1. YAZARLAR

  2. Erhan Başyurt

  3. Yargı bağımsızlığı tehlikede mi?
Erhan Başyurt

Erhan Başyurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Yargı bağımsızlığı tehlikede mi?

15 Ekim 2010 Cuma 00:33A+A-

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 4'ü asil 3'ü yedek 7 üyesinin toplu istifası, hedeflendiği gibi "Yandaş yargı oluşturulmaya çalışılıyor" tartışmasını yeniden ateşledi.

Referandumda pakete kimler karşı idiyse "yandaş yargı" tartışmasını bugün de onlar sürdürüyor.

Oysa ısrarla gündeme getirilen bu iddialar evrensel hukuka, yüksek yargıya, kürsü hâkimlerine ve en önemlisi halka hakaret anlamlarını taşıyor.

Evrensel hukuka hakaret çünkü Venedik Komisyonu da Avrupa Birliği de referandumda onaylanan şekliyle HSYK'nın yeni yapısını onaylıyor.

Yargı bağımsızlığını artıracağını ve evrensel standartlarda olduğunu teyit ediyor.

Yüksek yargıya hakaret çünkü Anayasa Mahkemesi CHP'nin yargı maddeleri de dâhil referandum paketinin iptali başvurusunu inceledi.

Anayasa Mahkemesi, CHP'nin iptal isteminin aksine yeni düzenlemenin yargı bağımsızlığını artıracağını gerekçeli kararda açıkladı.

Kürsü hâkimlerine hakaret çünkü yeni HSYK'da bel kemiğini onların belirlediği 10 kişi oluşturacak.

Hal böyleyken "yandaş yargı" eleştirisi kürsü hâkimlerine de güvensizliğin göstergesi.

Oysa yeni HSYK temsil keyfiyetini tabana yayarken hâkim teminatını güçlendiriyor.

Halka hakaret çünkü referandumda HSYK maddesi yeni haliyle halka sunuldu.

Hem CHP ve MHP hem de Yargıtay ve HSYK üyeleri maddeye itirazlarını yüksek sesle dile getirdikleri halde, halk yüzde 58 oranında maddeyi onayladı.

Henüz üzerinden bir ay geçmişken yeni düzenlemeyi bu şekilde eleştirmek halkın iradesine de saygısızlık.

Yeni HSYK'da gözden kaçırılan 3 husus

"Yandaş yargı" kampanyasını yürütenler maalesef "yargı bağımsızlığını" yeni düzenlemede nasıl arttığına dair birçok ayrıntıyı da gözden kaçırıyorlar.

Her şeyden önce yeni yapı eski yapının hiçbir açıdan daha gerisinde değil.

Eleştirilerin aksine birçok açıdan yargı bağımsızlığını daha artırıyor.

İşte tartışmalar arasında kaybolan 3 önemli ayrıntı.

Bir, yeni HSYK öncekinden farklı olarak kurumsallaşıyor.

Kendi sekretaryası olacak.

Dolayısıyla bugün dile getirilen "Bakanlık engelledi" tarzı krizler artık yaşanmayacak.

İki, bakan ve müsteşarı eskisinde de yenisinde de kurulun üyesi.

Ancak bakan yeni yapıda atama, terfi ve ceza kararlarını verecek 3 aktif komisyonun da üyesi olmayacak.

Yine Teftiş Kurulu bakana değil artık Kurul'a bağlı çalışacak.

Üç, sadece ilk derece kürsü hâkimleri HSYK için yapılacak seçimlerde oy kullanacak.

İlk dereceye yükselmek için en az 12 yıl görev yapmış olmak gerekiyor.

Başka bir deyişle bir AK Parti "kadrolaşması" endişesi de yersiz.

Sadece yargıda demokratikleşme ve temsili tabana yayma söz konusu.

Toplu istifa şovları sizleri yanıltmasın.

"Yandaş yargı" kampanyası neden?

Madem gerçeklik payı yok, aylardır "yandaş yargı" suçlaması ısrarla neden sürdürülüyor?

Sanırım cevabını mevcut yapıda aramak lazım.

HSYK üyelerini şu ana kadar Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçiyor, Yargıtay ve Danıştay üyelerini de HSYK üyeleri atıyordu.

"Seç beni, seçeyim seni" mutlu azınlık formülü mevcuttu.

Şimdi birileri kazanımlarını kaybediyor.

Geçmişteki kadrolaşmanın getirdiği avantajlarını yitiriyor.

Aslında eleştiri kampanyası yürütenlerin bir diğer ortak noktası da "Seyfi Oktay."

Eleştirileri siyasi alanda seslendiren CHP, Anayasa Mahkemesi'ne yapacağı iptal başvurusu öncesi Seyfi Oktay'a başvuruyor.

O da bazı üyelerle görüşüp bilgi akışı sağlıyor.

Oktay, o telefon konuşmalarında, yargı reformu ile güçler ayrılığı ilkesinin yok edileceğine dair bir sunum hazırladığını dile getiriyor.

HSYK'dan topluca istifa kararının sözcülüğünü yapan Kadir Özbek'in de Oktay ile önemli bir telefon trafiği var.

Özbek, yasal dinlemeye takılan konuşmalarında, Yargıtay ve kritik görevlere getirilecek şahıslarla ilgili Oktay'ın referansına başvuruyor.

Yine, Ergenekon davalarının hâkim ve yargıçlarına müdahale için de ikilinin temas halinde olduğu görülüyor.

Oktay, halen Ergenekon adına yargıyı etkileme girişimlerinde bulunmaktan tutuksuz yargılanıyor.

Adalet eski Bakanı Oktay, kendi döneminde hâkim ve savcı alımlarında yaptığı yoğun ideolojik kadrolaşması ile biliniyor.

Yeni HSYK yapılanması özellikle kürsü hâkimlerini güçlü kılıyor.

Bu da geçmişte yapılan her türlü kadrolaşmanın artık atamalarda birinci etken olmasının önünü kesiyor.

"Yandaş yargı" suçlaması yargıdaki bu demokratikleşme sürecinden duyulan rahatsızlıktan kaynaklanıyor.

Yine pazar günü yapılacak HSYK üyesi kürsü hâkimlerinin belirleneceği seçimlerde "blok" oluşturma arayışının bir sonucu.

BUGÜN

YAZIYA YORUM KAT