Neredesin Jumana?

Beşar'la bir podcast eğitimi sırasında tanıştım ve orada bize sevgili atı Jumana'dan bahsetti. Konuşurken sesi titriyordu ve gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm.

Shahd Alnaami’nin wrmea’da yayınlanan yazısını Barış HoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.


Sevgili Jumana,

Sevgili dostum, sensiz geçen günlerimin nasıl olduğunu asla hayal edemezsin. Özlemimin derinliğini, nereye gidersem gideyim beni takip eden sonsuz acıyı nasıl hayal edebilirsin? Nazik öpücüğünü özledim. Sıcak dokunuşunu özledim. Lütfen, bana geri dön. Tekrar yanımda olman için sana sevdiğin tüm elmaları ve havuçları getirebilirim. Bir gün tekrar buluşacağımız umuduyla -hayır, hayaliyle- yaşıyorum.

Sevgilerimle, Beşar.

Beşar Iyad Alkrunz, 20 yaşında, El Ezher Üniversitesi Basın ve Medya Bölümü öğrencisi. Kendisi bir sporcu; yüzmeyi, futbol oynamayı ve ata binmeyi seviyor. Beşar 7 yaşındayken atlarla antrenman yapmak için Al-Faris Filistin Kulübü'ne katıldı. Atlar onun için sadece bir hayvan değildi; onlar yoldaştı ve onlarla çalışmak ona enerjisini ve sevgisini kanalize etmenin bir yolunu verdi. Onları tımar etmek, beslemek ve eğitmek için sayısız saatler harcadı, paylaştıkları sözsüz güveni buldu, her seans iki dünya arasında köprü kuran sözsüz bir konuşma oldu. İsrail'in 2014'te Gazze'ye açtığı savaştan sonra Beşar, evine daha yakın olan Al Aseel Kulübü'ne taşındı. Kulüp sadece 2 yaşında genç bir kısrak satın aldı. Vahşi, ne yapacağı belli olmayan ve idare edilmesi neredeyse imkânsız bir kısraktı. Beşar ona “Jumana” adını verdi ve Jumana onun sorumluluğu, arkadaşı ve birçok yönden güç kaynağı oldu.

Aralarındaki bağ benzersizdi ve Jumana kısa sürede ona bağlandı. Beşar, Jumana'nın canının elma ve havuç çektiğini keşfetti, bu yüzden her sabah kulübe onun en sevdiği yiyecekleri taşıyarak gidiyordu. Sesini duyar duymaz ya da parfümünü koklar koklamaz onu uzaktan tanırdı. Heyecanla kişnerdi. Onu gördüğünde başını sallayarak ve onu “öperek” selamlardı. Beşar daha sonra onu elma ve havuçla besler, eğitim seanslarına başlamadan önce mutlu bir şekilde yemesini izlerdi.

Bir yıl sonra, yakınlardaki diğer kulüpler nedeniyle başarılı olamayan kulüp kapandı. Beşar, Al-Faris Filistin Kulübü'ne geri döndü; Jumana'nın ne kadar özel olduğunu ve ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu bildiği için onu geride bırakmayı düşünemiyordu. Jumana'yı kulübe getirmeyi önerdi. Beşar'ın yeteneğinin ve atla olan bağlantısının farkında olan yönetici ona güvendi ve Jumana kulübe getirildi. Beşar ve Jumana arasındaki buluşma çok güçlüydü. Bu artık sadece bir at ve binici ilişkisi değildi; çok daha derin, yıllar içinde büyüyen bir şeydi.

Beşar ve Jumana günlerini birlikte geçirdiler ve katıldıkları her yarışmayı kazandılar. 2015 yılında, Beşar 11 yaşındayken, özel bir yarışmada birincilik kazandılar. Birbirlerine böylesine bağlı bir çift olarak bu güçlü sonuçlar daha da heyecan vericiydi. Bu yıllar boyunca Beşar, Jumana ile birlikte büyüdü ve ona olan sevgisi de arttı.

Her ne kadar başka atlara -Frankel, Alexandro, Asef, Noor, Albatool ve Everest- binmiş olsa da Jumana'nın yeri doldurulamazdı. Parlak kahverengi kürkü ve uzun, düz yelesiyle göz alıcıydı. Güçlü ve zarifti ve aralarındaki bağ Beşar'ın ailesiyle olan bağından bile daha derindi.

Jumana'ya ne oldu?

7 Ekim 2023'te Beşar, Jumana'ya en sevdiği yiyecek olan elma ve havucu getirdi ve bunun uzun bir süre için son kucaklaşmaları olacağını bilmeden ona sarıldı. Gazze'deki durum kötüleştikçe, güneye tahliye emri geldi ve Beşar Jumana'ya düzgün bir veda edemedi. Kulübe ait olduğu için onu yanında götüremezdi ve bu yüzden kalbi kırık bir şekilde, ruhunu onunla birlikte geride bırakarak Gazze Şehri'nden ayrıldı.

Güneydeki El-Bureyj kampına ulaştığında, Beşar umutsuzca Jumana'yı aramaya başladı. Birinin, bir eğitmenin ya da bir arkadaşının onu da güneye götürmüş olabileceğini umuyordu. Ocak 2024'e gelindiğinde Beşar Refah'a taşınmış ve aramaya devam ediyordu. Ne zaman kahverengi bir kısrak görse, Jumana olduğunu umarak koşuyordu. Ona ihanet ediyormuş gibi hissetmek istemediği için herhangi bir at arabasına binmeyi bile reddediyor, bunun yerine saatlerce yürümeyi tercih ediyordu. Her geçen ay umudunu kaybetmeye başladı. Bir zamanlar en sevdiği ikramlar olan elma ve havuçlar artık ona Jumana'nın yokluğunu hatırlatıyordu. Eğer onu bulursa, bu ikramları bir şekilde ona ulaştıracağına dair kendine söz verdi. Ama umudunu yitirdi ve elmalarla havuçlardan da nefret etmeye başladı.

Mayıs ayında, İsrail'in aralıksız bombardımanında dokuz arkadaşını kaybeden Beşar, El-Zevayide'deki eski bir arkadaşını ziyarete gitti. Dönüş yolunda gözüne bir şey takıldı; bir at arabasını çeken bir kısrak. Aylarca süren hayal kırıklığı yüzünden bitkin düşmüştü, kontrol etmeye bile gitmedi. Ama sonra kısrak kişnedi.

Bu Jumana'ydı.

Eğer onu tanımasaydı, Beşar onu gözden kaçırabilirdi. Zayıf, kirli ve yaralarla kaplıydı. Beşar ona doğru koştu ve ona kendine özgü öpücüğünü verdi. Ona sıkıca sarıldı, kayıp bir çocuğun yapacağı gibi değil, ruhunun sevdiği bir parçasına kavuşmuş bir adamın tüm ağırlığıyla. Gözyaşları sessizce döküldü, sanki aylarca süren üzüntü kırılgan bir rahatlama anı bulmuş gibiydi. Jumana'nın gözleri kendi üzüntüsünü yansıtıyordu.

Beşar arabayı süren adama onu sordu. Yanıt alamayan Beşar, Jumana'nın kulübe ait olduğunu açıkladı, ancak adam onu sahipsiz bulduğunu iddia ederek gitmesine izin vermeyi reddetti. Beşar itiraz etmedi; sonuçta Jumana onun değildi; o kulübe aitti ve kulübün sahibi şehit edilmişti. Beşar ağır bir kalple Jumana'ya veda etti, bunun muhtemelen son kez olacağını biliyordu.

Beşar'la bir podcast eğitimi sırasında tanıştım ve orada bize sevgili atı Jumana'dan bahsetti. Konuşurken sesi titriyordu ve gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm. Onu son kez gördükten yedi ay sonra ve o zamandan beri yaşadığı tüm acılara rağmen, anısı hala düşüncelerini ve kalbini dolduruyor.

* Shahd Alnaami, Gazze İslam Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı ve çeviri öğrencisi, şu anda soykırımın zorlukları arasında yaşıyor ve Gazze'deki Filistinlilerin hikâyelerini aktarmaya çalışıyor.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş