Size sesleniyorum!

Annelere, babalara! Öğretmenlere,öğrencilere! Meslek erbabına. Hukukçusundan psikoloğuna, sosyologuna, gazetecisine, yazarına

Kurumlara sesleniyorum. Hükümete, Diyanet İşleri'ne, üniversitelere, Emniyet Teşkilatı'na, sivil toplum örgütlerine.

Kalbinize sesleniyorum.

Hümanist duygularınıza, rasyonel aklınıza.

Mümin kalbinize, Peygamberimiz'den miras şefkatinize sesleniyorum.

BİZE sesleniyorum.

Bize!

Biz kimiz!!!

Biz üçüncü sayfa haberleri ile çocukları öldürülen, tecavüze uğrayan, sokak ortasında kadınları öldürülen geminin sakinleriyiz.

Gemide her gün bir delik daha açılıyor.

Yaptığımız her şeyden, yapmayı düşündüğümüz her şeyden daha mühim olan üçüncü sayfa haberlerinin yaşanmaması için alınacak önlemlerdir.

Her şeyden önemli olan öncelikler sıralamasının başında yer alması gereken iki mesele var.

Ülkeler liderleri kadar özgür, liderler halkı kadar güçlü.

Attığımız her adım, her türlü siyasi görüş farkı bizi "BİZ" den korkutmamalı.

Mayın döşenmiş sokaklarda yaşamaktan daha zor olan güvenini yitirmiş insanların yaşadığı şehirlerdir.

Üçüncü sayfa haberlerinin kanıksandığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz.

Başı ezilen genç kızların,

Şeker toplarken kaçırılıp tecavüz edilen çocukların,

Ayrıldığı eşi tarafından sokak ortasında öldürülen kadınların olduğu bir ülkede yaşamak istemiyoruz.

Radikal'de Eyüp Can çok güzel bir yazı yazdı. Medyayı içeriden eleştiren bir dil.

Üçüncü sayfa haberlerinin yaşanmaması için alınacak tedbirlerin başında bu haberlerin bu kadar etkin bir dil ile"haber" yapılmaması geliyor.

Etkin dil derken neyi kastediyorum?

Haberi yapan, sunan kişi bizzat dehşeti arttırıcı bir rol üstlendiğinin farkında değil.

Sapıkların eylemleri haber yapıldıkça; bu haberleri seyretmeye, bu haberlerden zoraki haberdar edilmeye zorlandıkça; biz nesneye, vahşeti uygulayan ise bizi nesneleştiren "ÖZNE"ye dönüşüyor.

Yaşadığımız çağ böyle bir çağ. Bir tarafta kahramanlar bir tarafta anti kahramanlar var.

Anti kahramanların kahramanları ezip geçtiği bir dünyada yaşadığımızı farketmek zorundayız. Farkedelim ki, "anti kahramanların" kendisini bizim gözümüze zoraki sokmaya çalışmasının önüne geçmek için alınacak tedbirleri konuşma düzeyine gelebilelim.

Sapıkların eylemleri haberlerin başköşesine oturduğu, manşetleri işgal ettiği, günlerce konuşulduğu sürece potansiyel olarak bu negatif enerjiyi taşıyanlar için özendirici olmaya devam edecek. Bizim kadim ilkemiz "kötüyü ortaya getirmeyin muhakkak alıcısı çıkar" der. Batı'nın bilimsel yaklaşımı bu cinayetlerin, tecavüzlerin anlatılmasının kopyalanarak çoğaldığını ortaya koyuyor. Yani kadim olan ile modern olan aynı noktada birleşiyor.

Doğru yerden konuşmayı başarmak için kullandığımız teknolojinin dikizleme kültürü oluşturduğunu, pornografiyi kışkırttığını kabul ederek başlamamız gerekiyor.

Son nefesimiz!!! Üçüncü sayfa haberleri konusunda bağırmaz isek öleceğiz hepimiz!

YENİ ŞAFAK