1. HABERLER

  2. HABER

  3. MEDYA

  4. Sistem tartışmalarının temelinde adalet kaygısı var
Sistem tartışmalarının temelinde adalet kaygısı var

Sistem tartışmalarının temelinde adalet kaygısı var

Haber Global televizyonunda yayınlanan “Neden?” programına katılan Kenan Alpay, Türkiye’deki gündem üzerine yorumlarda bulundu.

05 Mayıs 2021 Çarşamba 21:12A+A-

HAKSÖZ HABER

Haber Global televizyonunda Senem Toluay Ilgaz tarafından sunulan “Neden?” programına konuk olarak CHP Milletvekili Yunus Emre, İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır, AK Parti eski Milletvekili Resul Tosun ile Yeni Akit ve Haksöz Haber yazarı Kenan Alpay katıldı.

Kenan Alpay’ın Türkiye’de sistem tartışmalarını ve görüntü alma yasağını üzerine yaptığı değerlendirmeleri önemine binaen okurlarımızla da paylaşmak istedik.

“Öncelikli sorumuz şudur; Türkiye’de sistem tartışmaları neden bitmiyor? Neden sürekli bir biçimde anayasayı, yasaları, siyasi partiler kanununu tartışıyoruz. Bu soru ve konular üzerinde ciddi bir biçimde durmamız lazım. İkinci olarak; Türkiye’yi bu tür sistem tartışmalarının dışına nasıl çıkaracağız? meselesi üzerinde dikkatle durmamız lazım. Bu iki soru ve sorun üzerinde esaslı konuşma ve tartışmalar yapmamız gerekiyor. Eğer Türkiye adalet düzeyi, sosyal adalet işleyişi, refah düzeyi yüksek bir ülke olsaydı toplum bu türden sistem tartışmalarına çok fazla tenezzül etmezdi.

Sürekli olarak sistem veya rejim tartışmaları yapıyoruz çünkü adalet ve refahla ilgili çok ciddi kaygılar var. Sistem üzerine, rejim üzerine tartışırken adı başkanlık olmuş, yarı başkanlık veya parlamenter sistem olmuş, ne önemi var. Türkiye devletinin adı cumhuriyet olarak ilan edildi ama bu cumhuriyet nitelikli bir cumhuriyet midir? Bu gibi konular üzerine teorik, toplumsal, tarihsel, kültürel ya da geleceğe dönük tartışmaları masaya yatırmamız gerekiyor. Örneğin son dönemde başkanlık sistemine aşırı düzeyde birtakım anlamlar yüklendi. Başkanlık sistemine geçilince dolarla, enflasyonla, işsizlikle mücadele alanında muazzam başarılı kazanımlar elde edileceğine dair söylemler üretildi. Ama bu söylemlerin ne derece tutarlı olduğunu gösteren gelişmeler önümüzde duruyor.

Bugün Adalet Bakanı Abdülhamit Gül İnsan Hakları Eylem Planı’nı hayata geçirmek üzere bütün siyasi partileri Meclis’te ortak bir kara almaya davet eden güzel bir konuşması oldu. Fakat bu çağrının yapıldığı sırada Türkiye, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan tuhaf bir genelgeyi tartışmakla meşguldü. Maalesef sinirleri geren, aklın sınırlarını zorlayan bir durum var ortada: İnsan Hakları Eylem Planı’nı hayata geçirmek üzere üst düzeyde çağrıların yapıldığı bir vasatta 27 Nisan’da aniden yayınlanan bir genelge ile anayasa ve yasaların teminat altına aldığı birtakım haklar ve özgürlükler nasıl kısıtlanabilir?

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydının “özel hayatın gizliliğini ihlal gerekçesiyle” engelleneceğini ilan eden genelge hiçbir hukuki gerekçeye dayanmamaktadır. Bu genelge toplumun temel hak ve özgürlüklerini korumaya değil ancak ihlale kapı açar. Emniyet Genel Müdürlüğü eğer olaylara müdahalede Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununa uygun hareket ediliyorsa neden görüntü alınmasından, resim çekilmesinden veya haberleştirilmesinden çekince duyuyor?

Kamuya açık cereyan eden olaylara polisin müdahalesini vatandaşın da gazetecinin de görüntü veya ses kaydı alma hakkı hatta vazifesi vardır. Polisin vazifesi şiddetin ve provokasyonun önünü kesmektir. Gazetecinin vazifesi de olay ve gelişmeleri halka ulaştırmak üzere kayda girmektir. Bırakın gazeteci veya vatandaşların görüntü almasını engellemek her bir polisin bireysel veya toplumsal olaylara müdahale ederken kaskı üzerinde veya omuz bölgesinde her daim kayıt yapan bir kamerasının bulunması gerekiyor. Şüphelinin söz ve davranışlarının da polisin müdahale biçiminin de eksiksiz biçimde kayda alınması lazım.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelgeyle polisin olaylara müdahalesinin görüntülenmesini fiilen engellemeye, adli makamlara şikayet konusu yapmaya kalkışıyor. Bu durum Türkiye’nin hukuk devleti, şeffaflık ve denetlenebilirlik, temel hak ve özgürlükleri genişletme yolunda attığı, atacağı adımları sert bir biçimde frenlemek ve ülkeyi kontrolsüz bir savrulmaya maruz bırakmaktır. Bu genelge yanlıştır. Yeni ve sivil anayasayı konuşurken haber alma hakkı mı iptal edilecek? Türkiye bu çelişkilerden acilen kurtulmalıdır.”

HABERE YORUM KAT

4 Yorum