1. YAZARLAR

  2. Abdulvehhap El- Efendi

  3. Araplar mezarda yaşıyor!
Abdulvehhap El- Efendi

Abdulvehhap El- Efendi

Yazarın Tüm Yazıları >

Araplar mezarda yaşıyor!

25 Nisan 2009 Cumartesi 03:27A+A-

Arap şair Nizar Kabbani’den Arapların vefatının tanıklığını okuduk ve kendi tanıklığımızı onunkine ekledik. Zira Arapların vatanında anılmayı hak eden bir yaşam yok. Halklar kısıtlanmış durumda. Yaratıcılık bitmiş. Bilgi yok, eğitim Babil dönemin-dekinden geride. Tüm bunlar bu ümmetin ruhuna Fatiha okumak ve başka bir gezegende yaşam arayarak uzaklaşmak için yeterli.

Fakat ‘Arap kabristanı’ bize hâlâ, ‘ölümden daha kötü hallerin olduğuna’ dair sürprizler yapıyor. Şu günlerde her Arap ülkesinde gördüğümüz peşi sıra gelen felaketler şaşkınlık şaratıyor. Bu güldüren Arap trajedisinin son halkasını, Hizbullah’la ve daha önce de Katar ve Hamas’la çıkarılan yapay çekişmeyle şu günlerde Mısır yaşıyor. Bütün bu çekişmeler Mısır’ın egemenliğine veya liderlik rolüne yöneltildiği iddia edilen saldırılar ve ülkenin imajının lekelenmesi arka planında yaşanıyor.

Neyse ki Batılılar bizi sevmiyor...

Kendi mezarında duran sadece Mısır da değil. Felaketin eşiğinde olmayan tek Arap ülkesi yok neredeyse. Mekke ve Medine’nin bulunduğu topraklarda mezhepçi çatışmanın işaretleri, kraliyet ailesindeki iç çekişmenin ipuçları ve büyük tehlikenin sosyal göstergeleri söz konusu. Lübnan ve Yemen’de hükümetle muhalefet arasında kutuplaşma yaşanıyor. Moritanya’daki yıkıcı çekişmenin bir benzerini Bahreyn’de, mezhepçi kutup-laşma tehlikesiyle birlikte görüyoruz. Sudan ve Irak’tan bahsetmeye hiç gerek yok. Diğer ülkelerse kendi acziyetlerine dalmış yöneticilerle, halkların sabrının tükenmesi nedeniyle fırtına uyarısını yapan tıkanıklıkla mücadele ediyor.

Felaketten daha kötüsüyse, felaketin kahramanlarının ortada bir felaket değil, başarı görmesi. Mısır medyası ülke üzerindeki komployu su yüzüne çıkarıyor, zanlıları yargılayarak ve haklarında karara vararak bütün yasalara aykırı davranıyor ve bunu açık bir başarı olarak kutluyor. Ne şans ki, Amerikalıların ve Avrupalıların çoğu Arapları sevmiyor. Yoksa ölüm tekneleriyle kendini gösteren başka bir sıkıntı yaşardık ve bu tekneler Arap ülkelerinin nimetlerinden yararlanmak için siyasi sığınma talebiyle Akdeniz veya  Atlantik’i tersi yönde geçerdi!

Irak, Yemen ve diğer Arap ülkelerinde gördüğümüz kör şiddet bu yalanın kıvılcımları. Şiddet cami ve okul tanımıyor, dokunulmazlıkları gözetmiyor. Arap bedenini bütünüyle yok olmakla tehdit eden tehlikeli bir kanser bu. Arapların içinde bulunduğu ölüm halinin en anlamlı ifadesi, işgal altındaki Filistin’de yaşanan gelişmeler. Bunlardan en belirgini, Arapları ve özellikle de ılımlılarını sevindirmeyen faşist eğilimli, aşırı sağcı bir İsrail hükümetinin seçilmesi. İsrail de Arapların ölüm haberini duydu... İsrail ve bir başkası Arapları görmezden geldiği ve hafife aldığı için ayıplanamaz. Zira kendi kendini alçaltanı başkaları daha da fazla alçaltır. Arap bedenine halkların haklarını geri almalarıyla hayat gelmedikçe hiçbir şey değişmez. Arapların en belirgin hastalığı dışarıya umut bağlamaları, dışarıyı ayıplamaları ve kahramanca açıklamalar yapan her despotları sicili karanlık olsa bile kutlamaları... (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 17 Nisan 2009)

RADİKAL

 

YAZIYA YORUM KAT