Makine fetva verirken "din adamları" sessiz kalıyor

İslam geleneğinde akıl sadece bir araç değil, ahlaki sorumluluğun bir şartıdır. Niyet bir ayrıntı değil, eylemin özüdür. İctihad algoritmik bir eylem değil, insani bir eylemdir.

Karam Nama’nın MEMO’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.


Financial Times'ta yayınlanan makalesinde, ‘Don't Be Evil: How Big Tech Betrayed Its Founding Principles—and All of Us’ (Kötü Olma: Büyük Teknoloji Şirketleri Kurucu İlkelerini ve Hepimizi Nasıl İhanet Etti?) kitabının yazarı Rana Foroohar, Hıristiyanlar, özellikle de Katoliklerin yapay zekânın yükselişine nasıl tepki verdiklerine dair toplu bir değerlendirme yapıyor. Ancak tartışma teknolojinin kendisiyle değil, inananların teknolojiye tepkisiyle ilgili. Bu, başlı başına bir önyargıdır: Makine sorgulanmıyor, sadece ondan korkanlar sorgulanıyor.

Foroohar'ın da belirttiği gibi, Katolikler Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük oy bloğunu oluşturuyor. Papa Francis, yapay zekânın “insanlığın hizmetine sunulması” çağrısında bulundu. Yeni Papa 14. Leo'nun yapay zekâ üzerine ilk genelgesini hazırladığı bildiriliyor. Dini düşünce kuruluşları şu anda yapay zekânın aile, işgücü ve inanç üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu inceliyor. Çocuklar arasında yapay zekâ kullanımının düzenlenmesi ve hatta “yapay zekâ arkadaşlarının” kısıtlanması yönünde çağrılar var.

Ancak daha derin bir soru hala sorulmamış durumda: Makine konuşmaya başladığında inanç da değişir mi?

Cevabın bir ipucunu ve aynı zamanda bir uyarıyı, ilahiyat araştırmacısı Dr. Ximian Simeon'un sözlerinde buluyoruz. “Teologlar, yapay zekânın dini uygulamalar üzerindeki etik sonuçlarıyla yüzleşmelidir, çünkü yapay zekâ ahlaki failliği yeniden tanımlamaktadır.” Ancak dini düşüncede ahlaki sorumluluk sadece karar vermekle ilgili değildir, sonuçları anlamakla da ilgilidir. Makineler suçluluk duymazlar. Tövbe etmezler. Yargılanmaktan korkmazlar. Ahlaki aktörler olarak değerlendirilebilirler mi? Teknoloji ve inanç arasındaki çatlak burada başlar.

Dinî İnançlar ve Etik Profesörü Marius Dorobantu şöyle yazıyor:

“Akıllı makinelerin ortaya attığı teolojik sorular teknik değil, varoluşsaldır: Yapay zekâ yaratıma katılabilir mi? Kurtuluş hikâyesinin bir parçası olabilir mi?” Hıristiyan teolojisinde yaratıcılık ilahidir. Yaratım sadece üretim değildir. Bir makine şiir yazdığında, resim yaptığında veya müzik bestelediğinde, yaratmaz, taklit eder. Ancak taklit, insanın vekil olduğu fikrini sarsmaya yeter mi? Belki de yetmez. Ancak endişe gerçektir.

Araştırmaları yapay zekâ (AI), etik ve maneviyatın kesişim noktasına odaklanan Mark Graves, hesaplamalı ve psikolojik açıdan şu uyarıda bulunuyor:

“Yaratıcı yapay zekâ teolojik bir zorluk oluşturuyor: Yaratıcılık sadece insanlara mı özgü bir özellik?” Dini düşüncede yaratıcılık niyetle bağlantılıdır. Niyet ise manevi bir eylemdir. Makineler niyet sahibi değildir. Onlar üretir. Bu, inançtaki niyet kavramını zayıflatmak için yeterli mi? Belki de değil. Ancak bu soru artık teorik bir soru değil.

Teknoloji devlerinin CEO'larına hayatlarımız üzerinde bu kadar büyük bir güç vermek, onları tanrılar haline getirmekle eşdeğer olduğunu da biliyoruz ve bu tanrıların hiçbir gelecek sunmadığı açık. Birçoğu, artık kendilerini aştıklarını düşündükleri eski tanrılara beklenmedik bir şekilde çekildiklerini fark ediyor. Aniden, eski inançlar daha umut verici, ilahi ama ulaşılamaz bir şey sunuyor gibi görünüyor.

Bu sorular hafife alınarak sorulmuyor. Bu tür gelişmelerin risklerini de göz ardı etmiyorlar. Ancak alternatifle karşılaştırıldığında — siyasi olarak düzenlenmemiş ve ruhani olarak sınırlandırılmamış yapay zekâ — derin ayrılıklar yaşayan birçok insan, halka açık din ve aktif politikayı daha güvenli, daha birleştirici bir yol olarak görmeye başlayabilir.

Ertelenen İslami soru

Büyük İslami kurumlar — El-Ezher, hukuk konseyleri veya dini bakanlıklar — AI'ın inananların inançlarıyla olan ilişkisini nasıl etkilediği konusunda çalışıyorlar mı? Fetvalar hala eğitim veya vaazlarda AI'ya odaklanıyor, ancak nadiren asıl soruyu ele alıyor: Bir makine fetva verebilir mi?

İslam geleneğinde akıl sadece bir araç değil, ahlaki sorumluluğun bir şartıdır. Niyet bir ayrıntı değil, eylemin özüdür. İctihad algoritmik bir eylem değil, insani bir eylemdir. Yapay zekâ ictihad yapabilir mi? Kararlar verebilir mi? Teoloji öğretebilir mi? Cuma hutbesi yazabilir mi? Doktrinsel konularda danışılabilir mi? Sentetik bir sesle konuştuğunda insan ile Allah arasındaki bağı bozar mı?

Bu sorular nadiren sorulur — Müslümanlar düşünmüyorlar diye değil, dini kurumlar henüz bu teknolojiyle ciddi bir şekilde ilgilenmedikleri için. Yapay zekâ eğitim, tebliğ, çeviri ve dini içerik yönetiminde zaten kullanılmaktadır. Peki, sorgulanıyor mu? Meydan okunuyor mu? Anlaşılıyor mu?

Medya ve modern teknolojiden uzak, seçilmiş bir inzivada yaşayan dini lider Ayetullah Ali al-Sistani'den doğrudan bir cevap bekleyemeyiz. Yine de milyonlarca Şii Müslüman, onun kararlarını gönüllü olarak takip ediyor ve bunları inanç ve yaşam konularında nihai kararlar olarak görüyor. Bu da daha geniş bir soruyu gündeme getiriyor: Yapay zekâ bu tür bir manevi otoriteyle etkileşime girebilir mi? Onu taklit edebilir mi? Onunla rekabet edebilir mi? Onu yeniden şekillendirebilir mi?

Sistani yalnız değildir. Çeşitli İslam mezheplerinden çok sayıda dini lider, yaşayan otoriteler oluşturmaktadır, ancak teknoloji karşısında sessiz kalmaktadırlar.

Sonuç olarak: İnanç adına kim düşünür?

Yapay zekâ, bir makine olduğu için inancı tehdit etmez. İnsan adına düşündüğü için inancı tehdit eder. Ve AI, inananlar adına düşünmeye başladığında, sorulmamış sorular ortaya çıkar: İnanç hala özgür bir eylem mi? İctihad hala insana ait mi? İnsan ve Tanrı arasındaki ilişki hala akıl yoluyla mı, yoksa kod yoluyla mı gerçekleşiyor?

Batı'da teoloji harekete geçmeye başlıyor. Doğu'da ise sessizlik hala hüküm sürüyor. Ancak sessizlik inancı korumaz. Onu, ne inanan ne de inanmayan, ancak ikna eden bir makineye maruz bırakır.

* Karam Nama, İngiliz-Iraklı bir yazardır. An Unlicensed Weapon: Donald Trump, a Media Power Without Responsibility (Ruhsatsız Silah: Donald Trump, Sorumluluktan Kaçan Medya Gücü) ve Sick Market: Journalism in the Digital Age (Hasta Piyasa: Dijital Çağda Gazetecilik) gibi birçok kitap yayınlamıştır.

Çeviri Haberleri

İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş
İsrail, Gazze'nin tarım arazilerini yıllardır zehirliyor
BBC'nin kimse istifa etmeyeceği düzenlemesi