1. HABERLER

  2. HABER

  3. Uludere'de Katledilen 35. Kişi "Adalet" Olmasın!
Uluderede Katledilen 35. Kişi Adalet Olmasın!

Uludere'de Katledilen 35. Kişi "Adalet" Olmasın!

Yüzüncü gününde Roboski'de katledilenlerin yakınları ve olayı yakından takip eden kurum temsilcileri Islahhaber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

06 Nisan 2012 Cuma 16:49A+A-

Haber: Emin Altun

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyü yakınlarında savaş uçakları tarafından bombalanması sonucu çoğu çocuk 34 sivilin katledilmesinin üzerinden yüz gün geçti. Yüz günün ardından vahim olay ne aydınlatıldı ne de failleri bulundu. Açıklanan tazminat kararı da katliamda yakınlarını kaybedenlerin yaralarına merhem olmadı. Zira Roboskililer olay aydınlatılmadan açıklanan tazminatı onurlarına hakaret olarak algılayıp ret ettiler. Genelkurmay'ın TBMM'ye gönderdiği rapor ise akıllara ziyan tespitler içeriyor. Raporda gizlilik kararının arkasına sığınılarak, "harekât sınır dışı kurallarına uygun olarak yapılmıştır" deniliyor.

Katliamın yüzüncü gününde tanıklar ve olayı yakından takip eden kurum temsilcileri Islahhaber'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Katliam Tanığı: Acımız Hala Taze

Yüzüncü gününde katliamın tanıklarından Müzaffer Encü, faillerin bulunmamasının yaralarını kanattığını ve olayın bir an önce aydınlatılmasını beklediklerini kaydetti. Encü, "yüzüncü güne girildiğine göre sözde "failler kimse çıkacak" diyorlardı, çıkarsınlar. Gözümüz, kulağımız basında olayın aydınlatılmasını, yakınlarımızı katledenlerin açıklanmasını bekliyoruz. Ancak yüz gün geçmesine rağmen hala failler bulunmadı. Günahsız bir keçi bulup suçu onun üzerine mi atacaklar. Bu yönde de kaygılarımız var. Biz olayın bütün boyutlarıyla aydınlatılmasını istiyoruz. Burada görev yapanlardan tutun da TSK'nın üst düzeyinde yer alan personele kadar sorumluluğu olanların bulunmasını bekliyoruz." dedi.

Olayın acısını özellikle mezar ziyaretlerinde bulundukları cuma günleri tekrar yaşadıklarını kaydeden Encü, "Acımız hala tazedir. Köyde hala o korkunç günü yaşıyoruz. Niçin yakınlarımız öldürüldü. Neden çocuklarımız katledildi. Bunu bütün ayrıntısıyla bilmeye hakkımız var." şeklinde konuştu.

Tan: Siyaseten Olayın Faili Erdoğan'dır

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "gerçek failler ortaya çıkarılmadığı müddetçe siyaseten olayın faili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onun için Başbakan bütün piyasalarda dolaşan spekülasyonlara son vermek için ve kendi mesuliyetini yerine getirmek için olayı bütün yönleriyle aydınlatmak ve gerçek faillerini ortaya çıkarmak mecburiyetindedir. Dünyanın her yerinde siyaset kurumu böyle işler. Eğer bunu yapmazsa; olayın üstünün örtülmesine hizmet ederse, neticede bu olayın siyasi faili Recep Tayyip Erdoğan olarak ilan edilecektir."dedi.

TSK'nın Roboski raporunu da değerlendiren Tan sözlerini şöyle sürdürdü: "Genelkurmayın Uludere raporuyla ilgili olarak bizzat AK Parti milletvekilleri 'bizim burada istediklerimiz yok, rapor baştan savma bir rapor, bizim sorularımızın cevabını vermediği' gibi beyanatları var. AK Partili milletvekilleri söylüyor. Yani komisyon üyeleri söylüyor. Biz de aynı kanaatteyiz. Genelkurmay, olayın üstünü örtme gayreti içerisindedir, örtemeyecektir."

Olayın takipçisi olmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Tan, Uludere katliamının aydınlatılmasının, hükümet için Kürt Sorunu noktasında da bir samimiyet testi işlevini gördüğünü, gelinen noktada maalesef AK Parti'nin bu samimiyet testinde de sınıfta kaldığını kaydetti.

Ensarioğlu: TSK Raporu Savunma Amaçlıdır

Katliamın aydınlatılması için atılan adımlar noktasında görüşlerine başvurduğumuz AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Başbakan'ın "üstü örtülmeyecek" şeklindeki açıklamasına atıfta bulundu ve ekledi: "Ne şekil olursa olsun; kimdeyse hata, ne varsa ortaya çıkarılmalı ve bunu yapanların hepsi de hak ettiği karşılığı neyse bulmalı. Başka da bu toplumun vicdanını rahatlatamazsın."

TSK'nın raporunu da değerlendiren Ensarioğlu, "Genelkurmaydan başka türlü bir rapor beklenemez. Genelkurmayın kendi verdiği raporun bir bağlayıcılığı yok. Sadece kendilerini savunma amaçlıdır. Yani her kurum kendi raporunu veriyor ama bu soruşturmanın neticesinde tüm delillere göre bir karar verilecek. Genelkurmayın raporunu çok abartıp vermek doğru değil çünkü o zaten bombalamayı yapan kurum olduğu için bir rapor da onun olacak yani." dedi.

Ensarioğlu, hükümetin tazminat ödemesinin "hatayı kabul ve özür anlamına geldiğini" belirterek, bu noktada yapılan değerlendirmelerin haksız olduğunu, zira tazminat ödenmemesi durumunda niye ödenmedi diye eleştiriler yapıldığını, ödendiğinde ise bunun başka yerlere çekilmek istendiğini kaydetti. Ensarioğlu'nun bu bağlamda altını çizdiği bir hususta tazminatın dayatılmasını doğru bulmaması.     

Devlet adına Başbakan'ın özür dileyip dilemeyeceği şeklindeki sorumuza ise Ensarioğlu, "olay tüm boyutlarıyla netleştiği zaman Başbakan da çıkıp bir şeyler söyleyecektir. Hükümetimizin neticede sorumluluğu varsa, vardır yani. Kimse sorumluluktan kaçmıyor." şeklinde cevap verdi.

Ay: İnsanların Acıları Satın Alınmaya Çalışılıyor

Katliamla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Mazlumder Diyarbakır Şube Başkanı Abdurahim Ay, yüz gün geçmesine rağmen faillerin bulunmamasını soruşturmanın sağlıklı yürümediğinin işareti olarak yorumladı. Ay şöyle konuştu: "Şu bir gerçek ki ciddi olarak bir soruşturma yapılmış olsaydı şimdiye kadar kesinlikle en azından harekât emrini veren kişilerin tespit edilmesi, görevlerinden el çektirilmesi, şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmış olması ve hatta tutuklanmış olması gerekiyordu. Buna benzer adımların atılmamasından soruşturmanın çok ciddi-sağlıklı yürütülmediğini çıkarabiliriz."

Hükümetin olayın tazminat boyutu üzerinde durarak insanların acılarıyla para arasında bağlantı kurulmasına sert tepki gösteren Ay, "Türkiye bu acı olayda maalesef sınıfta kalmıştır. Ne siyasi olarak ne de adli olarak olayın aydınlatılması için elinden geleni yapmamıştır. Bir örtbas etme çalışması içine girmiştir. Bu yüzden gidişatı kaygı verici olarak görüyoruz. Bu yaklaşım tarzı insan haklarına ve Kürtlere olan saygının boyutunu da gözler önüne sermektedir."şeklinde konuştu.

Bilici: Failler Bulunmazsa Sorumluluk Hükümettedir

Katliamın devletin bilgisi dahilinde yapıldığı tespitinde bulunan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Mehmet Raci Bilici de, şimdiye kadar Genelkurmay'ın verileri vermemesini, herhangi bir yetkilinin açığa alınmamasını ve üzerine gidilmemesini de buna bağladı.

Faillerin açığa çıkarılması noktasında irade göstermediği sürece katliamın sorumluluğunun hükümette olacağını kaydeden Bilici, "Bakın Türkiye'nin istihbaratı son derece gelişmiştir. Olayın nasıl planlandığını 24 saatte açığa çıkarabilen bir istihbarat var. Ve bütün imkanlarını kullanabilen bir hükümet var. 2011 yılında 129 sivilin yaşamını yitirmesi ile ilgili buna Roboski de dahildir.  Bu ölümlerin aydınlatılmaması son derece üzücüdür ve hükümet bunun sorumlusudur. Genelkurmay kendisini hiçbir şekilde aklayamaz. Burada bir sürü uçaklar kalkıyor, gidiyor sınırın sıfır noktasında operasyon yapıyor. Bu Savunma Bakanlığının da, İçişleri Bakanlığının da, Genelkurmayın da bilgisi dahilindedir. Hükümetin bundan haberdar olmamasının imkanı yoktur. Artık bundan rapor isteyeyim, hele bir görüşünü söylesin, bu ne diyor, bilmem ne! Bunlar hikâyedir. Ucu nereye dokunuyorsa dokunsun; bu ülkeye barışın ve huzurun gelmesi ve insanların kendilerini bu ülkeye ait hissetmeleri isteniyorsa katliam bir an önce aydınlatılmalıdır. Aksi takdirde insanlar, bakın söylüyorlar sürekli "biz ülkeyi terk edip gideriz". Bakın çok çok kötü bir şey; insanlar kendilerini buraya ait hissetmemeye başladı. Buranın adaletine güvenmemeye başladı. Bunun açığa çıkarılması için bu hükümetin şimdiye kadar durması bile ayıptır. Dolayısıyla hepimiz elbirliği yapıp, aydınlatılması için olayın üzerine gitmeliyiz" dedi.

Yılmaz: Katledilen 35. Kişi "Adalet" Olmasın!

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı ve KİAP Dönem Sözcüsü Serdar Bülent Yılmaz ise Uludere'nin hala kanadığını belirterek, "Uludere'de yaşanan katliamın üzerinden yüz gün geçmesine rağmen henüz atılmış somut hiçbir adım yok. Adli ve idari soruşturmalarda önemli hiç bir gelişme yaşanmadı. Meclise henüz yeni ulaşan TSK raporu ise Meclis İnsan Hakları Komisyonu tarafından tatmin edici bulunmadı. Başbakan'ın teşekkür ettiği TSK'nın, yargıya ve meclise yardımcı olmak gibi bir niyetinin olmadığı görülüyor." dedi.

Katliamın üzerinin örtbas edilmesi tehlikesine dikkat çeken Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Hem bizlerde hem de mağdur ailelerde, hükümetin tazminatla yetinip, olayı kapatmak istediği gibi güçlü bir kanaat oluşmuş durumda. Öyle görünüyor ki Uludere'de katledilen 35. kişi yine adalet olacak. Tüm duyarlı kesimleri katliamın üzerinin örtülmemesi için harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu amaçla katliamın yüzüncü günü olan Cumartesi (07.04.2012) günü Diyarbakır'da, KİAP olarak kitlesel basın açıklaması yaparak, olayın takipçisi olduğumuzu bir kez daha ifade edeceğiz."

HABERE YORUM KAT