1. YAZARLAR

  2. İbrahim Öztürk

  3. Yeni zamların düşündürdükleri...
İbrahim Öztürk

İbrahim Öztürk

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni zamların düşündürdükleri...

04 Ocak 2010 Pazartesi 01:08A+A-

Yılın ilk yazısında karşınıza ufuk açıcı, moral düzeltici bir yazıyla çıkmak isterdim. Ancak gündem kendini dayattı ve ben de mecburen zam bahsini yazacağım.

Yeni yıl zamlarla başladı. Hükümet korkunç bir tepki çekti. Halkımız zor durumda. Böyle ortamda 'sadece gerçeği ve olması gerekeni yazmak' kolay değil.

Bazıları konuyu görmezden gelip dağdan bayırdan yazabilir. En risksiz yöntem bu. Ya da 'IMF geliyor, AK Parti'nin Kemal Derviş'i Mehmet iş başında' der, bol aferin alır. Hatta 'bravo' tezahüratları altında halk demagoji krallarını iktidara taşıyabilir. Çok da denendi bu yol. Ancak kısa süre sonra esas kazığı kendine attığını anlar. Zira utanmaz adam 'devlette süreklilik esastır, dün dündür, bugün bugündür' diyecektir. Veya, herkese yeşil kart, herkese çift anahtar! Yar bana bir eğlence halleri!

Üçüncü bir yol ise her koşulda hükümetin payandası olmaktır. Artık şaşılık sizi esir almıştır ve doğruları gösterme diye bir şansınız yoktur. 'Devranın adamı' olarak kimse sizi merak etmez, okumaz, prim vermez. Yerin altının, yerin üstünden hayırlı olduğu bir durumdur bu.

Benim yolum belli. 'Olması gereken nedir' sorusuna cevap aramak. Çıkış yolunu gösteremediğim bir yerde, alternatif üretmeden vicdansız ve insafsız bir şekilde eleştiride bulunmamak.

Gelelim zamlara. 2008 yılının son çeyreğinde dünyada kriz derinleştiğinde bütün dünya alarma geçti. Hemen her yerde şirketlerin ve halkın talebi 'Aman hükümet devreye girsin. Para saçsın, batanları kurtarsın, hatta harcama kuponu versin, her türlü vergi desteği konulsun yeter ki paniği önlesin.' şeklinde oldu. Ben de buna destek verdim zaten. Türkiye'de de gelişmeler böyle oldu. Türkiye'de bir fark vardı. İlk defa bir krizde zengini kurtarıp faturayı halka yüklemedi. Hükümet açtı kesenin ağzını. 12 milyar TL olması gereken bütçe açığı 2009'da 60 milyar TL'ye çıkıyor. 2010 yılında ise bu 50 milyar TL olacak.

Sonuçta bütçe açığının milli gelire oranı % 2'den % 7'ye, AB tanımlı (brüt) kamu borç stokunun milli gelire oranı ise % 39'lardan % 48'lere çıktı. 2010 yılında kamunun borç döndürme oranı tam % 105. Yani devlet her 100 liralık borcunu ödeyebilmek için 100 liradan daha fazla borç bulmak zorunda demek. Söyler misiniz, bu kısır döngü nasıl kırılacak? Halk için harcananlar uzaylılardan mı yerine konulacak?

Öte yandan 'harca, harca' diye tempo tutanlar, yine taleplerini sıralamaya devam ediyor: 'IMF ile anlaşma, böyle bir kaynak gelmez olsun. Ayrıca tüketim malzemelerine zam da yapma. Ha unutmadan bir de maaşlara, asgari ücrete, tarımsal ürünlere... yeterince zam yap.' Daha bitmedi, tüketici kendi kullandığı krediye düşük faiz, bankaya yatırdığına ise yüksek faiz de ister. Yeri gelmişken biraz daha devam edelim. Depolarda oturan ilkokul mezunu Tekelci, üniversitedeki doçentten çok alıyor. Ancak 'devam etsin' diye sokaklarda. İlaç sanayicileri ile kârları hortumlarken sesi çıkmayan eczacı da sokaklarda. İlaç sanayicisi, eczacıya verdiği ilaç kadarını da 'sat cebine koy' diye bedava verirken iyiydi. Örgütlü-Tekelci sendikası ile zavallı halkı soyarken dönüp bu kuruma 'yazıktır, bu kadarı olmaz' demek aklına gelmiyordu. SGK batıyormuş, kimin umurunda!

Oysa almadan vermek sadece Allah'a mahsus. Gerçek şu ki, kriz ortamında paniği önlemek için bozulan dengeler bu aşamada toparlanmazsa, süreç bir kartopuna döner. Türkiye'nin 2010'daki en büyük riski, mali açıdan batmanın eşiğine gelen Avrupa ekonomileri. Oradakiler bizim hükümetin attığı neşteri atamıyor.

Oysa geçmişteki gibi seçim korkusuyla neşter atılıp, mali bozulma durdurulmazsa, para basarak sorun ötelenirse yara kangrene döner. Kamunun bozulan mali dengeleri kontrolden çıkarak fasit bir daireye girer. Bu modelin sonuçlarını herkes ezberlemedi mi? Balık hafızalı değilsek düşünelim, 1994, 1999, 2001'de olan neydi?

İşte o zaman 'yok mu ABD'de IMF'yi ikna edecek yeni bir Kemal Derviş' diye adam ithal etmek zarureti olur. Haksız isem, sizin çözümünüzü duymak isterim!

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT