
Suriye Sadece Ağlamıyor, Direniyor da!
Suriye halkının dostu yaşadığı mazlumiyetten ötürü çok görünüyor. Lakin elini taşın altına sokan, mücadeleyi canla başla destekleyen kim var deyince büyük bir sükûtu hayal duruyor karşımızda.
Kenan Alpay / Haksöz Haber
Bu hafta sonu İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin farklı şehirlerinde (14 ve 15 Mart) Suriye’de kardeşlerimizin maruz kaldığı katliamları lanetlemek ve dayanışma ruhumuzu tazelemek için eylem ve etkinlikler yapacağız. Mesele karmaşık değil gayet yalın ve bir boyutuyla dramatik fakat diğer boyutuyla da ümit verici. Suriye’de yaşanan savaş her boyutuyla ibretlik ve her boyutuyla eski düzen ve aktörlerin tasfiyesini hızlandıracak sarsıcı bir süreçtir.
Suriye’de nelerin çöktüğünü saymaya kalkarsak epey zorlu bir işe soyunmuş oluruz. Evet, Şam, Halep, Hama gibi İslam coğrafyasının en güzel şehirleri kardeşimiz olan Müslüman bir halkın üzerine ateş olarak yıkılıyor. Meseleye hangi açıdan yaklaştığınıza göre kimin ne kadar başarılı olduğu değişiyor.
Eğer “4 yıl oldu hala Esed/Baas rejimini devirmediler” söylemiyle durum analizi yapılırsa Rusya ve İran desteğiyle girişilen bütün katliamları temize çıkarmak en kolay iş olur. Bu doğru ve sonuç alıcı bir analiz yöntemi değil. Hemen her şeyiyle zulmün, işkencenin, katliamın, tecavüzün ve barbarlığın timsali olmuş Esed/Baas rejimi için şu değerlendirmeyi yapmak gerçeğe en uygun olandır: “Nasıl oluyor da Esed/Baas rejimi 4 yıldır kan gölünde boğmaya, ateş çukurunda yakmaya çalıştığı bir halkı bastıramıyor?”