Motasem A Dalloul’un Middle East Monitor’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşmesi sırasında, acımasız İsrail işgal güçleri tarafından çoğunlukla Amerikan silahları ve parası kullanılarak eşi benzeri görülmemiş bir ‘canlı yayın soykırımına’ maruz kalan işgal altındaki Gazze Şeridi sakinlerini sınır dışı etme niyetini dile getirdi.
“ABD Gazze Şeridi'ni devralacak ve biz de onunla bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden sorumlu olacağız,” dedi Trump gazetecilere. Trump ayrıca Amerikalıların “bölgeyi düzleştireceğini, yıkılmış binalardan kurtulacağını, bölge halkı için sınırsız sayıda iş ve konut sağlayacak bir ekonomik kalkınma yaratacağını, gerçek bir iş yapacağını, farklı bir şey yapacağını” söyledi.
Netanyahu'nun yanında dururken Trump ciddi görünüyordu. “Gerçekten kaliteli konutlar inşa edersiniz, güzel bir kasaba, yaşayabilecekleri ve ölmeyecekleri bir yer, çünkü Gazze ölmeyeceklerinin garantisidir.”
“Neden geri dönmek istesinler ki? Orası cehenneme döndü,” diye devam ederek hayalperest planının özünü ortaya koydu. Bu durum muhabirleri bile utandırdı ve biri şöyle dedi: “Ama burası onların evi efendim. Neden ayrılsınlar ki?”
ABD Gazze'yi yeniden inşa etmek, sınırsız sayıda istihdam yaratmak ve güzel bir bölgeye dönüştürmek istiyorsa, neden Gazze'yi yok etmek ve insanlarını öldürmek için para, silah ve asker gönderdi?
Trump, İsrail işgalinin 15 ay süren soykırım sırasında Filistinlileri Gazze'den kovmayı başaramamasının ardından bu işi kendisi yapmaya çalışıyor.
“Amerikan ve İsrail halkları arasındaki dostluk ve sevgi bağları nesiller boyu sürmüştür ve kesinlikle koparılamaz” diyen Trump, İsrail'in Gazze'yi tamamen yok etmesinin yarattığı küresel öfkeyi çok az önemsediğini vurguladı.
Dünya liderleri bir halkı etnik olarak temizlemenin uluslararası yasa ve sözleşmelerin açık bir ihlali olduğunu yinelerken bu garip plan da küresel eleştirilere neden oldu. Ancak bu yasa ve sözleşmeler, yasadışı davranışlarına rağmen küresel desteğe sahip olan vahşi ve ahlaksız bir işgalle karşı karşıya olan Filistinliler için çok az şey ifade ediyor.
Dünya 15 ay boyunca İsrail'in Gazze'deki soykırımını durduramadı, hatta hayatta kalma mücadelesi veren Filistinli çocuk, kadın ve erkeklere yiyecek, su ve tıbbi yardım bile gönderemedi. Hatta küresel süper güçlerin çoğu soykırımı destekledi, meşrulaştırdı ve akladı. Dolayısıyla Trump'ın planıyla yüzleşmenin yükü Filistinlilerin omuzlarına kaldı.
Bunu yapabilirler mi? Evet, yapabilirler!
Hiçbir kaynakları ve müttefikleri yokken bir süper güçle nasıl yüzleşebilirler? Bugünkü Filistinliler 1948, 1967 ya da 1993'teki Filistinliler değil. 1948'de yüz binlerce Filistinli uluslararası destekli Siyonist savaş suçlarından kaçmak için evlerini terk etti, Filistin içinde ve dışında mülteci kamplarına yerleşti ve tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmında İsrail devletinin kurulmasına sebep oldu.
1967 yılında İsrail, Suriye ve Mısır'ın büyük bölümüyle birlikte tarihi Filistin topraklarının geri kalanını da işgal etti. Her iki ülke de onur ve haysiyetleri pahasına İsrail ile aralarındaki anlaşmazlıkları çözen Amerikan aracılı anlaşmalar imzaladı.
Arapların İsrail'e teslim olmasından sonra Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), İsrail işgal devletiyle barış serabının peşinden gitmeyi kabul etti ve 1993 yılında FKÖ'nün 1948'de işgal edilen Filistin topraklarından taviz vermesini içeren ve 1967'de işgal edilen Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin sona erdirilmesini öngören bir anlaşmaya vardı.
O zamandan bu yana işgal genişledi ve bir Filistin devletinin kurulması ihtimali daha da azaldı. İsrailli liderler, barış anlaşmasında yer alan İsrail taahhütlerine uymak yerine, Filistinlilerden kurtulma ve tarihi topraklarının tamamını işgal etme vaatlerinde daha da netleştiler.
Gazze soykırımı sırasında bu çok açık bir şekilde görülmüştür. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ilk günden itibaren Filistinlileri “insan hayvanlar” olarak tanımladı ve orduya onlara giden tüm su, elektrik ve yakıt kaynaklarının kesilmesi emrini verdi. Katil ordusu daha sonra kadınları, çocukları, doktorları ve hastaları öldürmeye devam etti. Ayrıca Gazze sakinlerini Mısır'a gitmeye zorlamak amacıyla hastaneleri, okulları, üniversiteleri, elektrik şebekelerini, su borularını, kanalizasyon tesislerini ve iletişim merkezlerini yok ettiler ama yine de başarısız oldular.
Geçtiğimiz 15 ay boyunca, çoğu dünya lideri tarafından desteklenen İsrail işgali, tam bir cezasızlıkla her türlü suçu işledi. Bu arada Filistinliler tek başlarına, sadece “el yapımı silahlarla” karşı koydular ve “yenilmez orduya” kayıplar verdirdiler. Bu durum işgal devletinin liderlerini, savaşı Filistin direnişini memnun edecek bir şekilde sona erdirme ve İsrail'e “ağır tavizler” vermeye itti.
İsrailli sertlik yanlıları bunu reddettiler ama sonunda diz çöktüler ve Filistinlilerin ateşkes koşullarını kabul ettiler. Çoğu insan Trump'ın, Netanyahu'ya ateşkesi kabul etmesi için baskı yaptığını düşünüyor ancak ben İsrail işgal ordusunun 15 aydan fazla bir süre savaş suçu işledikten ve canlı yayında soykırım yaptıktan sonra ilan ettiği 'savaş hedeflerine' ulaşamaması nedeniyle ateşkesi kabul ettiği konusunda ısrarcıyım.
Filistinliler Gazze'de yaşananlar gibi bir direnişi daha önce hiç görmediler. Koruyucu askeri teçhizatı olmayan, sivil giyimli ve basit silahlara sahip genç bir savaşçı, en güçlendirilmiş ve gelişmiş tanka saldırıyor, onu vuruyor ve yok ediyor. Amerikan, İngiliz ve İsrail'in yüksek teknolojiye sahip casus uçakları ile F16 ve F35 jetleri onları tespit edemedi ve dünyanın en iyi donanımlı ve eğitimli orduları tarafından desteklenen bölgenin en iyi donanımlı ordusunun yenilgisine yol açan savunma saldırılarını zayıflatamadı.
Trump'ın Gazze sakinlerini sınır dışı etme planıyla ilgili sözlerinin ardından Hamas'tan bir açıklama geldi: “Trump'ın planının hayata geçmesine asla izin vermeyeceğiz.” Filistinlilerin ezici desteğine sahip olan Filistin direniş hareketi Hamas'ın böyle bir açıklama yapması, arkasında durabileceği anlamına geliyor. Bu nedenle Trump'ın Dışişleri Bakanı Marco Rubio X'te şöyle bir paylaşımda bulunmuştur: “Gazze Hamas'tan KURTARILMALIDIR.”
Onlar gerçeği biliyor ve Filistinliler de bunu biliyor. Filistinliler artık Arap ve dünya liderlerine güvenmiyor. Filistinliler, Hamas'ın umutlarının ve hayallerinin yıkılmasına neden olan bir terör örgütü olduğuna inanmıyorlar. Trump ve İsrail'in sınır dışı etme planlarını bozmanın, umutlarını ve özlemlerini gerçekleştirmenin, topraklarını özgürleştirmenin ve devletlerini kurmanın tek yolunun Hamas'ı desteklemek olduğuna inanıyorlar.