
Son Ergenekon Operasyonı Tartışmaları
Ergenekon soruşturması kapsamında son yaşanan gözaltılar medyada tartışma başlattı. Medyanın bir bölümü gözaltı ve tutuklamaların 'basın özgürlüğüne darbe' olduğunu savunuyor.
Yargı Sürecini Beklemeden Zanlıları Suçsuz İlan Etmek Doğru Değil!
Oda TV'nin gazetecilik adı altında operasyonel istihbarat çalışması yaptığını söyleyen de var, Soner Yalçın'ın gazetecilik dışında her işi yaptığını iddia eden de. İşte o görüşler:
Melih Altınok (Taraf Gazetesi): Ahmet Şık gibi gazetecilik serüveni boyunca demokrasiden yana durmuş bir ismin evinin aranması gibi prosedürler üzerinden tüm sanıklar için masumiyet karineleri çıkartılmaya çalışılıyor. İlerde yine pişman olmamak için biraz sükûnet. Zira iddianamenin aleyhine bir delil ortaya çıkmış değil.
Mehmet Metiner (Star Gazetesi): Bir insan sadece gazeteci diye dokunulmazlık zırhına büründürülemez. Ben de yargılanıyorum. Hukukun gerektirdiği süreçlerden geçiyoruz. Bu gazetecilerimiz diğerlerinden çok daha mı değerlidir?
Nagehan Alçı (Akşam Gazetesi): Oda TV çevresi ve Soner Yalçın, Deniz Baykal'a şantaj yapmış. 'Varan 2' diye bir kasete dokümana ulaşıp şantaj aracı olarak kullanılıyor. Ben bunu birinci elden sağlam bir istihbarattan aldım.
Nuri Elibol (Türkiye Gazetesi): Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir meslek grubunun suç işleme özgürlüğü yoktur. Gazetecilik kisvesi altında basın özgürlüğünü istismar edip Bekaa Vadisi'nde terörist başına akıl hocalığı yapmayacaksın.
Nazlı Ilıcak (Sabah Gazetesi): Bunu siyasi iktidarın yaptırmadığını biliyorum ama bu operasyon benim kafamda kuşkular yarattı. Bunu kim ne için yapıyorsa, hizmet ettiği fikre hizmet etmemiştir. Çok yanlış bir operasyon ve Türkiye'nin imajını da bozan bir operasyon gerçekleşmiştir.
Ahmet Taşgetiren (Bugün Gazetesi): Darbe ortamları için öncelikle bir kamuoyu oluşturulması gerekir, sonra da darbelerin yaptıklarının meşrulaştırılması. Bunda da medya başrolü oynar. Medya kimi zaman kullanılır, kimi zaman bizzat darbe sürecinin içine katılır.
Sedat Ergin (Hüriyet Gazetesi): Meslektaşlarıma yöneltilen suçlamaları anlamakta da ciddi güçlük çekiyorum. Ergenekon çerçevesinde gerçekleştirilen operasyonun Batı dünyasında Türkiye'de basın özgürlüğü hakkında zaten yerleşmiş olan soru işaretlerini, tereddütleri iyice pekiştireceğini düşünüyorum.
Güneri Civaoğlu (Milliyet Gazetesi): Türkiye'nin son yıllarda en fazla 'basın özgürlüğü ödülü' almış bir gazetecisinin 'darbeci bir örgütün mensubu olduğu' iddiasıyla evinin basılacağını, gözaltına alınacağını hiç sanmıyordum.
Derya Sazak (Milliyet Gazetesi): Elindeki bilgi ve belgeyi her gün gazetesinde haber yapan, kitap yazan, televizyonlarda görüşlerini açıkça ifade eden bir gazetecinin "gizlisi-saklısı" olur mu? Ben Nedim'in gazeteciliğin sınırlarını aşan bir eylem içinde olacağına ihtimal vermiyorum.
Mehmet Y. Yılmaz: Ergenekon soruşturması bahanesiyle gazetecilerin evlerinin aranıp, gözaltına alınmaları doğrudan doğruya basın özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır.
Derleyen: Ayşe Tosun / Zaman
HABERE YORUM KAT