Serbest bırakılan Filistinliler anlatıyor: 'Allah'a hamdolsun dışarı çıktık'

“Ömür boyu hapis cezası almış bir mahkûm olmak, ölmeden Araf'ta yaşamak demektir” diyen Shoubaki, 22 yıl hapis yattıktan sonra perşembe günü serbest bırakıldı.

Mohammed Turkman & Mera Aladam’ın Middle East Eye’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.

İşgal altındaki Batı Şeria'da eski tutukluları selamlamak için toplanan Filistinlilerden oluşan kalabalığı sevinç kaplarken, İsrail tarafından yönetilen hapishanelerden serbest bırakılanlar ağır taciz ve zorlukları anlattılar.

Batı Şeria'nın Kalkilya kentinden 45 yaşındaki eski mahkûm Sameh al-Shoubaki, Middle East Eye'a yaptığı açıklamada, kendisi gibi ömür boyu hapis cezasına çarptırılanların dış dünyayla temas kurmasına izin verilmediğini söyledi. 

“Ömür boyu hapis cezası almış bir mahkûm olmak, ölmeden Araf'ta yaşamak demektir” diyen Shoubaki, 22 yıl hapis yattıktan sonra perşembe günü serbest bırakıldı.

2003'te tutuklanmadan önce aylarca İsrail güçleri tarafından takip edilmiş ve birkaç suikast girişiminden kurtulmuştu. Tutuklanmasının ardından 94 gün süren bir askeri soruşturmaya ve 2013 yılında 33 gün süren bir başka soruşturmaya tabi tutuldu.

İsrail güçleri tutuklanmasından bir yıl sonra ailesinin evini yıktı ve kardeşleri de gözaltına alındı. Tutukluluğu süresince hücre hapsinde tutuldu.

Shoubaki, mahkûmlara serbest bırakılacak kişilerin isimlerinin söylenmediğini belirtti. Bunun yerine hapishaneden ayrılacağı haberi kulaktan kulağa yayılmış.

Shoubaki'ye hapishaneden sonraki hayatıyla ilgili planları sorulduğunda, eve döndükten sonra yapacağı ilk şeyin soğuk bir duş almak olduğunu söyledi - tıpkı kendisinin ve diğer mahkûmların hapishanede almaya zorlandıkları gibi. “Sıcaklığı hissetmek istiyorsanız, soğuk bir duş alın” dedi gülerek.

Dokuz yıl cezaevinde kalan Saeed Comboz, MEE'ye verdiği demeçte, İsrailli gardiyanlar tarafından serbest bırakılmadan hemen önce tutukluların maruz kaldığı kötü muameleye rağmen, sevinç seviyesinin “açıklanamaz” olduğunu söyledi.

“Bu mutluluğu beklemiyordum... Her şey için Allah'a şükürler olsun,” dedi sevinçle gülümseyerek. “İsrail işgali altındaki (hapishanedeki) son anlar zordu, ama Allah'a şükür hepsi bitti.”

Comboz'un babası, oğlunun serbest bırakılmasından duyduğu sevinci MEE'ye anlatırken, onu yedi yıldır görmediğini ve son iki yıldır tüm iletişiminin tamamen kesildiğini söyledi.

“Arama yok, mesaj yok, hiçbir şey yok - tek iletişim avukat aracılığıyla oldu” dedi ve avukatın bile oğlunu ancak üç ila dört ayda bir durumu hakkında ‘bize güven vermek’ için görebildiğini ekledi.

Comboz gibi perşembe günü serbest bırakılan birkaç mahkûm da MEE'ye cezaevindeyken maruz kaldıkları dayak ve aşağılanmaları anlattı.

İfadelerde detaylandırılan kötü muamele, savaşın başlamasından bu yana MEE ve diğer medya kuruluşlarına verilen düzinelerce ifadeyle örtüşüyor.

Ağustos ayı başında İsrailli insan hakları grubu B'Tselem, İsrailli yetkilileri işkence kamplarında Filistinlilere sistematik olarak kötü muamelede bulunmakla, onları ağır şiddet ve cinsel saldırıya maruz bırakmakla suçladı.

“Cehenneme Hoş Geldiniz” başlıklı rapor, Gazze Şeridi, işgal altındaki Batı Şeria, Doğu Kudüs ve İsrail vatandaşı olan ve ezici çoğunluğu yargılanmadan tutulan eski tutuklulardan alınan 55 ifadeye dayanıyordu.

Ramallah'tan 17 yaşındaki Houthifa Mora, cezaevindeyken maruz kaldığı, aç bırakma, fiziksel taciz ve gaz sıkılması gibi farklı şiddet türlerinden bahsetti.

Mora MEE'ye mahkûmların uyuz gibi hastalıklara yakalandıklarını söyledi. “Allah’a şükür dışarı çıktık” dedi. “Dışarıda olmakçok güzel bir duygu.”

Mahkumlara ve Gazze'ye mesajlar

Gazze'ye samimi bir mesaj gönderen Shoubaki şunları söyledi: “Gazze bir elçi görevi görüyor. Birbirimizin yanında durduk ve Gazze halkı tüm dünyanın gözleri önünde Filistinlilerin haklarını savunanlardır.”

Bu arada Comboz'un babası MEE'ye verdiği demeçte, oğlunun aldığı 17 yıllık cezaya rağmen özgürlüğüne kavuşacağından emin olduğunu söyledi.

“Umarım her mahkûm evine dönebilir. Hapsedilen kişi mutlaka bir gün özgürlüğü tadacaktır. Her şey için Allah'a şükürler olsun” dedi.

El Halil'de idari gözetim altında tutulan Filistinli Ahmad Frookh, MEE'ye serbest bırakılmadan önceki anların “zor” olduğunu söyledi.

Ancak İsrail hapishanelerinde kalan diğer Filistinliler için umutlu konuştu.

“Tüm Filistinli mahkûmlarımızın derhal serbest bırakılmasını diliyorum ve elbette tüm mahkûmlarımız özgür olmadıkça mutluluğumuz tamamlanmış sayılmaz.”

Gazze'de tutulan üç İsrailli tutsağa karşılık perşembe günü serbest bırakılan 110 Filistinli tutsağın son grubunda, en küçüğü Beytüllahim'deki Aida mülteci kampından 15 yaşındaki Seif Darweesh olmak üzere 30 çocuk bulunuyordu.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş