1. YAZARLAR

  2. Erol Katırcıoğlu

  3. CHP, Sol siyaset ve referandum
Erol Katırcıoğlu

Erol Katırcıoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

CHP, Sol siyaset ve referandum

14 Ağustos 2010 Cumartesi 13:22A+A-

CHP, kendisi “sol” bir parti olmasa da kapsadığı tabanın içinde “sol” özlemli birçok insanın olduğunu biliyorum. “Sol özlemli” demem onların düşünce ve iddialarından çok, özlemlerine vurgu yapmanın daha doğru olduğunu düşündüğümden. Çünkü sol düşünce ve iddialarla CHP’nin siyasi pozisyonlarını biraraya getirmek pek mümkün değil bence. Bugün dünyada sol, sol olmanın gereği olarak yalnızca yoksulluğa, işsizliğe ve sömürüye maruz kalan toplum kesimlerinin değil aynı zamanda kimlikleri nedeniyle mağdur olan insanların dertlerine çözüm ararken; bütün bunları unutmuş CHP, yeni başkanıyla işsizleri, yoksulları ve sömürülenleri ancak hatırlayabildi.

Doğrusu Türkiye öyle hızlı değişiyor ki siyasi pozisyonlarla hayat arasında sürekli kaymalar ortaya çıkıyor ve sonuçta kim nerede hangi pozisyona sahip anlaşılması zor hale geliyor. Bu nedenle de CHP’de bazı insanlar hâlâ “sol”da durduklarını sanıyorlar ama CHP sağa kaydıkça onlar da sağa kaymış oluyorlar ve çoğu durumda bunun farkında bile olmuyorlar. O nedenle de bugün CHP’de özlemleri “sol” olan insanlar az değil ve yeni Genel Başkan’ın ülkedeki ekonomik mağdurlara vurgu yapması, yoksulluğu, işsizliği ve sömürüyü hatırlamış olması onları sevindiriyor.

Zaten bugün Kılıçdaroğlu’ndan umutlananlar da aslında onlar. Onlar partideki “sağ”a kayışı görüyorlar ve Kılıçdaroğlu’nun bu kayışı durduracağını inanarak CHP’den umut kesmemek gerektiğini söylüyorlar. Bu çerçevede de Kılıçdaroğlu’nun sözlerine derin anlamlar yükleyip “Bak göreceksiniz bu toplum onu bağrına basıp başbakan yapacak” diyorlar.

CHP’deki “Baykal operasyonu”nun kim tarafından tezgâhlandığı henüz aydınlanmadı. Türkiye büyük bir hesaplaşmaya doğru giderken, daha doğrusu Baykal’dan dolayı gidemezken ya da etkili bir biçimde gidemezken, birileri Baykal’ı devre dışı bıraktı. Beklenti, yelkenleri şişirecek olan Kılıçdaroğlu’yla oluşan CHP-AKP çekişmesinin CHP bakımından daha dengeli bir hale gelmesiydi. Anlaşılan plan buydu.

Doğrusu ben Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek performansından böyle bir dengeyi sağladığını sanmadığım gibi sağlayabileceğini de düşünmüyorum. Tabii bunu bilmek kolay değil ama Kılıçdaroğlu’nun bugüne dek kamuoyunda gözlenen sözleri ve tavırlarından böyle bir tahminde bulunmak bence mümkün. Sözlerindeki ikircikli ifadeler, ifade ettiği resmi CHP görüşünün dışındaki görüşlerinden hemen dönmesi Kılıçdaroğlu’nu daha şimdiden ana muhalefet partisini taşıyamayacak bir siyasetçi olduğunu gösterdi.

Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin ötesinde geçenlerde referanduma “evet” diyeceğini açıklayan CHP milletvekili Eşref Erdem’in disiplin kuruluna verilmesi ve sonrası istifası etmesi CHP’deki yeni yönetimin de nasıl bir yönetim olduğunu gözler önüne serdi. Tabii bu arada Eşref Erdem istifasını kamuoyuna açıklarken “Baykal operasyonu”nuyla ilgili önemli sözler söyledi. Bu operasyonun bir “parti içi” operasyon olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun genel başkan yapılmasına yönelik yapılan gizli toplantılardan ve görüşmelerden de bilgi sahibi olduğunu belirtti.

Bugün Türkiye’de “sol” siyasetin önüne referandum ve YAŞ kararları olarak çıkan kavşak, “sol” siyasetin önümüzdeki dönemde ne ölçüde anlamlı bir siyaset olacağını da belirleyecek bir kavşak. Türkiye’nin yönetiminde askerin ve bürokrasinin gücü ile sivil siyasetin gücü arasındaki tercihlerinin oylanacağı bu kavşakta “sol” hâlâ AKP, irtica vs. üzerinden değerlendirmelerle referanduma “hayır” diyecekse, YAŞ kararlarını böyle yorumlayacaksa bence önümüzdeki dönemin siyasetinde pek bir kıymet-i harbiyesi de olmayacaktır.

CHP, kendisi bir “sol” parti olmasa da etkilediği tabanın “sol” özlemli olanlarını böyle bir kavşak noktasında “hayır”a doğru sürüklüyor. Her ne kadar AKP’ye yüklense de referandumu bir AKP-CHP çekişmesine sürükleyenin de kendisi olduğu ortada. Çünkü Türkiye büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor ve CHP’de “Baykal operasyonunu” yapanlar da bunu biliyor. Bence bunun bir “iç” operasyon mu yoksa bir “dış” operasyon mu olduğunun ise bir önemi yok. Önemli olan operasyonun devamı.

Operasyon da devam ediyor zaten…

TARAF

YAZIYA YORUM KAT