Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın attığı cesur adım ani gelişen sinirsel bir tepki değildi; Erdoğan’ın yaptığı, insanlığa karşı işlediği asrın suçunu meşrulaştırmak isteyen Siyonist ikiyüzlülüğüyle mücadeleyle ilgiliydi. Erdoğan’ın da dediği gibi Türkiye gibi soylu bir ülkenin liderinin konumu, ülkesinin elleri masumların kanına bulanmış caniler tarafından aşağılanmasına asla izin vermez.

Türkiye başbakanının tutumu övgü ve iftihar vesilesiyken, Siyonist çetenin lideri Şimon Peres’in yüzü asıktı. Kendisini dehşet ve korku sardı, damgalanmış gerçeklere yanıt veremedi. Erdoğan’ın adımının geçiştirilmeyeceği şüphesiz. Aksine, tarih boyunca ‘erkekler’ ve tavırları için bir adres olarak kalacaktır. Muhtemelen bütün platformlardan tepki gelecek. Zira dünya kamuoyu İsrail gerçeği ve insanlığa karşı saldırılarından artık daha çok haberdar. Ayrıca Arap ve İslam dünyası da, kahramanca tavırlar alma noktasında daha cesur olacak.

Türk halkıysa kahramanlığın adresi, diğer halklarla ve özellikle de Filistin halkıyla kardeşlik ve dostluğun mihenk taşı olarak kalacaktır. Filistin halkı şu zor anda dostluklara dair kararını verecektir.

Filistin özgürleşecek ve direnişçi halkı kazanacak. Fakat bu halkı yalnız bırakanların zaferde rolü olmayacak. (İran’da Arapça yayımlanan Vifak gazetesi, genel yayın yönetmeni, 31 Ocak 2009)

RADİKAL