1. YAZARLAR

  2. Muhammed Nureddin

  3. Tahran nükleer anlaşması: İrade ve akıl
Muhammed Nureddin

Muhammed Nureddin

Yazarın Tüm Yazıları >

Tahran nükleer anlaşması: İrade ve akıl

25 Mayıs 2010 Salı 04:36A+A-

İran ile Türkiye ve Brezilya arasındaki nükleer anlaşma, işaret edilen belirgin duraklardan biri olarak uluslararası ilişkiler tarihine girdi.

Zira çetin ve çetrefilli diplomasi 'savaşı' içinde Türkiye ve Brezilya, İran nükleer programı gibi çözümsüz bir dosya içinde karakteristik bir ilerleme kaydetti. İran nükleer programı, içinde tarih, coğrafya, din, mezhep, Batı, Doğu, İsrail, Araplar, askerî güç, bölgesel ve uluslararası ilişkilerden başlayarak bütün etkenler iç içe geçmiş durumda. Bu yüzden anlaşmanın sağladığı ilerleme bütün ilgili çevrelere ve özellikle de İran'ı diz çöktürmek ve yenilgiye uğratmak dışında bir şey istemeyen kesimlerde yani Batı, İsrail ve onlara katılan bazı Ortadoğu başkentlerinde şok etkisi yaptı.

Anlaşma Batı'nın nükleer program adımlarını askerî yöntemle durdurma yönündeki Batılı talepler ile yasaların ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun teminat altına aldığı İran'ın barışçıl amaçlar için gerekli miktardaki zenginleştirilmiş uranyumu temin etmesi arasında bir denge sağlamada model oldu. İran nükleer anlaşmasının önemi öncelikle 'üçüncü dünya' güçlerinin Batılı dolduruşlar dışında düşünmek suretiyle kendi araçlarıyla Batı'yla boy ölçüşebileceğini ve bir iradeye sahip olduğu takdirde 'yenilgiye uğratabileceğini' göstermesinden geliyor.

Araplar olarak İsrail'le savaşları boş hamasi söylemlerle kaybettik. Üstelik bu söylemler İsrail'deki ekonomik büyümenin oranını, nüfusunu ve diğer özelliklerini dahi bilmemekteler. Araplar İsrail zihniyetini kavradıklarında ve anladıklarında 2000 ve 2006'da Lübnan'da İsrail'i yenilgiye uğratabildiler.

Hiç kuşkusuz Türkiye'nin ve beraberinde Brezilya'nın arabuluculuğu İran nükleer programını İran'ı vurmanın gerekçesi olarak kullanma gerekçesini Batı'nın elinden almakta başarılı oldu. Bununla birlikte anlaşma Batılı tehditlerin tamamen ortadan kaldırıldığı anlamına gelmez, ancak Batılı gerekçeyi büyük ölçüde zayıflattı. Tahran nükleer anlaşması dünyaya İran'ın nükleer silaha sahip olmak istemediğini gösterdi. Özellikle de İran yönetimi bu silaha sahip olmayı ve kullanımını yasaklamışken...

Türk politikası İran nükleer programının barışçıl çözümü için önemli ufuklar açılmasında başarılı oldu. Bu Türk ve İran talebi bölgeyi Irak veya Afganistan'ın başına gelenlerden sakındırmaktadır. İsrail çılgınlığı ve arasındaki Batı küstahlığının sınırı yoktu, ancak bu anlaşma sonrası şartlar önceki gibi değil artık.

Batı hegemonyasına direnen güç halkası genişlediği oranda Doğu ile Batı arasındaki inişli çıkışlı ilişkilere bir denge gelecektir. Hiç kimse anlaşmanın sadece Türkiye, Brezilya ve İran'ın kenetlenmesinin ürünü olduğunu düşünmüyor. Bu anlaşma bundan önce Türkiye, Suriye ve Katar arasındaki İstanbul zirvesi ve ayrıca Rusya devlet başkanının Suriye ve Türkiye'ye yönelik ziyaretlerinde kendini gösteren toplu bir çalışmanın ürünüdür.

Batı'nın anlaşmaya yönelik yenilgiye uğrama düşüncesinden kaynaklanan ilk tepkileri bir yana bu anlaşma Türkiye ve Brezilya diplomasisinin ve İran akılcılığının başarısı oldu. Bunun Arap ve İslam bölgesi halklarının çıkarı için olumlu sonuçları olacaktır. Katar gazetesi El Şark, Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü, 23 Mayıs 2010

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT