Nobel Barış Ödülü sahibi savaş yanlısı Netanyahu'nun dostudur

Özellikle Maria Corina Machado, İsrail'in sadık bir destekçisidir ve iktidardaki Likud Partisi ile yakın ilişkilerini sürdürmektedir.

Robert Inlakesh’in PC’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


Venezüella muhalefet lideri Maria Corina Machado, Norveç Nobel Komitesi tarafından 2025 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi olarak ilan edildi. ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından aday gösterildikten sonra bu ödülü almayı umuyordu.

58 yaşındaki Machado'nun zaferi bu Cuma günü Oslo'da duyuruldu. Ödül komitesi yaptığı açıklamada, Machado'ya ödülün “Venezuela halkının demokratik haklarını desteklemek için yorulmak bilmeyen çalışmaları ve diktatörlükten demokrasiye adil ve barışçıl bir geçiş sağlamak için verdiği mücadele” nedeniyle verildiğini belirtti.

Ancak, yolsuzluk iddiaları ve ABD'nin ülkeye uyguladığı yaptırımları desteklediği gerekçesiyle son seçimlere katılmaktan men edilen Venezüella muhalefet lideri, “barışçıl geçiş”in savunucusu değil. Aksine, yabancı güçlerin ülkesine rejim değişikliği dayatmasını açıkça savunuyor.

Machado ayrıca ABD'nin Venezuela'ya uyguladığı yaptırımların destekçisidir. Siyasi platformu aşırı sağcıdır ve devlet varlıklarının, özellikle de ülkenin petrol kaynaklarının tamamen özelleştirilmesini savunmaktadır.

ABD Başkanı Donald Trump, Nobel Barış Ödülü'nü gözüne kestirmiş ve sekiz savaşı sona erdirerek tarihi bir başarıya imza attığını öne sürerek bu ödülü kazanması gerektiğini savunmuştu. Ancak Amerikan liderine yönelik tepkilerin çoğu, İran'a saldırı da dahil olmak üzere sağcı politikaları ve agresif dış politikasından kaynaklanıyordu. Buna ek olarak, ABD şu anda donanmasını seferber etmiş durumda ve Caracas'taki mevcut hükümeti devirmek için askeri müdahale tehdidinde bulunuyor.

Nobel Barış Ödülü sahibi Machado, Trump hareketinin müttefiki ve neo-Naziler de dâhil olmak üzere aşırı sağcı gruplarla aynı platformları paylaşıyor.

Özellikle Machado, İsrail'in sadık bir destekçisi ve iktidardaki Likud Partisi ile yakın ilişkilerini sürdürüyor. 2018'de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya bir mektup yazarak, onu ve diğerlerini Nicolas Maduro'nun sosyalist hükümetini devirmek için bir rejim değişikliği operasyonu başlatmaya çağırdı. Aşağıda bu mektubun bir bölümü yer almaktadır:

“Mevcut rejimin yaygın ve sistematik saldırılarına maruz kalanın sadece bizim halkımız olmadığına dikkat edilmelidir. Uyuşturucu kaçakçılığı ve terörizmle yakından bağlantılı olan bu rejimin suçlu yapısı, başta İsrail olmak üzere diğer ülkeler için de gerçek bir tehdit oluşturmaktadır. Venezuela'da hükümetin yetkilerini elinde tutan mevcut rejim, hepimizin bildiği gibi İsrail'e varoluşsal bir tehdit oluşturan İran ve aşırıcı gruplarla yakın işbirliği içinde olduğunu göstermektedir.”

Maria Corina Machado, Venezuela ile İsrail arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasını savunmak için İsrail televizyonuna da çıktı ve hatta kendi liderliğinde Venezuela Büyükelçiliğinin işgal altındaki Kudüs'e taşınacağına söz verdi. Ayrıca, ABD destekli eski Venezuela muhalefet lideri Juan Guaido'ya İsrail'in başkentini işgal altındaki Kudüs olarak tanıdığı için teşekkür eden bir video yayınladı.

2020 yılında Machado, Binyamin Netanyahu'nun Likud Partisi ile “siyasi, ideolojik ve sosyal konuların yanı sıra strateji, jeopolitik ve güvenlikle ilgili konularda ilerleme” konusunda bir işbirliği anlaşması imzaladı.

Bu yılın başlarında Machado, Likud Partisi müttefikleriyle birlikte aşırı milliyetçi “Avrupa için Vatanseverler” zirvesine katıldı ve her ikisi de kendilerini “Batı medeniyeti” için verilen savaşta ön saflarda savaşan savaşçılar olarak tanıttı.

Bu sağcı konferansta en öne çıkan sloganlardan biri, Avrupa'nın İslam'ın etkisini ortadan kaldırmak için gösterdiği askeri çabaları ifade eden “Reconquista” idi. Bu çabalar, bu hedefe ulaşmak için sivillerin katledilmesi ve yerinden edilmesinin yanı sıra Müslüman ve Yahudilerin zorla Hıristiyanlığa dönüştürülmesini de içeriyordu.

Machado'nun İsrail'in soykırımının ateşli bir destekçisi olduğunu ve Apartheid politikalarının uygulanmasında İsrail'in yanında yer aldığını anlayanlar, Norveç Nobel Komitesi'ne karşı çevrimiçi ortamda büyük bir tepki gösterdi ve bazıları barış ödülünün tamamen kaldırılmasını savunacak kadar ileri gitti.

Bu tepkiyle birlikte Nobel Ödülü meşruiyet sorunu yaşamaya başladı, çünkü birçok kişi barış ödülünün rejim değişikliğini ve ekonomik yaptırımları destekleyen ve soykırım uygulayan bir rejimle ittifak kuran birine nasıl verilebileceğini sorguluyor.

* Robert Inlakesh; gazeteci, yazar ve belgesel film yapımcısıdır. Orta Doğu'ya odaklanmakta ve Filistin konusunda uzmanlaşmıştır.

Çeviri Haberleri

İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş
İsrail, Gazze'nin tarım arazilerini yıllardır zehirliyor
BBC'nin kimse istifa etmeyeceği düzenlemesi