1. YAZARLAR

  2. Derya Sazak

  3. Sol arayış
Derya Sazak

Derya Sazak

Yazarın Tüm Yazıları >

Sol arayış

02 Eylül 2008 Salı 09:59A+A-

AKP karşısında iki seçim kaybeden ‘sol’ siyaset bir kez daha çıkışını arıyor.

Devrim Sevimay’ın Milliyet’teki yazı dizisi, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin yerel seçimleri fırsat olarak gören değerlendirmesiyle başladı. Sosyal demokrat adayların kazanması için, “İstanbul’dan başlayabiliriz” diyor Çelebi.

DİSK, 2007 seçimleri öncesinde ‘10 Aralık Hareketi’ ile solda ‘bütünleşme, kitleselleşme’ iddiasıyla bir partileşme arayışına öncülük ettiği için bugünkü dağınıklık ve çözülmenin nedenleri hakkında deneyim sahibi. ‘Yeni oluşum’ o sırada partileşemedi; çünkü AKP’ye seçim kazandıran orta alt sınıfları çekecek alternatif bir ‘iktisat modeli’ ortaya çıkmadı. Demokrasi ve özgürlükler, Kürt sorunu konularında ‘CHP’nin solu’nda yapılanma çabalarına karşın seçim yaklaştıkça hareket etkisini yitirdi. Çankaya krizi, ‘e-muhtıra’ ve 22 Temmuz öncesindeki Cumhuriyet mitingleriyle toplum ‘laik-cumhuriyetçi-muhafazakâr-İslamcı’ ekseninde bölündüğü için ‘AKP-CHP’ yarışından da iktidar partisi kazançlı çıktı. Üstelik, AKP oylarını yüzde 47’ye yükseltti.

Normal olan, CHP’nin Baykal liderliğinde beş yılda ikinci kez yenilgiye uğraması karşısında yönetimin çekilmesi, Ecevit’in 1970’lerde yaptığı gibi, partiyi halka açacak genç bir kadronun ‘sol’ vizyonla değişim ve yenileşmeyi sağlamasıydı. Seçimden bu yana geçen bir yılın sonunda bunun da olmayacağı görüldü.

CHP’ye seçim kazandıramayan parti ‘politbürosu’ lidere kurultay kazandırarak yönetimini her defasında pekiştiriyor. Bu da, partinin ağırlaşan siyasi ve toplumsal reflekslerini, daha fazla ağırlaştırıyor. Partinin ‘sosyal demokrat’ kimliği eriyor!

Son olarak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un konuşmasını yorumlarken, “Sözler söyleniyor ama hiçbir şey yapılmıyor” diyen Deniz Baykal’ın CHP’yi AKP’den kurtulma uğruna sıkıştığı askercil alandan kurtulmak bir yana hâlâ “Darbe yapılmıyorsa bu sözler niye söyleniyor, denilemez. Uyarılar dikkate alınmalı” şeklinde konuşması dramatiktir. Deniz Bey, Ergenekon’un avukatlığına soyunmakla da vahim bir hata yaptı.
Ecevit, 1970’lerde CHP oylarını yüzde 40’lara yükseltirken, ‘12 Mart muhtırası’na karşı çıkmış, sivil hak ve özgürlükleri, orta alt sınıfları ve solun renklerini kucaklayan ‘düzen karşıtı’ bir programla 1973 ve 1977’de partisini iktidara taşımıştı.

AKP karşısında CHP bunu yapamıyor.
‘Liberal sol’un sorunu ise, AB sürecinde ‘reformist’ gözüken ancak Türkiye’yi ‘muhafazakârlaştırma’ projesi olan AKP ile ‘yol arkadaşlığı’nın (yoldaşlık değil elbette) nereye dek sürdürüleceği konusunda düğümleniyor. Ergenekon’un üzerine yürüyor diye, ‘muhafazakâr-demokrat sol’ ittifakı savunulabilir mi?

Sol siyaset, geniş kitlelerin önüne Türkiye’yi yönetecek alternatif bir iktisat modeli koymadıkça iktidara gelemez.

MİLLİYET

YAZIYA YORUM KAT