Ürdünlüler, Gazze açlık çekerken düzenlenen gurme yemek festivali nedeniyle öfkeliler

“İki milyon insanı kazara aç bırakamazsınız. Yardım kamyonlarını engellemeyi siz seçersiniz. Altyapıyı tahrip etmeyi siz seçersiniz. Ekmeği pazarlık kozu haline getirmeyi siz seçersiniz.”

Ali Abunimah’ın Electronic Intifada’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


İsrail, Gazze'deki Filistinlileri aç bırakarak ölüme terk ederken, sadece 90 mil uzaklıktaki Amman semalarında dron gösterileri düzenlenerek ‘Ürdün Uluslararası Yemek Festivali’ tanıtıldı.

Pazartesi günü sona eren etkinlik, ülkeye gıda turizmini canlandırma çabalarının bir parçası olarak “gıda ve kültür kutlaması” olarak tanıtıldı. Ancak Ürdün içinde bu etkinlik öfkeye ve boykot çağrılarına neden oldu.

Resmi turizm kurumu Visit Jordan, Michelin yıldızlı şeflerin ve DJ'lerin ve müzisyenlerin katılımıyla “gece gündüz müzik ve eğlence dolu bir ortam” sağlanacağını övünerek duyurdu.

Ürdün'deki Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar Hareketi (BDS), “insanlık tarihinin en iğrenç, pis ve acımasız yok etme savaşı sırasında, Gazze'deki halkımıza karşı açlık, boyun eğdirme, aşağılama ve toplu cezalandırma silahı olarak kullanılırken, bir yemek festivalinin düzenlenmesini reddeden halkımızın ayaklanmasını” selamladı.

İkinci yılına giren bir haftalık festival, “Bir araya gelmek” teması altında, “topluluk, bağlar ve birlikte olmanın sevinci”ni kutlamak amacıyla, dünyanın dört bir yanından şefleri canlı yemek pişirme gösterileri, mutfak panelleri, satıcı sergileri ve daha fazlası için ağırladı.

Festivalin web sitesinde, “Bu festival sadece yemekle ilgili değil, her yemeğin ardındaki insanlar, gelenekler ve hikâyelerle de ilgili” deniyor.

Bilet fiyatları 10 ila 140 dolar arasında değişen festivalde, Ürdün'ün başkentinde herkes ziyafet çekebilirdi.

Tabii ki, ABD ve İsrail'in Gazze Şeridi'nde sebep olduğu kıtlıktan kurtulmaya çalışan iki milyon Filistinli hariç.

Daha yüksek fiyatlı biletler, müşterilerin dünyaca ünlü şefler tarafından hazırlanan beş çeşit menünün tadını çıkarabilecekleri “işbirliği akşam yemeklerine” giriş hakkı sağlıyordu.

Katılımcılar, Tel Aviv'de çalışmış Alman asıllı İsveçli şef Günther Koerffer ile “Hamurdan Lezzetlere – Avrupa Pastacılığı ve Organik Fırıncılık Sanatı” gibi ustalık sınıflarına katılabiliyorlardı.

Duyarsızlık

Festival, Ürdün'deki birçok kişinin, her gün yüzlerce Filistinli yetersiz yardımı almaya çalışırken vurulurken ve diğerleri açlıktan ölürken lüks yemekleri ve bolluğu kutlamanın nefes kesici bir duyarsızlık olduğunu düşünmesi nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.

Ürdün halkı, festivali ve “Gazze'deki açlığın sesini görmezden gelmeyi” protesto eden bir çevrimiçi broşür dağıttı.

Broşür, “kan ve açlık pahasına sahte eğlencenin normalleştirilmesini” kınıyor.

Festival organizatörleri, muhtemelen yoğun eleştiriler nedeniyle, festivalin Instagram profilindeki yorumları devre dışı bıraktı.

Festivalin web sitesinde sadece katılan şefler ve müzisyenler listeleniyor, sponsorlar ve satıcılar ise belirtilmiyor.

Ancak Ürdün Sanayi Odası'nın festival öncesinde yerel restoranlara ve işletmelere dağıttığı bir belgede, 282.000 dolardan başlayan stratejik ortaklık paketleri ve on binlerce dolara kadar değişen daha düşük sponsorluklar özetleniyor.

Sosyal medya paylaşımlarına göre, kurumsal sponsorlar arasında Güney Kore'nin ‘Samsung’ şirketi de bulunuyor.

Belge ayrıca, yabancı hükümetlere festivalde ulusal mutfaklarını sergileme fırsatı sunan büyükelçilikten de bahsediyor.

İsrail'in soykırımına açıkça destek veren ülkelerde ABD'den sonra ikinci sırada yer alan Almanya, Amman'daki büyükelçisinin açıklamasına göre festivale resmi olarak katıldı.

Özellikle acı bir ironi olarak, Alman standının odak noktası ekmekti.

Etkisiz “yardım”

Festival, Ürdün Haşimi Hayır Kurumu ile işbirliği içinde Gazze Şeridi'ne yardım konvoyları göndereceğini ve bilet gelirlerini bağışlayacağını duyurdu.

Ancak yardım kamyonlarının gönderilmesi, bunların girişinin garanti edildiği anlamına gelmiyor. Festivalin web sitesinde Gazze'den hiç bahsedilmemesi de dikkat çekicidir.

Gazze hükümeti basın ofisine göre, sınır kapılarında yaklaşık 22.000 yardım kamyonu bekliyor.

Kamyonların çoğu “BM ve uluslararası kuruluşlara ve çeşitli kuruluşlara ait. İsrail işgali, devam eden soykırımın bir parçası olarak, sistematik bir açlık, abluka ve kaos politikası kapsamında, bu kamyonların girişini kasıtlı olarak engelliyor.”

Ürdün hava kuvvetleri, Kanada, İspanya, Almanya ve Fransa gibi İsrail'i kararlı bir şekilde destekleyen hükümetlerle birlikte, son haftalarda Gazze'ye gıda yardımı için hava indirme operasyonları sürdürmektedir.

‘Sınır Tanımayan Doktorlar’ da dâhil olmak üzere insani yardım kuruluşları, İsrail tarafından kasıtlı olarak gıdadan mahrum bırakılan Gazze'deki iki milyondan fazla insanı beslemek için bu yardımların tehlikeli ve etkisiz olduğunu belirtiyor.

Bu yardımlar aynı zamanda ölümcül ve aşağılayıcıdır.

Aslında, bu hava yardımları İsrail'in soykırımına ortak olan ülkeler için bir halkla ilişkiler çalışmasıdır.

Bunun etkisi – kasıtlı olsun ya da olmasın – Tel Aviv'in kıyı şeridindeki bölgeye uyguladığı ve açıkça halkı aç bırakma niyetiyle ilan ettiği tam kuşatmayı kaldırma baskısından İsrail ve destekçilerini kurtarmaktır.

Ürdün, Gazze'de devam eden soykırıma rağmen İsrail ile diplomatik ilişkilerini askıya almadı.

7 Ekim 2023'ten birkaç hafta önce atanan İsrail'in Ürdün Büyükelçisi Rogel Rachman, Twitter/X'te düzenli olarak Gazze'de açlık yaşandığını reddeden paylaşımlar yapıyor.

Yiyecek “apolitik” değildir

Ünlü bir şef, mesleğinin birçok üyesinin İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri açlığa mahkûm etmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Emmy ödüllü TV kişiliği ve James Beard Ödülü sahibi Andrew Zimmern, bu ayın başlarında şöyle yazdı: “Yemekle ilgili televizyon programları yapıyorum. Meslek hayatımın bir kısmını tabağımdakileri yüceltmekle geçiriyorum. Bolluk, yaratıcılık ve zevk dolu hikâyeler anlatıyorum. Bu çok güzel bir iş. Çok anlamlı olabilir. Ama son zamanlarda, insanların yiyecekleri olmadığı için öldüğü bir dünyada bunun ne anlama geldiğini merak ediyorum.”

Zimmern, Gazze'de “Günlerdir yemek yememiş çocuklar var. Göğüslerinde süt kalmamış bebeklerini emzirirken ölen anneler var. Un dağıtmaya çalışırken öldürülen yardım görevlileri var. Ve nedense, sokaklarda isyan çıkarmıyoruz. Nedense, bunu görmezden geliyoruz” diyor.

“Lafı dolandırmayalım. Ölümcül açlık doğal bir afet değildir,” diyor Zimmern. “İki milyon insanı kazara aç bırakamazsınız. Yardım kamyonlarını engellemeyi siz seçersiniz. Altyapıyı tahrip etmeyi siz seçersiniz. Ekmeği pazarlık kozu haline getirmeyi siz seçersiniz.”

“Gıdanın apolitik olduğunu iddia etmekten vazgeçin,” diye uyarıyor ve herkesi sesini yükseltmeye ve hükümetlerinden soykırımı durdurmak için harekete geçmelerini talep etmeye çağırıyor.

Zimmern, The Minnesota Star Tribune’de yazdığı yazıda Ürdün’deki festivalden bahsetmiyor ve festivalle görünürde hiçbir bağlantısı yok, ancak mesajı Amman’daki gurme kutlamalarına öfkelenen Ürdünlülerin eleştirilerinin çoğunu yansıtıyor.

*Ali Abunimah, haberin hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş