1. YAZARLAR

  2. M. Emin Yıldırım

  3. Hakkari halkı ne istiyor?
M. Emin Yıldırım

M. Emin Yıldırım

Yazarın Tüm Yazıları >

Hakkari halkı ne istiyor?

26 Nisan 2008 Cumartesi 03:55A+A-

Hakkari tabela bilgisine göre 60 bin nüfusu olan ve dağlar arasında kalan küçük bir vilayetimizdir. Şehir yüzde 99’u Sünni ve Şafî olan Kürtlerden oluşmaktadır.

Şehrin tamamına hükmeden Sümbül Dağı ve dağın hemen karşısında ona bakarak boynunu büken ters laleler, işiten kulaklara o coğrafyanın hüzün dolu tarihine dair çok şeyler söylemektedir.

 Bölge halkına soruyoruz: “Devletten neler bekliyorsunuz?” Hiç kimse en başta “yol, su, iş, aş istiyoruz” demiyor. Ortak söylem, “Bizi anlamalarını bekliyoruz” oluyor. Bölgenin hassasiyetlerini bilmeyen birileri belki tam anlamı ile bu söylemi anlamayacak; “sanki devlet onları tanıyıp, anlamıyor mu?” diye bir ön yargı ortaya koyacaklardır. Ama üzülerek söyleyelim ki, halen bu noktada ciddi sıkıntılarımız olduğu muhakkaktır. Mesela; bölgede hemen bizim programlarımızın arkasından Müftülüğün resmi Kutlu Doğum Programları oldu. Bu programların genel başlığı; Milli ve Manevi Değerlerimiz şeklindeydi. Hakkari’ye çok yakın bir ilimizde gerçekleşen bir programda ise Peygamber sevgisi ile birlikte vatan, bayrak, şehitlik ve ezan sevgileri anlatılmış, en sonunda da Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye; “Ananı ve Atanı say” diye başlayan vasiyeti okunmuş. Eğer devlet ricalimiz bölgeyi biraz olsun anlasalardı, bölge halkının hassasiyetlerini biraz olsun kavrasalardı, bu söylemin şu an için halka herhangi bir şey vermeyeceğini, hatta bizleri birbirimize bütünleştirecek İslâm kardeşliği hukukuna zarar vereceğini anlarlardı. Ama ne yazık ki, bunca kayba ve zarara rağmen halen yanlış üzerine yanlış yapılmaya devam ediliyor. En son Nevruz olaylarında devletin takındığı yersiz sertlik, bölgede son birkaç yıldır sağlanan sükûneti yeniden gerginliğe ve güvensizliğe terk etmiş durumdadır. Bu noktada mevcut hükümete çok iş düşmektedir. Gerçekten bölge halkı, şu an iktidarda olan kadrodan bu meselenin çözümü noktasında çok şey beklemektedirler. Her ne kadar Nevruz olaylarından sonra biraz ümit kırgınlığı yaşansa da, hükümetin göstermelik değil, kalıcı bazı adımlar atması, yeniden bölge halkının teveccühünü kazanmasına imkân sağlayacaktır.

 Halkın devletten bekledikleri meselesine daha çok şey söylenebilir ama biz bu kadarı ile yetinip, bölge halkının yine bizim sorumuz karşısında özellikle batıda yaşayan ve İslâmi hassasiyetleri olan çeşitli kurum ve kuruluşların içerisinde bulunan insanlardan da çeşitli talepleri oldu. Bu talep ve beklentilerin hepsini burada yazma imkânımız ne yazık ki yok, ama dile getirilen taleplerden önemli gördüğümüz 5 temel noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

1- Bizler dertlerimizle dertlenen iman kardeşlerimizi her an yanımızda görmek, bizlerle olduklarını hissetmek istiyoruz. Bizi ziyaret etmelerini, gelip halimizi bizzat buralarda görmelerini ve bu meseleyi televizyon başlarında tek taraflı ve resmi söylemin telkinleri ile değil, buralarda olan olayları bizzat içerisine dahil olarak, yerinde öğrenmelerini istiyoruz.

2- Bizlerin taleplerini dinlerken bize lütfediyorlar edası ile değil, hakkımızı iade ediyorlar şeklinde bir üslup bekliyoruz. Onlarca yıldır, görmemezlikten gelinen bu meselelere değinirken bizlerden teşekkür bekleyeceklerine, geç kaldıkları için en azından bizden özür dilemelerini bekliyoruz.

3- Kalem ve söz erbaplarının batıdan bu meseleye bakıp ahkâm keseceklerine, gelip bizzat olayları yerinde görüp bölge halkının hassasiyetlerini de gözeterek tespitlerde bulunmasını bekliyoruz. Söylemlerinde ya da bazı televizyon kanallarında sözde bölge halkının dertlerini yansıtıyoruz adı altında çevrilen dizi filmlerde bazı odakları rahatsız etmeme adına gösterilen hassasiyetin aynısını, bölge halkını incitmeme adına da ortaya koymalarını bekliyoruz.

4- Bizlerin derdi sadece ekonomik değildir. Özellikle bazı yardım kuruluşlarının yaptıkları faaliyetler her ne kadar takdire şayan ve güzelse de, bölge insanını dilenci konumuna düşürmeleri ve meseleyi sadece ekonomik bir sıkıntı olarak takdim etmeleri de bir o kadar sorunludur. Gerçekten bölgede ekonomik sıkıntılar da mevcuttur. Ama bunu gidermenin yolu sadece insanlara et, ayakabı, yiyecek dağıtımı yapmak değil, kalıcı iş imkânları sağlamak, küçük ölçekte de olsa bazı iş sahaları açmakla giderilebilecektir. İşte biz hayırsever insanlarımızdan buralarda böyle yatırımlar yapmalarını bekliyoruz.

5- “Kendisi için istediğini, mümin kardeşi için istemeyen kâmil manada iman etmiş olamaz” diyen, Efendimiz’in bu temel ilkesi altında batıdaki kardeşlerimizin bir söylem ve bu söyleme uygun olarak bir eylem ortaya koymalarını bekliyoruz. Yıllardır duyduğumuz kardeşlik türkülerinin somut bazı adımlarını görmek, karşılıklı kardeşlik hukukuna zarar vermeyecek kuşatıcı ve bütünleştirici bir duruş bekliyoruz.

 İşte bölge halkının bize söylediği taleplerden birkaçı bunlardı. Bu noktada yazılacak, üzerinde yorum yapılacak o kadar çok şey var ki, ama şu kadarını söylemekle yetinelim ki; artık Müslümanların bu meseleyi her boyutu ile konuşmaları ve acil çözümler üretmeleri şarttır. Bu meseleye 40 bin insanı kurban vermiş olan bu milletin daha fazla dayanacak gücü kalmamıştır. Söyler misiniz; bir bu kadar daha kurban verdikten sonra mı konuşacağız?

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum