1. HABERLER

  2. HABER

  3. MEDYA

  4. “Türk Solu” Faşizminin Özlediği Fotoğraf!
“Türk Solu” Faşizminin Özlediği Fotoğraf!

“Türk Solu” Faşizminin Özlediği Fotoğraf!

Irkçı ve anti-İslamcı yayınlarıyla maruf Kemalist gençlik dergisi Türk Solu’ndan yeni çirkinlik…

19 Ekim 2011 Çarşamba 12:54A+A-

HAKSÖZ-HABER

Türk Solu dergisi ırkçı yayınlarına devam ediyor. Şemdinli’de jandarma karakolu önünde biri ayağından iple bağlanmış 2 PKK’lı cesedinin Atatürk büstü ve “Vatan bir bütündür parçalanamaz!” yazısı önünde teşhir edilmesini “ÖZLENEN FOTOĞRAF” manşetiyle kapaktan veren Türk Solu dergisi, faşistliğin zirvesine tırmanıyor.

Normal bir insanın asla kabullenemeyeceği ve cesetlerin bu şekilde teşhir edilmesini vahşetlikle ifade edeceği bu fotoğraftan dolayı mutlu olmak nasıl bir ruh halidir? Kemalizm’in, Ergenekon’un, darbeciliğin yılmaz savunucusu Türk Solu, devletin “Ne Mutlu Türküm Diyene!”  ile özetlenen ırkçı ve tağutlaşmış mantığının tezahüründen başka nedir ki?

turk-solu-dergisi_ozlenen-fotograf.jpg

Roni Margulies, bugünkü yazısında Türk Solu dergisinin bu kapağını konu etti. Margulies, Türk Solu’nun sergilediği faşizmin arka planına da dikkat çekiyor:

***

Türklüğe ve Türk’e sahip çıkanlar

Roni Margulies / Taraf

Vatan bir bütündür parçalanamaz.

Teröristlerin de, destekçisi hümanistlerin de anlayamayacağı budur zaten, vatan parçalanamaz ama terörist parçalanabilir.

Gerekirse bacağına ip geçirilip sürüklenebilir de.

O nedenle fotoğraf, özlenen Türkiye tablosunu göstermektedir.

Keşke hergün 2 değil 200 terörist yakalanıp aynı şekilde bacağından sürüklenip Atatürk büstünün önünde halka sergilense.

Bu fotoğraf bu ülkenin mutluluğunun resmidir.”

Bu fotoğraf, bu hafta bir derginin kapağında çıktı.

Üstünde “İŞTE ÖZLENEN FOTOĞRAF” yazıyor.

Derginin içindeki yazıda, yukarıda alıntıladığım satırlar yer alıyor.

Dergi, Türk Solu dergisi.

Biraz reklamını yapmak istiyorum bu derginin.

Bilinmesinde, varlığından haberdar olunmasında fayda var bence.

Örneğin, ekonomi ağırlıklı bir yazıdan:

“Türklük her alanda hırpalanmaktadır ve yok edilmek istenmektedir.

Bu nedenle Türklüğe ve Türk’e sahip çıkmalıyız. Bu nedenle alışverişimizi Türklerden yapmalıyız.

Hiçbir yerde Türkçeden başka dil kullanmamalıyız, kullananlara da taviz vermemeliyiz.

Türk müziği dinlemeliyiz, Türk yemeği yemeliyiz..

Türk’üm diyen herkesin önündeki en acil milli ve devrimci görev budur:

Alışverişimizi Türk’ten yapalım, paramız PKK’ya gitmesin!”

Şu da “27 Mayıs’ın en genç teğmeni, 22 Şubat ve 21 Mayıs Askerî İhtilal Girişimleri’nin destekçisi, Genç Kemalistler Ordusu’nun sanığı, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri ve Antalya Belediye Başkanı Eski Yardımcısı Güngör Türkeli” ile yapılan bir söyleşiden:

Dergi soruyor: “Şöyle diyebilir miyiz; Atatürk’ün ölümünden bu yana Ordu ile emperyalist kuvvetler ve onların iç uzantısı gerici iktidarlar arasında bir iç mücadele var. AKP iktidarı bugün Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirmek isteyen AB ve ABD emperyalizminin maşası konumunda ve bu nedenle ordu ile karşı karşıya geliyor.”

Cevap şöyle:

“Ordu her şeyden önce Cumhuriyet Ordusu. Mustafa Kemal’in kurduğu Ordu.. Başka bir orduya benzemez.. Amerika’nın Türkiye’de önündeki en büyük güç Ordu’dur. Ve Ordu’nun tasfiye edilmesi lazımdır. AKP hükümetinin istediği de ABD’nin emrine uyarak bunu yapmaktır.”

Dergi soruyor: “Şeriatçılar, liberaller, işbirlikçiler demokratikleşme adı altında Ordu’yu tasfiye planlarını sürekli gündeme getiriyorlar. AB ve ABD’de zaten Ordu’ya düşman. Türkiye’nin bölünmesi planlarının önünde engel olarak Ordu görülüyor. Ancak Ordu sıkışmış durumda, içerde AKP tarafından kuşatılmaya çalışılırken uluslararası arenada emperyalist güçler tarafından sıkıştırılıyor. Ordu bu kuşatmayı yarmak için ne yapmalı sizce? Çünkü gelinen nokta artık Türkiye için bir var olma ya da yok olup gitme aşaması.”

Cevap şöyle:

“Norveçliler açmaza girdiklerinde ‘Mustafa Kemal gibi düşünelim’ derlermiş. Biz de O’nun gibi düşünelim. Bizde Harbiyeli ruhu var. Ölünceye kadar da öyle olacak. Türk Ordusu da Mustafa Kemal gibi düşünüyor. Bir 28 Şubat neden olmasın, en güzelinden bir tanesi?”

(“Norveçliler” meselesiyle dalga geçmek için yerim kalmadı, kusuruma bakmayın.)

Denebilir ki, bu derginin ne önemi var, bir avuç zırdeli, manyak, kim takar?

Tabii ki zırdeli, manyak. Ama önemi yok değil. Var.

Önemi şu bence:

Fotoğrafa bir daha bakın. “Vatan bir bütündür parçalanamaz” ve “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarını kim yazmış? Kendi vatandaşının bacağına ip geçirip sürükleyenler yazmış. Devleti ve devletin resmî ideolojisini temsil edenler yazmış. Devlet yazmış.

Devletin bunları yazdığı yerde, Türk Solu gibi dergilerin bulunması kaçınılmazdır.

Resmî ideoloji ile Türk Solu’nun yazdıkları arasındaki çizgi görünmeyecek kadar incedir, geçirgendir.

Milliyetçilik “iyi” ve “kötü” diye ikiye ayrılmaz.

Milliyetçilik milliyetçiliktir.

Ve habistir.

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum