumun müsteşarlığına benim getirileceğimi ve hazırlık yapmamı söylediler. Ben de asker, polis ve MİT’in birlikte çalışması halinde terörle mücadelede başarılı olacağı düşüncelerimi anlattım. Yeni oluşumda görev almak üzere önceden Özel Harekat’ta çalışmış, 30 yaşın altındaki polislerden liste hazırladım. Bana ‘300 kişi seçeceksin’ dediler. Ben bu listeyi oluşturuyordum. Ele geçen S1 belgesi buna aittir” demişti.

Yine Ergenekon soruşturması kapsamında Diyarbakır’da yakalanan Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Atatürk İlke ve İnkılapları Bölümü öğretim görevlisi Abdurrahim Doğru da Kalyoncu ile ilişkisi nedeniyle sorgulanmıştı. Özetle ilişkide olduğu yapılar ve ayakta tutmak istediği zihniyet açısından, TSK’nın Türkiye’deki rolü konusunda Kalyoncu’nun Başbuğ’dan milim ayrılığı yoktur.

Tek fark, Kalyoncu’nun daha sessiz, derinden ve stratejik ilerlemesinde. TSK’nın siyasetin dışında gerçek bir ordu haline getirilmesi için bu kadar yol alınmışken, Kalyoncu’nun Genelkurmay Başkanlığı’na giden yolda önünün açılması büyük bir geri adım. Hele geçmişi JİTEM dahil derin yapılarla dolu Jandarma’nın başına getirilmesi kurda kuzu emaneti gibi. TSK’da yakalanan büyük yenilenme ve yeniden yapılanma sürecine Org. Mehmet Erten kadar Org. Bekir Kalyoncu da engel.

Bu kadar büyük fırsat yakalanmışken, Türkiye her alanda çağ atlarken, Org. Necdet Özel’in ve Karargah’ın teamül ısrarının sonucu bu.

Artık askerde de zihniyet devrimi şart hale geldi.

TSK’da gerekli yapısal reformlar da teamüllere takılabilir ve yıllar kaybedebiliriz.

Bunları aşıp, ülkenin önünü açma görevi yine siyasete düşüyor.

Başka çare yok.

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT