1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Siyonist rejim Refah'a saldırarak ne amaçlıyor?
Siyonist rejim Refah'a saldırarak ne amaçlıyor?

Siyonist rejim Refah'a saldırarak ne amaçlıyor?

Ahmet Varol, Siyonist çetesinin Refah üzerindeki planlarını inceliyor.

09 Mayıs 2024 Perşembe 11:05A+A-

Ahmet Varol / Yeni Akit

İşgal rejiminin stratejisi ve Refah

Gazze Şeridi’nde bir şehrin, idari bölgenin ve sınır kapısının adı olarak kullanılan Refah kelimesi Arapçada, Türkçedeki anlamı bolluk ve rahatlık olan refah kelimesinden farklı yazılır.

Gazze Şeridi 360 km2’lik bir alandan oluşmakla birlikte beş idari bölgeye ayrılmıştır ve en güneyde olan da Refah vilayetidir. Merkezine de Refah şehri deniyor. Burası Mısır sınırında olduğundan bir sınır kapısı var. Yaygın olarak Refah Sınır Kapısı diye bilinen bu kapının Filistinliler arasındaki adı Salahuddin Kapısı’dır. Ancak Filadelfiya Geçiş Kapısı olarak da zikrediliyor. 

Gazze Şeridi’nin 1948’de işgal edilmiş Filistin topraklarına açılan kapılar dışında dünyaya açılan tek kara kapısı da burasıdır. Gazze’nin güneydoğusunda ve Refah’a nispetle daha aşağıda Gazze toprakları, Mısır toprakları ve 1948’de işgal edilmiş bölgenin birleştiği yerde Siyonist işgalcilerin Kerem Şalom adını verdikleri Kerem Ebu Salim Kapısı bulunmaktadır. Burası ile Gazze Şeridi’nin kuzeyinde Beytu Hanun bölgesinde yer alan ve yine 1948’de işgal edilmiş topraklara açılan Eretz Sınır Kapısı siyonist işgal rejiminin kontrolündedir. 

Siyonist işgal rejimi Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında önce kuzey kesimdeki ahaliyi güneye doğru çekilmeye zorladı. Kuzey kesimin ahalisini güneye doğru ilerlemeye zorlarken güney bölgeye saldırmayacağı güvencesi de veriyordu. Tehditler karşısında ahalinin epey bir kısmı güneye çekildi. Ama tüm tehditlere rağmen 700 bin civarında insan yine kuzeyde kalmaya devam etti. 

Ardından kuzeyle güneyin irtibatını kesmek için orta bölgede yer alan Deyru’l-Belah vilayeti toprakları üzerinden Netzarim Koridoru adını verdiği askeri koridor oluşturdu. Bu koridor doğuda 1948’de işgal edilmiş bölgedeki askeri üsten Akdeniz sahiline doğru uzanıyordu. Böylece kuzey bölge her yönden kuşatmaya alınmış oldu. Çünkü diğer kısımları zaten 1948’de işgal edilmiş olan ve siyonistlerin askeri yönden kontrol ettiği bölgelerle çevrilidir.

İşgal güçleri Netzarim koridorunu kullanarak kuzey bölgeye gıda sevkiyatını engellemek ya da ciddi şekilde kısıtlamak suretiyle aç bırakma politikasını uygulamaya geçirdi. Bu arada siyonist işgal rejiminin böyle bir srateji geliştirmesinde, kara saldırısının başlangıç aşamasında ABD’nin gönderdiği tecrübeli generallerin akıl hocalığı yaptıklarını da hatırlatalım. Yani ABD sadece silahıyla değil askeri uzmanlarıyla ve elemanlarıyla da başlangıcından beri Gazze’deki soykırım savaşının içinde bilfiil yer almıştır. 

Siyonist işgal güçleri Gazze Şeridi’ni böyle ikiye böldükten sonra askeri koridorun yer aldığı Deyru’l-Belah topraklarını tahliye etmek için saldırılar düzenledi ve koridorun güney kısmında kalanları daha güneye çekilmeye zorladılar. Daha güneyde ise Han Yunus (Hanyunis) vilayeti yer alıyor. 

İşgal güçleri kuzeydekilerin ve Deyru’l-Belah bölgesindekilerin gitmeleri için “güvenli” ilan ettikleri Han Yunus bölgesine de saldırı başlattı ve hem bölge ahalisini daha güneye zorladı hem de bu bölgede de büyük bir katliam gerçekleştirdiler. 

Han Yunus’un güneyinde yani Gazze Şeridi’nin en güneyinde ise Refah vilayeti yer alıyor. İşgalci siyonistler bölge ahalisini buraya sıkıştırırken bu bölgeyi “güvenli” ilan etmişlerdi. Yapılan zorlamalar ve sürgünler sonucu bölgede bir buçuk milyondan fazla insan toplanmış durumda. Zaten küçük bir araziye sahip olan bölge tam bir toplama kampına dönüştürüldü. 

Siyonist işgal güçleri Refah bölgesine günlerden beri zaten havadan saldırılar düzenliyor. Yani “güvenli” ilan ettikleri bölgeye saldırıyorlar. ABD’ye göre ise siyonist işgal rejimi hukuka aykırı bir şey yapmış değil. 

Salı günü sabahın erken saatlerinden itibaren de kara güçleriyle Kerem Ebu Salim tarafından tanklarla saldırıya geçerek Refah Sınır Kapısı’na kadar ilerledi ve bu kapıyı kontrol altına aldılar. 2005 yılından bu yana ilk kez bu kapıya işgal rejiminin bayrağını astılar. Sonra hem Refah hem de Kerem Ebu Salim kapılarından insani yardımların girişini engellemeye başladılar. 

HABERE YORUM KAT

2 Yorum