“Ölüyü rahmetle anınız” sözü sıradan insanlar için geçerli olabilir. Fakat başkalarının hayatını ve ülkelerin geleceğini etkileyen kişilerin iyi yönlerini anıp, hatalarını görmezden gelmek tarihi gerçeklerin örtbas edilmesi anlamına gelecektir. Bu nedenle Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nin merhum şeyhi Muhammed Tantavi’nin hayat hikâyesinin anlatımı, bazılarının istediği gibi sadece iyi yönleriyle sınırlı kalamaz; Tantavi’nin siyasi ve dini tutumları da zikredilmeli.

Tutumları ve uygulamaları Arap ve İslam tarihinde kök salmış saygın bir kurumu temsil etmeseydi, Tantavi hakkındaki yargılar önem taşımazdı. Fakat El Ezher kadar önemli kurumlar ve Tantavi’den altta kalman isimler, kendisinin düşüncelerine ve uygulamalarına itiraz etti. Dahası, Tantavi’nin söz konusu yaklaşımları önemsiz fıkıh sorunlarına değil, Arap ve Müslümanların sorunlarının anası olan Filistin’e yönelikti.

El Ezher, Mısır’la Siyonist düşman arasında aşağılayıcı bir barış anlaşması imzalanmasının doğru olup olmadığına dair tartışmaya katılarak ve dolayısıyla bu tartışmayı İslam adına meşrulaştırarak siyaset dünyasına ve çekişmelerin dehlizlerine girdi. Fakat iş bu noktada kalsaydı, bu tutum yanlış değerlendirmeden kaynaklanan geçici bir hata olarak görülebilirdi. Fakat Tantavi ve El Ezher Mısır’ın Gazze sınırına inşa etmekte olduğu duvara destek verenlerin başını çekti.

O zaman şu soruların sorulması gerekiyor: El Ezher kahramanlıklarla dolu ulusal ve İslami tarihin yanı sıra dünya nimetlerinin ötesindeki hedeflerinden temizletilmek mi isteniyor? Bu kurum asırlar boyu İslam topraklarını savunan Mısır’daki İslami bir kurumu mu, yoksa bu ülkenin dünyevi ve siyasi çıkarlarına hizmet için mi oluşturuldu?

Ezher’in sadece Allah’tan korkan ve siyasi otoriteye boyun eğmeyen İslami bir merci olarak kalmasını isteyenlerin yönelttiği meşru sorular bunlar. Tantavi Allah’a hesap verecek, ancak El Ezher Araplara ve Müslümanlara hesap vermeli; bizi endişelendiren bu soruları dile getirmemizi kabul etmeli. Tantavi’nin hiç kuşkusuz birçok şahsi iyi yönü vardı. Fakat içinde yaşadığımız felaketlerden dolayı yasta olan Araplar, bir kişinin şahsi iyi yönlerine değil, ümmetin geleceğiyle ilişkili genel tabloya bakmalı. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, 18 Mart 2010)

RADİKAL