1. YAZARLAR

  2. Halil Çelik

  3. Yemen'de neler oluyor?
Halil Çelik

Halil Çelik

Yazarın Tüm Yazıları >

Yemen'de neler oluyor?

13 Ekim 2009 Salı 01:40A+A-

Yemen ordusu ile Husiler arasındaki savaş üçüncü ayına girdi. 2004'ten bu yana düşük ölçekli de olsa süren ve geçen iki ay zarfında şiddetlenen savaşın Yemen'i ve Arap yarımadasını istikrarsızlaştırmasından endişe ediliyor.

Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre son beş yılda 150 bin sivil, şiddet olayları nedeniyle evinden oldu.

Aslında Yemen'deki çatışmaların sebeplerini irdelemeden önce bazı tespitlerde bulunmakta fayda var. Öncelikle Yemen iç şartları uzun süredir kırılgandı. İdarî başarısızlık, demokratik gerileme, kaynakların kıtlığı ve adaletsiz dağılımı, resmî kurumların ve sivil toplumun zayıflığı iç isyanları körükledi ve dış güçlerin müdahalelerini tetikledi. Bir anlamda Yemen için iç sorunlara dış güçlerin müdahalesinin tipik bir örneği diyebiliriz. Irak ve Somali'de de yaşanan buydu. Şimdi ise Yemen'de tekrarlanıyor. Keza iç savaştan yeni çıkmış Sudan ve Lübnan da tekrar aynı potaya girme tehlikesiyle karşı karşıya.

İç şartlar zayıflayınca üç sorun kendini gösterdi. İlki ülkenin tekrar ikiye ayrılması yönünde taleplerin yükseldiği güneydeki sosyal hareketlilik. Bu hareketlilik, ilk başlarda şartların düzeltilmesi ve reform çağrıları yapıyordu ancak son zamanlarda kuzeyden ayrılma sinyalleri vermeye başladı. İkincisi El Kaide'nin Arap yarımadasının güvenliğini tehdit etmek için Yemen topraklarına dönmesi. Afganistan'da El Kaide'ye yönelik saldırıların artmasıyla birlikte birçok örgüt üyesi Somali ve Yemen'e geçerek ABD'nin terörle savaşıyla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Yemen ve Suudi Arabistan'a karşı faaliyetlerini artırdılar. Üçüncüsü ise 60 gündür ülkenin kuzeyinde Husilerle yaşanan çatışmalar.

Yemen'de halihazırdaki şartları anlamak için yakın tarihe bir nebze ışık tutmak gerekli. 1990'ların başına kadar birbirine rakip iki ayrı Yemen devleti bulunmaktaydı. Sana merkezli kuzeydeki iktidar, Zeydiye mezhebine bağlı siyasîlerin elindeydi. Şiiliğin bir kolu olan bu mezhebin temel vurgu noktası, iktidarın Peygamber soyundan gelen imamlardan olmasıydı. Aden merkezli Güney Yemen'de ise Marksist bir yönetim kurulmuştu. Sovyetler Birliği ve komünist blokun yıkılması sonrası Güney Yemen liderleri birbiri ardına gelen iç katliamlardan sonra içine düştükleri trajediden tek çıkış yollarının kuzeydeki kardeşlerinin kucağına atlamak olduğunu anladılar. Fakat geçen 15 yılın deneyimi, güneyliler açısından pek de iç açıcı olmadı. Güney Yemen'in devlet başkanı Ali Salim El Beyd, uzun süren sessizliğini bozarak, bu şartlarda birleşmenin süremeyeceğine ve Sana ile birleşme deneyiminin açık ara başarısız olduğuna işaret ederek ayrılık sinyalleri verdi.

Güneydeki sosyal hareketliliğe paralel olarak ülkenin kuzeyindeki Sada ve Arman vilayetlerinde Yemen ordusuna karşı savaşan Husiler, ilk olarak 1990 yılında adlarını duyurdular. O zamanlar daha çok kültürel ve dinî faaliyetlere yoğunlaşan Şiiliğin Zeydiye koluna bağlı bir yapılanmaydı. 2004'ten itibaren silahlı bir örgüte dönüştü. 4 yıl zarfında Yemen ordusuyla 5 savaş yaptı. Şimdi ise altıncı savaşlarını sürdürüyorlar. Yemen ordusu askerî açıdan güçlü olmasına rağmen örgütü dize getiremedi. Bu durum, birçok çevre tarafından Husilerin nereden destek aldıkları sorusunu yöneltti. Hükümet Husilere silah desteğinde İran rolüne yoğunlaşıyor. Fakat İran bu iddialara somut kanıtlar isteyince Yemen hükümeti bu sefer İran desteğinin resmi olmayan kurumlarca yapıldığını iddia etti. Arap basınında Yemen'le ilgili haber ve yorumlarda tıpkı Irak'taki Şii Mehdi Ordusu ve Lübnan'daki Hizbullah gibi İran'ın Suudi Arabistan'la çekişmesinde ve Şiiliği yayma çabası içinde Husileri bir kart olarak kullandığı tespitlerine yer veriliyor. Husilerin neden isyan ettiklerine ilişkin farklı yorumlar yapılıyor ancak baskın kanaat, kuzeydeki savaşın Sünni Selefiler ile Şii Zeydiler arasındaki dengeyi korumaya çalışan hükümetin işlediği hataların sonucu olduğu yönünde. Husilerin isyanına, Sada ve Arman dağlarında binlerce savaşçıyı etrafında toplayan Abdulmelik El Husi liderlik ediyor. Zeydiler 22 milyonluk nüfusun üçte birini oluşturuyor ve Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih de Zeydilerden.

Yemen haritada bulunduğu konum itibarıyla da önemli bir yere sahip. Körfez bölgesinin, Kızıldeniz, Hint Okyanusu ve Afrika kıtasına uzanan bölgenin bel kemiği. Bab El Mendeb boğazı sorunu yoğun yabancı varlığı sebebiyle Arap güvenliğinde önemli bir sorunu oluşturuyor. Türkiye de Yemen'deki gelişmelerde endişeli. Ortadoğu'da aktif rol oynayan Türkiye'nin, Yemen'deki istikrarsızlıktan direkt etkilenecek olan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle güçlü siyasî ve ekonomik ilişkileri bulunuyor.

Sonuç olarak Yemen'in tekrar bölünmesi 1960'lı yılların başında Mısır-Suriye birliğinin bozulmasından daha fazla acı verecek, bölge üzerindeki kara bulutları daha da koyulaştıracaktır. Şu anki birliğin halkın iradesi doğrultusunda sağlam ve demokratik temellerle yeniden formüle edilmesi kaçınılmaz.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT