Ürdünlüler Trump'ın Gazze'yi 'ele geçirme' planını reddediyor

Ürdünlüler ülkenin bir 'muz cumhuriyeti' olmadığını söylüyor ve ABD'nin bölgeyi 'Orta Doğu'nun Rivierası' haline getirme önerisini reddediyor.

Muhammed Ersan’ın Middle East Eye’da yayınlanan yazısı Haksöz-Haber tarafından tercüme edilmiştir.

Ürdünlüler, Donald Trump'ın Filistinlileri Gazze'den zorla çıkarma planlarını kesin bir dille reddetti; zira ABD Başkanı, yönetiminin Gazze'yi “ele geçireceğini”, sakinlerini başka yerlere yerleştireceğini ve bölgeyi “Orta Doğu'nun Riviera'sı” haline getireceğini açıkladı.

Salı günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte şok edici açıklamalarda bulunan Trump şunları söyledi: “Orayı ele geçireceğiz, geliştireceğiz, binlerce ve binlerce istihdam yaratacağız ve tüm Orta Doğu'nun gurur duyacağı bir yer olacak.”

“Eğer doğru toprak parçasını, toprak parçalarını bulabilirsek ve onlara [Gazze'deki Filistinlilere] gerçekten güzel yerler inşa edebilirsek... Bence bu Gazze'ye geri dönmekten çok daha iyi olur.”

Daha sonra ABD'nin müttefikleri Ürdün ve Mısır'ın “kalplerini açacaklarından ve bu işi halletmek için ihtiyacımız olan araziyi bize vereceklerinden” emin olduğunu da sözlerine ekledi.

Başlangıçta ABD'nin Filistinlileri gönüllü olarak ayrılmaya nasıl ikna edeceği, yeniden imar çabalarından nihai olarak kimin faydalanacağı ve İsrail'in Gazze üzerinde egemenlik kurup kurmayacağı belirsizdi. Hem ABD'nin hem de İsrail'in onayladığı Cenevre Sözleşmeleri nüfusun zorla yer değiştirmesini yasaklamaktadır.

Ürdün'ün eski başbakan yardımcısı Memduh el-Abadi, Trump'ın sözlerini “Arap halkına karşı bir savaş ilanı” olarak nitelendirdi ve iki ülkenin bu konu yüzünden savaşa girebileceği yönündeki korkuların arttığı bir ortamda Ürdünlü yetkilileri zorunlu askerlik hizmetini yeniden uygulamaya çağırdı.

Middle East Eye'a verdiği demeçte “Gazze'deki topraklarında bir riviera (lüks tatil köyü) inşa etmek için iki buçuk milyondan fazla Filistinliyi bilinmeze sürmeyi hedeflediğinizde, bu eşi benzeri görülmemiş bir sömürgeciliktir” dedi.

“Ürdün'de, barış anlaşmasını askıya almak ve ABD askeri üslerini Ürdün'den çıkarmak gibi siyasi ve popüler eylemlerle bu karara karşı koymanın birçok yolu var.”

Salı günü Amman ve Kudüs'teki iyi konumdaki kaynaklar, MEE'ye Ürdün'ün Filistinlilerin zorla topraklarına sürülmesi durumunda İsrail'e savaş ilan etmeye hazır olduğunu söyledi.

1994 yılında İsrail ve Ürdün, iki ülke arasında diplomatik, turizm ve ticari ilişkiler kuran ve Amman'ın borç ertelemesi olarak milyarlarca dolar ABD yardımı almasına zemin hazırlayan Wadi Araba Antlaşmasını imzaladı.

Haşimi monarşisi hâlihazırda yılda yaklaşık 1.45 milyar dolar ABD yardımı alıyor ve bu fonlar Ürdün ekonomisinin desteklenmesinde, kalkınma programlarının finanse edilmesinde ve ülkenin istikrarının arttırılmasında önemli bir rol oynuyor.

Ancak adının açıklanmasını istemeyen Ürdünlü bir yetkili MEE'ye şunları söyledi: “Amerikan yardımı bütçe için önemli ve gerekli, devlet bütçesinin yüzde 10'unu oluşturuyor, ancak bu yardım taşınma meselesiyle ilişkilendirilirse bundan vazgeçmekte tereddüt etmeyiz.”

Kırmızı çizgiler

Ürdün aynı zamanda ABD ile yakın bir askeri ittifak sürdürmektedir ve Ocak 2021'de ABD kuvvetlerine 15'i açıklanmayan özel üsler sağlayan bir savunma işbirliği anlaşması imzalamıştır.

Ülke genelindeki üslerde en az 3,000 ABD askeri konuşlanmış durumda ve bu askerler “terörle mücadele” operasyonlarında Ürdün Silahlı Kuvvetleriyle işbirliği yapıyor.

Senatör Ömer el-Ayasrah MEE'ye verdiği demeçte “Ürdün bir muz cumhuriyeti [siyasi olarak istikrarsız ve ekonomik olarak önemsiz devletleri tanımlamak için kullanılan bir terim] değil ki Trump bize milyonlarca mülteciyi kabul etmeyi dayatsın” dedi.

“Asıl soru şu: Trump Gazze halkını başka bir yere yerleştirebilir mi?” diye sordu.

“Üzerlerine binlerce bomba atıldı ve onlar kararlılıklarını sürdürüyorlar. Kral II. Abdullah daha önce 2017'de Trump'a 'Yüzyılın Anlaşması'na 'hayır' demişti.

“Şimdi Kral, Beyaz Saray'a yapacağı ziyaret sırasında, Ürdün devleti için siyasi intihar anlamına geleceği için herhangi bir taşınmayı reddetmek de dâhil olmak üzere kırmızı çizgiler çizecek.”

Büyük Bani Sakher Bedevi kabilesinin bir üyesi olan Etaf Al-Roudan da aynı görüşte ve MEE'ye yaptığı açıklamada Trump'ın sözlerinin “Ürdün için varoluşsal bir savaş” anlamına geldiğini söyledi.

“Filistinlilerin krallığa taşınması Ürdün devleti için siyasi bir intihar ve Filistin davasına ihanet olur” dedi.

“Filistin davasını destekleyen Ürdünlüler olarak, bedeli ne olursa olsun Ürdün kimliği ve demografik yapısıyla oynanmasına yönelik her türlü girişimi reddediyoruz.”

Ürdün Kralı Abdullah'ın 11 Şubat'ta Beyaz Saray'da Trump'la bir araya gelmesi ve burada Krallığın ve Mısır'ın Filistinlilerin Gazze'den taşınmasına yönelik herhangi bir planı reddettiğini yinelemesi bekleniyor.

Barış şansını baltalıyor

Trump'ın açıklamasından birkaç saat sonra ABD'nin müttefiki Suudi Arabistan, Filistinlileri topraklarından sürmeye yönelik her türlü girişimi reddetti ve bir Filistin devleti kurulmadan İsrail ile ilişki kurmayacağını açıkladı.

Başkan'ın sözlerine doğrudan atıfta bulunmamakla birlikte, Suudi Dışişleri Bakanlığı “İsrail'in yerleşim politikaları, Filistin topraklarının ilhakı ya da Filistin halkını topraklarından sürme girişimleri yoluyla olsun, Filistin halkının meşru haklarına yönelik her türlü ihlali tamamen reddettiğini” bir kez daha teyit ettiğini açıkladı.

Bakanlık, “Bugün uluslararası topluma düşen görev, topraklarına bağlı kalacak ve topraklarından ayrılmayacak olan Filistin halkının maruz kaldığı ağır insani acıları hafifletmek için çalışmaktır” dedi.

Cumartesi günü aralarında Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın da bulunduğu bir grup Arap ülkesi, Trump'ın daha önce Filistinlilerin Mısır ve Ürdün'e taşınmasını öngören ve ABD'nin yerleşim bölgesini devralmasından söz etmeyen önerisini reddetti.

Ülkeler yaptıkları ortak açıklamada böyle bir planın Orta Doğu'daki çatışmayı daha da genişletme riski taşıdığını belirtti.

Açıklamada “Filistinlilerin topraklarından nakledilmesini ya da sökülmesini” teşvik eden herhangi bir planın bölgedeki istikrarı tehdit edeceği ve “halklar arasında barış ve bir arada yaşama şansını baltalayacağı” belirtildi.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş