Ukrayna'nın AB Yolculuğu
AB ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ocak'ta yürürlüğe girdi. Üzerinde büyük tartışmalar yaşanan anlaşmanın bedeli ise ülkenin doğusunda ne zaman biteceği belli olmayan bir kriz oldu.
Avrupa Birliği ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Anlaşması 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girdi. Üzerinde büyük tartışmalar yaşanan anlaşmanın bedeli ise, yüzlerce can kaybı, Rusya’nın Kırım’ı tek taraflı ilhakı ve ülkenin doğusunda ne zaman biteceği belli olmayan bir kriz oldu.
AB’ye entegrasyon nedeniyle Rusya ile karşılıklı olarak başlatılan ambargolar nedeniyle artık raflarda Rusya menşeli ürünlerin yerini AB malları almaya başlayacak.
Ukrayna’yı bugün yol ayrımına iten Avrupa Birliği ile ilişkiler Sovyetler Birliği’nin dağılmasından hemen sonra başladı. 2 Aralık 1991 tarihinde, AB ülkelerinin dışişleri bakanları AB-Ukrayna Deklarasyonu'nu kabul etti. Ukrayna, aynı yıl AB’nin eski Sovyet cumhuriyetlerinde demokrasinin gelişmesi için teknik yardım kapsamında oluşturduğu mali destek programına dâhil oldu. Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından hemen sonra stratejik hedefini “Avrupa’ya dönüş” olarak belirlemişti.
Ukrayna ve AB arasında cereyan eden en önemli olay ise, 1994 yılında siyasî, ekonomik ve kültürel alanlarda ortaklık ve iş birliği anlaşmasının imzalanması oldu. Ukrayna bu belgeye imza atan ilk eski Sovyet cumhuriyeti oldu. Anlaşma 1998 yılında yürürlüğe girdi.
AB Ukrayna’nın İstekli Politikasına Karşılık İhtiyatlı
Ukrayna ve AB arasındaki ilişkilerin hukukî temelini 1994’ten 2008 yılına kadar ortaklık ve iş birliği anlaşması oluşturdu. Bu anlaşma, Ukrayna ve AB arasında siyasî, ticarî, ekonomik ve insanî konularda geniş bir yelpazede işbirliğinin başlangıcı oldu. Artık Ukrayna’nın hedefi AB üyesi olmaktı. Ancak AB, Ukrayna’nın bu istekli politikasına karşılık ihtiyatlı davranmayı sürdürdü.
Komşu Ülkeler Projesi ve Doğu Ortaklığı Programı sayesinde AB ile Ukrayna arasındaki ilişkiler 2009 yılında iyice gelişti. İş birliğinin temel öncelikleri, demokrasinin gelişmesi, serbest ticaret alanlarının oluşturulması ve serbest vize rejiminin uygulanması gibi konuları içeriyordu.
Ukrayna'nın eski Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, AB ile entegrasyona önem veriyor, bu yönde gereken protokolleri ve sözleşmeleri hayata geçirmeye çalışıyordu. Hatta Yanukoviç, 2011 yılında Wall Street Journal’da yayınlanan makalesinde, “Önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa ailesiyle tekrar bir araya gelmek istiyoruz. Bu hedefe tek başımıza ulaşamayız. Avrupa'daki dostlarımızı, çabalarımıza destek vermeye çağırıyoruz. Geleceğimiz Avrupa ile yakın bağlar kurmaya ve sonunda AB'ye tam üye olmaya bağlı.” ifadeleriyle AB üyelik hedefini ortaya koymuştu.
Aynı günlerde dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Rusya, Kazakistan ve Belarus'un kurduğu Avrasya Gümrük Birliği'ne Ukrayna'nın da katılmasını talep etmişti. Ukrayna, böyle bir birlikteliğe AB ile Serbest Ticaret Anlaşması olasılığını ortadan kaldıracağı gerekçesiyle soğuk bakıyordu.
Bir yıl sonra taraflar arasında mart ayında, Ukrayna ve AB Serbest Ticaret Alanı kurulmasına ilişkin hükümler de dâhil olmak üzere bir Ortaklık Anlaşması paraf edildi. Yıl içerisinde bu kapsamdaki prosedürler hızla tamamlanarak Ukrayna’nın AB süreci şekillenmeye başladı.
Rusya Baskıyı Artırdı
Diğer taraftan Rusya, bu birlikteliğe karşı olduğunu sürekli vurgulayarak, Ukrayna üzerindeki baskısını artırdı. Baskıların gölgesinde Mart 2013'te Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede Rusya-Kazakistan-Belarus Gümrük Birliği’ne (Avrasya Ekonomik Birliği) katılma yönünde sinyaller vermeye başladı.
AB bu duruma tepki gösterdi. Dönemin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Ukrayna’nın hem Avrasya Ekonomik Birliği'nin üyesi olup hem de AB Serbest Ticaret Anlaşması’na dâhil olamayacağını ifade etti.
Eylül 2013'te Ukrayna hükûmeti oy birliği ile AB Ortaklık Anlaşması projesini onayladı. Anlaşma, AB liderlerinin katılımıyla 28-29 kasım 2013'te Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta yapılan Doğu Ortaklığı Zirvesi'nde imzalanmaya hazır hâle geldi.
İlginç bir şekilde Kasım 2013’te Ukrayna’nın AB ile yakınlaşmasına engel olacak gelişmeler yaşanmaya başlandı. 11 Kasım’da Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e iş dünyasını temsilen kaleme alınmış bir mektup gönderildi. Mektupta, Ukrayna sanayisinin güçlü ve rekabete dayanıklı bir yapıya sahip olmadığı vurgulanarak, AB ile ortaklık anlaşmasının ertelenmesi isteniyordu. Hemen ertesi günü Sanayici ve İşletmeciler Birliği ve Ukrayna Sendikalar Federasyonu temsilcileriyle bir araya gelen Yanukoviç, söz konusu endişelere hak verdiğini ifade ederek, bu duruma bir an önce çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi.
İki gün sonra da Zaparojye’de düzenlediği bir basın toplantısında Yanukoviç, Ukrayna sanayisini Avrupa standartlarında modernize edecek paraları olmadığını açıkladı. Yanukoviç’in tavrında değişiklikler sürerken, AB de tedbir almaya başladı.
21 Kasım'da AB İle Ortaklık Sürecini Askıya Alan Karar İmzalandı
AB dışişleri bakanlarının 18 Kasım’da yaptığı toplantıda, Vilnius’ta Ukrayna ile ortaklık anlaşması imzalanması hususunda kesin karar çıkmadı. Gerekçe olarak Ukrayna'nın tüm şartları yerine getirmemesi gösterildi. Anlaşmanın son güne kadar imzalanabileceğine dair yine de kapının açık bırakıldığı duyuruldu.
Ukrayna hükûmeti, 21 Kasım 2015’te AB ile ortaklık sürecini askıya alan bir karar imzaladı. Kararın gerekçesinde Ukrayna’nın Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Rusya ile olan ticarî ilişkilerinde yaşanabilecek olumsuzluklara dikkat çekiliyordu. Anlaşma sürecini askıya alan kararın, Rusya ve BDT ülkeleri ile ticaretlerinde oluşacak zararın tazmin edilmesine kadar yürürlükte kalacağı hükûmet yetkilileri tarafından dile getirildi.
İşte bu karar, Ukrayna’da krizin başlamasına neden oldu. Aynı gün meydanda AB ile ilişkilere devam edilmesi istemiyle Kiev'deki Avrupa Meydanı'nda toplanan protestocular fitili ateşlemiş oldu. Takip eden günlerde protestolar şiddetlenirken ülke karıştı. Meydan olaylarıyla başlayan süreçte Yanukoviç devrilirken Kırım’da kimliği belirsiz maskeli kişiler hükûmet binalarını ele geçirdi. Daha sonra Rusya, Kırım’ı tek taraflı olarak ilhak etti. Ülkenin doğusunda Rusya destekli ayrılıkçılar hükûmet güçleriyle çatışmaya başladı. AB tercihinin Ukrayna’ya bedeli çok ağır oldu, protestolar, Kırım'ın Rusya tarafından ilhakı ve ülkenin doğusundaki çatışmalar nedeniyle 9 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Doğu’daki krize ve Kırım’ın kaybedilmesine karşılık yine de meydan olaylarının galibi Avrupa Birliği yanlıları oldu. Yanukoviç ülkeden ayrıldı. AB yanlıları iktidara geldi. Geçici hükûmeti Arseniy Yatsenyuk kurdu, devlet başkanlığına Petro Poroşenko seçildi. AB süreci gecikmeden tekrar başlatıldı.
Yeni dönemde AB ile ilk adım geçici hükûmet tarafından atıldı. Yatsenyuk, Brüksel’de 21 Mart 2014'te Ortaklık Anlaşması'nın siyasî kısımlarını imzaladı. 27 Haziran 2014'te ise ülkenin yeni Devlet Başkanı Petro Poroşenko, anlaşmanın ekonomik kısmını Brüksel’de imzaladı. Anlaşma, AB ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Alanı oluşturmasını öngörüyordu. Eylül ayında Ukrayna Parlamentosu ve Avrupa Parlamentosu anlaşmayı onayladı.
Rusya bütün bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve tepki gösteriyordu. Moskova yönetimi her fırsatta anlaşmanın Rusya’nın aleyhine bir gelişme olduğunu vurguladı. Rusya, kendi ekonomik çıkarları açısından anlaşmanın riskleri konusunda iki tarafı da uyardı. Bu yüzden anlaşmanın uygulamaya girişi 1 Ocak 2016 tarihine ertelendi. Rusya, Ukrayna ve AB arasında anlaşmanın uygulanması ile ilgili görüşmeler yapılması kararlaştırıldı.
10 Yıl İçerisinde Ukrayna’nın AB’ye Tam Uyum Sağlaması Öngörülüyor
Ancak 11 Haziran 2014’te başlayan üçlü görüşmeler netice vermedi. Üçlü görüşmeler yaklaşık 18 ay sürdü ve 21 Aralık 2015'te son toplantı yapıldı. Bakanlar düzeyinde 15, teknik düzeyde 7 olmak üzere toplam 22 toplantı yapılmasına rağmen Rusya’nın tutumu yüzünden toplantılardan bir sonuç alınamadı.
Ukrayna–AB Serbest Ticaret Bölgesi Anlaşması 2016 başında yürürlüğe girdi. Anlaşma, Ukrayna’nın AB’ye entegrasyonunda ve üyelik sürecinde önemli bir adım olarak görülüyor. 10 yıl içerisinde Ukrayna’nın ekonomik açıdan AB’ye tam uyum sağlaması öngörülüyor. Anlaşmada, Avrupa’dan ithal edilecek ürünler ile ilgili olarak yeni düzenlemeler yer alıyor. Bu süre içerisinde AB'den ithal edilen ürünlerin neredeyse yarısından gümrük vergisi kaldırılacak veya ciddi oranda indirilecek. Sanayi ürünlerinde ise gümrük tarifesi sıfırlanacak.
Bu gelişmeler karşısında Rusya, 1 Ocak’tan itibaren Ukrayna’ya ticarî yaptırımlar uygulayacağını duyurmuştu. Buna cevap olarak Ukrayna da eş zamanlı olarak Rusya'ya yaptırım kararı aldığını açıklamıştı.
AA
HABERE YORUM KAT