1. YAZARLAR

  2. Kerim Balcı

  3. İsrail'e bağlılık yemini ve Lieberman ırkçılığı
Kerim Balcı

Kerim Balcı

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail'e bağlılık yemini ve Lieberman ırkçılığı

08 Ekim 2010 Cuma 02:24A+A-

İsrail sonunda bunu da yaptı ve ırkçılığa doğru yeni bir adım attı: Başbakan Netanyahu ırkçı Yisrael Beiteinu (İsrail Evimiz) Partisi'nin talep edip durduğu "Yahudi devletine bağlılık yemini" kanununu onaylayacağını söyledi.

İktidar ortağı İşçi Partisi de kendisinden beklendiği gibi koalisyondan çekilmek yerine, bu yasayı desteklemek için yerleşim birimleri inşasının durdurulması yönünde bir taviz koparmaya çalışıyor.

Bağlılık yemini meselesi dünya siyasetinde uzun bir geçmişi olan; İsrail siyasetinde de son birkaç yıldır yoğunlukla tartışılan bir konu. Bu yemin öyle her vatandaştan belli aralıklarla istenen bir yemin değil. Bir ülkeye sonradan vatandaş olmak isteyen kişilerden her ülke belli bir kararlılık gösterisinde bulunmasını istiyor zaten. Bu, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerde Kraliçe'ye bağlılık yemini şeklini alıyor; Türkiye gibi ülkelerde de devletle yeni vatandaş arasında karşılıklı sorumluluklar anlaşması denilebilecek bir metnin imzalanması şeklinde oluyor. Askerlik hizmeti olan ülkelerde asker kişilerin yeminleri çoğunluk ülkeye bağlılık ve gerektiğinde ülke için ölme kararlılığının ifade edilmesi şeklini de alıyor. Ancak bunların hiçbirinde yeminin içeriği bağlılık ifade edilen ülkenin dinine atıfta bulunmuyor. Aksi olabiliyor. Mesela geçmişte Türk askerleri devletin laik yapısını korumaya yemin ederlerdi. Bugün bu da yapılmıyor. İsrail ise bütün dünyanın gittiği yönün tersine bir adım atarak ülkeye yeni vatandaş olmak isteyenlerin "Yahudi ve demokrat İsrail Devleti"ne bağlılık yemini etmelerini isteyecek. Süreç başlamış ve taraflar anlaşmış olduğundan bunu olmuş bitmiş bir yasal düzenleme olarak görebiliriz.

Bu bağlılık yemini uygulaması öncelikli olarak evlilik sebebiyle İsrail vatandaşı olma hakkı kazanan Arap ve Çerkezleri vatandaşlık talebinden vazgeçirmeye yönelik bir hamle. Ancak bağlılık yemini fikrini ortaya atan Yisrael Beiteinu Partisi için bu sadece bir ilk adım. Bağlılık yeminleri bir defa tesis edildiler mi sürekli olarak daha dışlayıcı bir şekilde gelişme eğilimi gösterirler. Nitekim Yisrael Beiteinu Partisi'nden milletvekili David Rotem vatandaşlık kanununda yapılan değişiklikten sonra milletvekillerinin bugüne kadar "İsrail Devleti'ne sadık olmaya söz veriyorum!" şeklinde olan yeminlerinin, "Bir Yahudi, Siyonist ve demokratik devlet olan İsrail Devleti'ne ve onun sembol ve değerlerine sadık olmaya söz veriyorum!" şeklinde değiştirilmesini teklif etti bile. Partinin lideri Avigdor Lieberman da 2008 yılının sonundaki Gazze Operasyonu sonrasında bütün vatandaşların benzer bir bağlılık yeminini imzalamalarını, aksi takdirde oy verme haklarını kaybedecekleri bir uygulamanın başlatılmasını savunan bir makale yayınlamıştı The Jewish Week adlı dergide.

İsrail'in kendisini genelde bütün Filistinlilere, özelde de Hamas'a bir Yahudi Devleti olarak tanıttırma gayreti zaten baştan beri yanlış ve anlamsız. Yahudilerin İsrail'i "kendi milletlerinin bir vatanı" olarak görmesi meşru olabilir; ama bunu bile Yahudilerden talep etmek kabul edilemez. İşte Naturei Karta grubu Yahudileri -hani şu New York'ta Cumhurbaşkanımızı ziyaret eden lüleli dindar Yahudiler- İsrail'i bir Yahudi Devleti olarak kabul etmiyorlar. Ancak İsrail Filistinlilerle giriştiği her barış görüşmesinin ön şartı olarak kendisinin bir Yahudi Devleti olarak tanınması şartını ileri sürüyor. Güvenlik talebi tamam; sınır korumada işbirliği talebi tamam; bayrağına, milli marşına, parasına saygı beklemek tamam; ama bir ülkeyi bir dinin memleketi olarak tanımanın dayatılmasını ne akıl kabul eder, ne hukuk.

Ama Netanyahu diyor ki: "Madem biz bunu Filistinlilerden talep ediyoruz; o zaman vatandaşımız olmak isteyenlerden de talep etmeliyiz." Bunun daha Türkçesi, "Madem bu saçmalığı Filistinlilere dayatıyoruz, o zaman herkese dayatalım," demektir. Bunun İsrail'de yaşamak isteyen papazlara, Hayfa ve Akko'yu kutsal şehir bilen Bahai din adamlarına, Cevlân (Golan) bölgesinde kutsal mekanları olan Dürzîlere dayatıldığı bir gelecekte bakalım Netanyahu ne yapacak?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT