Netanyahu'nun Gazze'yi mahrum bırakma ve yönetme planı yine başarısız olacak

Yerinden edilme, evsizlik ve açlık karşısında Filistin dayanışması sarsılmazlığını korumuştur.

Farah Zaina’nın aljazeera’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.

Binyamin Netanyahu, Ekim 2023'ten Ocak 2025'e kadar yaklaşık 1,9 milyon Filistinliyi - neredeyse Gazze nüfusunun tamamını - yerinden etmeyi başardı. Gurur duyuyor olmalı. İsrail başbakanı artık Guinness Rekorlar Kitabı'na en küçük toprak parçasında tek başına en fazla insanı yerinden eden kişi olarak geçebilir.

Ben de bu 1.9 milyon kişiden biriyim. İki kez yerimden edildim: ilk kez soykırım savaşının başlangıcında ve bir yıl sonra tekrar.

Birçok Filistinli aile defalarca, bazıları 10 kez ya da daha fazla yerinden edildi.

Bu Netanyahu'nun bizi bölmeye yönelik açık bir stratejisiydi. Kuzey güneyden koparıldı. “Kuzeyliler” zorla güneye sürüldü. Ardından “güneyliler” ve “diğer yerinden edilenler” merkeze taşınmaya zorlandı.

Ama bu onun için yeterli değildi. İsrail başbakanı, Gazze Şeridi'nde, özellikle de kuzey ve güneydeki konutları yok etmek için geniş çaplı bir kampanyaya izin verdi. Ayrıca bizi aç bırakmak için insani yardımın engellenmesi emrini verdi.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre Gazze Şeridi'ndeki evlerin yüzde 92'si, yani yaklaşık 436.000 yapı, İsrail saldırısı sonucunda yıkıldı ya da hasar gördü. El Mezan İnsan Hakları Merkezi'ne göre İsrail ordusu ateşkes boyunca Refah'taki evleri yıkmayı durdurmadı.

Dünya Gıda Programı'na göre ocak ayı itibariyle 2 milyondan fazla insan tamamen gıda yardımına muhtaç durumdaydı ve yüz binlerce kişi “felaket boyutlarında gıda güvensizliği” ile karşı karşıyaydı.

Netanyahu, şimdi tüm insani yardımların yeniden kesilmesi emrini verdi ve Filistinlileri bir kez daha kuzeyden güneye zorla sürmeyi planlıyor.

Amacı açık: toplulukları parçalamak, bizi ayırmak ve zayıflatmak, aşırı yoksunluk yoluyla bizi birbirimize düşürmek. Ancak stratejisi geçtiğimiz 16 ayda başarısız oldu ve yine başarısız olacak.

Soykırıma varan bir savaş karşısında, Gazze halkı birbiriyle muazzam bir dayanışma gösterdi. Kimin ayakta duran bir evi varsa, aileleri, arkadaşları, komşuları ve hatta yabancılar da dâhil olmak üzere yerinden edilenleri barındırmak için onu açıyordu. Kimin biraz yiyeceği varsa o da paylaşırdı.

Aralık 2023'te mahallemiz Şeyh Radvan'da kuşatma altındayken, içecek bir şeyleri olsun diye komşumuza ve kızına pencereden su şişeleri atardık. Ayrıca evimizi diğer evlerden ayıran duvarın üzerinden atarak ihtiyacı olan diğer insanlara yiyecek sağlardık.

İkinci göçümüz sırasında babamın bir arkadaşı bize güneydeki evini açtı ve dört ay boyunca orada kaldık.

15 Ocak'ta ateşkes ilan edildiğinde Gazze halkı Netanyahu'ya ve onun “böl ve yönet” stratejisine karşı kazandı. Dört gün sonra Refah'tan göç ettirilenlerin bir kısmı geri dönebildi.

Ardından 27 Ocak'ta “büyük dönüş” gerçekleşti. Yüz binlerce Filistinli kuzeye geri döndü.

Yerinden edilenlerin çoğu için “geri dönüş” evsizliği keşfetmek anlamına geliyordu. İnsanlar evlerini hasar görmüş ya da yıkılmış halde bulmak için uzun mesafeleri yürüyerek kat ettiler. Şu anda Gazze'de harap olmuş evleri tanımlamak için kullandığımız kelime “bisküvi” - bisküvi gibi dümdüz olmuş bir ev.

Geri dönen evsizlerin çok az seçeneği vardı: barınağa dönüştürülen okullara gitmek, açık alanlarda ya da evlerinin enkazının yanında çadır kurmak ya da ayakta kalan duvarları onararak yaşam alanı haline getirmeye çalışmak.

Aileler şiddetli yağmur, sert rüzgâr ve soğukta acı çekiyor. Birçoğu temizlik, onarım yaparken ya da eşyalarını bulmak için enkazda arama yaparken sevdiklerinin cesetlerini buldu ve onları gömmek için kazıp çıkardı.

Ancak evsizliğin acımasız gerçekliğinde bile Filistinliler dayanışma içinde.

İnsanlar yiyecek, su ve hatta kalabalık çadırlarda yer bulabildikleri kadarını paylaşıyor. Komşular kırık duvarları ve çatıları onarmak için birlikte çalışıyor. Yarı hasarlı evleri olan bazıları ihtiyacı olanlara barınak sunuyor. Gönüllüler okullara, barınaklara ve çadır kamplarına yiyecek ve giyecek dağıtımı için kampanyalar başlatıyor.

Bazı gençler her gün bir araya gelerek ortak mutfaklarda yemek pişiriyor ve kimsenin aç kalmamasını sağlıyor. İnsanlar sosyal medya grupları ve ruh sağlığı toplantıları aracılığıyla duygusal destek sağlıyor. Geceleri aileler bir araya gelerek hikâyelerini paylaşıyor ve yalnızlığı azaltmak için birbirlerini teselli ediyor.

Mahallemizin erkekleri hasarlı evlerde barınak yapımında birbirlerine yardım etmek için bir program yaptı. Hasarlı evimizi muşambalarla kaplamamıza ve bunları direklerle yere sabitlememize ve duvarları onarmamıza yardımcı oldular. Zorlukla çalışan güneş panelimiz aracılığıyla ekipmanlara elektrik sağlayarak diğerlerine yardım ettik.

“Ev” artık Gazze'deki çoğu insanın özlemini çektiği şey. Dünya katlanılamayacak kadar ağırlaştığında kaçılabilecek, tatlı anılarla dolu sıcak bir yer olması gerekiyor. Bir çadır, bir okul ya da yıkılmış bir ev olmaması gerekiyor.

Ama Filistinliler buraya daha önce de geldiler. Gazze nüfusunun dörtte üçü mülteci ve Nekbe'de evlerini kaybeden mültecilerin torunları. Benim atalarım da el-Mecdel kasabasındaki evlerinden sürülmüşlerdi.

Netanyahu ve onun gibi diğer İsrailli liderlerin anlamadığı şey, Gazze'nin bizim için sadece bir yer değil, evimiz olduğudur.

İsrail kaç kez yardımları kesse, saldırsa, evleri yıksa ve insanları yerinden etse de, sihirle değil, kendi dayanışmamız, direncimiz ve dünyanın desteğiyle yeniden inşa edeceğiz.

Nesilden nesile aktarılan birliktelik, silinmeyi reddeden bir toplum inşa etti. Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olacak olan da budur.

* Farah Zaina, University College of Applied Sciences'da (UCAS) öğretim görevlisi ve Gazze İslam Üniversitesi'nde (IUG) Sürekli Eğitim İngilizce eğitmeni olarak görev yapmanın yanı sıra şair, yazar ve çevirmendir. Yazıları Al Jazeera, Mondoweiss, Electronic Intifada, We Are Not Numbers ve diğer yayın organlarında yayımlanmıştır.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş