1. YAZARLAR

  2. Ayşe Böhürler

  3. Yüksek güvenlikli açık hava hapishanesi: Gazze
Ayşe Böhürler

Ayşe Böhürler

Yazarın Tüm Yazıları >

Yüksek güvenlikli açık hava hapishanesi: Gazze

03 Ocak 2009 Cumartesi 09:50A+A-

İsrail tüm insani kapıları kapatıyor; kafesteki köleleri aslanlara yedirmek ve medya aracılığı ile tüm dünyaya bunu seyrettirerek acımasızca gücün kimde olduğunu tüm dünyaya gösteriyor. Savaşları anlamak için o coğrafyaları bilmek gerekiyor. Gerçek saldırganın kim olduğu ancak böyle çok daha iyi anlaşılabiliyor... Filistin'e gitmeden orada bir ülke olduğuna inanıyordum. İsrail'den vize almakla başlayan süreçte bu inancım ve daha pek çok şey değişti.

İngiliz şair George Sanders'in tanımlaması ile "süt ve bal akan ülke" tamamen istila edilmiş, İsrail toprakları içinde kuşatılmış birbirinden kopuk adacıklar halindeki Filistinlilerin yaşadığı bölgeler kalmış ortada. Eski Kudüs çarşısında karşılaştığımız satıcı kadınlarla konuşmak bile durumu anlamak için yeterli oluyor.

"Hıristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar hep birlikte yaşıyorduk. Hiçbir problemimiz yoktu. Birbirimize saygılıydık ve iyi komşulardık. Ama birisi, hiç kimse yokmuşçasına gelip "Tanrı bana buranın benim toprağım olduğunu söyledi!" dediğinde çatışma başladı.

"Kocam on beş senedir izni olmadığı için buraya gelemiyor ve çalışıp para kazanamıyor. Evin geçimini çocuklar ve ben maydanoz satarak sağlıyorum."

"Eğer bizi resmi olarak hapse atsalardı şimdiki durumumuzdan daha iyi konumda olurduk. Hapiste insanlar yiyorlar, içiyorlar, uyuyorlar ve hiçbir şeye karışmıyorlar. Bizim şimdiki durumumuz resmi hapishanelerde bulunan insanlardan daha kötü. Bize sen mahkûmsun, git kendi başının çaresine bak. Ne halin varsa gör, diyorlar."

"Kendimizi kafesteymiş gibi hissediyoruz…"

İsrail izin vermeden bölgeye bir insanın hatta bir ekmeğin bile girmesi mümkün değil. İsrail Filistinlileri üç ayrı kart kategorisinde değerlendiriyor. Filistinlilerin bölgede dolaşma ve yaşama sınırlarını bu kartlar belirliyor. Üç ayda bir yenilenen bu kartlara sahip olmayan Filistinlilerin ise neredeyse evlerinden çıkmaları mümkün değil. Bu durumun Filistinlilerin hayatlarını nasıl felç ettiğini Batı Şeria yakınlarında gittiğimiz köyde köylülerden dinlemiştik. Köyün erkekleri bu nedenle köyden dışarı çıkamadıklarını ve işsiz olduklarını, mecburen kadınlarını İsraillilerin evinde hizmetçi olarak çalışmaya gönderdiklerini anlatmışlardı.

Bu kartlara sahip olabilmek içinse iki kuşak geride ailenizden hiç kimsenin Filistin savunmasına (onlar terör diyorlar) bulaşmamış olması gerekiyor. Hele de Gazze'den olmak şüpheleri hemen üzerine çeken bir durum. Birçok Filistinli kadının kocası Gazze'den dışarı çıkamadığı, onlar da Gazze'ye giremediği için uzun yıllardır ayrı yaşıyorlar.

Gazze'de, bu yüksek güvenlikli açık hava hapishanesinde 1.5 milyon Filistinli yaşıyor.

10 yıldır her şeyi ile İsrail'in kontrolü altında.

İsrail'in işkence derecesine varan bir titizlikle yürüttüğü kontrollere rağmen Hamas'ın kullandığı Kassam füzelerini yapacak malzemenin nasıl temin edildiğini merak ediyorum. Duruma böyle bir fotoğraftan bakınca Batı medyalarında sıkça telaffuz edilen İsrail'e ağır Hamas saldırısı ya da ateşkesi bozan Hamas'a karşı İsrail'in kendini koruması gibi tanımlamalar anlamsız kalıyor.

Çünkü İsrail geçişine izin vermediği için hastanelerde ilaç yok, yiyecek yok, para yok. Çalışabilir nüfusun bir bölümü yıllardır süren bombardımanlarda sakatlanmış... Çalışabilir durumda olanların ise çalışacakları iş yok.

Bölge halkı İsrail'in geçişini izin verdiği kontrollü yardımlarla geçiniyor.

Gazze'nin İsrail dışındaki çıkışını sağlayan Refah kapısını ise Mısır devleti ve uluslar arası camia İsrail adına sıkı kontrol ediyor.

İsrail burada yaşayan herkesin cep telefonunu bilecek kadar Gazze'nin içinde (Bombardımandan önce herkesi arayıp dışarı çıkmaları söyleniyor).

Hamas nedeni ile Gazze'deki Filistinlilerin yok edilmesine neden olan Kassam füzeleri ilkel koşullarda yapılıyor. Kassam füzelerinin ulaşabildiği uzaklık 3-12 km arasında değişiyor.

Tel Aviv'deki Jaffee Stratejik Çalışmalar Merkezi'nden Yoram Schweitzer, "Kassam füzeleri son derece basit şeyler. Bölgedeki İsrailliler üzerindeki başlıca etkileri psikolojik". Schweitzer'e göre bu roketler 'ucuza mal olan ve kolayca fırlatılabilen, sonuçta da büyük baskı yaratan araçlar oldu.'

İsrail'se bugüne dek Kassam tehdidine Gazze'deki metal atölyelerine saldırılar düzenleyip, militanların siper aldığı meyve bahçelerini yıkarak yanıt verdi. Ayrıca füzeleri imal ettiğinden kuşkulandığı kişilerin evlerini sistematik olarak yaktı. (BBC)

Yoksa bunların hepsi birer bahane mi? İslam dünyasının dilinden Filistin davası sözleri düşmüyor. Ya bir hayal dünyasında yaşıyoruz ya da çaresizlik bizi böyle hamaset edebiyatına duçar ediyor. Son günlerde gelen mesajlara bakarak bile yenilgi nedenleri üzerine fikir yürütülebilir. Fetih devleti olmamızdan tutun da İslam kardeşliği hatırlatmaları ve tepkiler... Bunların hiçbirisi İsrail için bir anlam ifade etmiyor. Eminim bu duygusal deşarjlardan da ayrıca mutlu oluyordur.

Ya da Amerikan dış politikası, Obama'yı fiili olarak göreve başlatmadan Filistin sorununun Filistinlilerin yok edilme pahasına çözülmesini istiyor. Belki de İran'ı nükleer saldırıya kışkırtıp Ortadoğu'yu baştan sona yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün gibi Müslüman kardeşlerinin işbirliği ile...

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT