Samah Jabr’ın Alquds’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.
Madleen adlı küçük bir gemi, gözetleme uçaklarıyla dolu gökyüzünün altında, acımasız bir deniz yolculuğuyla Gazze'ye doğru yola çıktı. Dışarıdan bakıldığında ilaç ve yardım yüklü sıradan bir gemi gibi görünen bu gemi, sessiz kalmayan ve ihanete direnen özgür yürekli insanlar tarafından oraya getirilmiştir. 20 ay süren boğucu ve soykırıma varan kuşatmanın ardından, Madleen ahlaki bir direniş eylemi, küresel zulüm karşısında yankılanan bir çığlık olarak geldi.
Mavi Marmara: Kuşatmanın Hafızası ve Açık Yara
2010 yılında Mavi Marmara, İsrail güçlerinin denizde baskın düzenleyerek gemideki on Türk aktivisti öldürmesiyle dünyanın vicdanını sarstı. Özgürlük Filosu'nun bir parçası olan Mavi Marmara, kuşatma altındaki Gazze'ye yardım götürmeye çalışıyordu, ancak kaderi trajik bir şekilde haberlerin gölgesinde kaldı. Ancak dökülen kan, mesajı yok etmedi; sadece pekiştirdi: Filistinlilerin ötesinde, tüm ülkelerden, Filistinlilerin acıları ve yalnızlıklarıyla baş başa kalmamaları için ölmeye hazır vicdanlı insanlar var.
O andan itibaren Mavi Marmara sadece şehitliğin değil, açlık ve yıkım karşısında kayıtsız kalmayı reddeden uluslararası iradenin de sembolü haline geldi. Gazze limanında Mavi Marmara için bir anıt dikildi, ancak geçen yıl İsrail saldırı makinesi tarafından yıkıldı.
Madleen: İnanç ve acı içinde Mavi Marmara'nın kardeşi
On beş yıl sonra Mavi Marmara'nın görüntüsü dayanışma, tıbbi malzeme ve bizi desteklemeye kararlı kalplerle yüklü olarak Avrupa'dan Gazze kıyılarına doğru yola çıkan bir gemi olan Madleen aracılığıyla geri dönüyor. Gemide farklı milletlerden yüzler, anavatan ya da dille değil, gerçekle birleşmiş insanlar var: Gazze'de insanlık ayaklar altına alınıyor ve sessizlik suça ortak olmaktır.
Biz biliyoruz, onlar da biliyorlar ki oraya varamayabilirler, İsrail donanması yollarını kesebilir, onları kaçırabilir ya da tutuklayabilir. Yine de denizlere açılıyorlar çünkü hükümetlerinin sessizlik içinde gerçekleştirdiği günlük ihanetlere dayanamıyorlar.
İhanetin yaraları için bir merhem
Madleen, Filistin'de ve özellikle Gazze'de, soykırım zamanında ahlaki bir panzehirdir. Ekim 2023'ten bu yana Filistinliler korkunç bir tecrit içinde yaşamaktadır: canlı yayında işlenen katliamlar, açlığın çocukları mahvetmesi ve gerçek bir müdahale olmaksızın ilan edilen ölüm. Bu bağlamda Madleen, Gazze'nin alnına bir öpücük konduran ve halkına şunu söyleyen bir denizkızı gibi görünüyor: Yalnız değilsiniz.
Anne babasını kaybeden çocuğun, yangın bombalarının kokusuyla uyuyan annenin ve anestezi almadan ceset sürükleyen doktorun Madleen'in desteğine ihtiyacı var. Bu destek gemi hiç gelmese bile, Filistinlilerin vicdanına ulaşır ve insanlığa olan inançlarının bir kısmını geri kazandırır.
İnsani yardım gemilerinin önü kesiliyor ve savaş gemileri okyanuslarda devriye geziyor.
Ablukanın acısını arttıran şey ise acı verici bir ironi: basit bir insani yardım gemisinin bile Gazze'ye girmesi engellenirken, bomba, füze ve savaş uçağı yüklü savaş gemileri her gün İsrail limanlarına giriyor, Batı depolarından yükleniyor ve sanki cinayet silahı değil de çiçek taşıyormuş gibi karşılanıyor.
Savaş gemileri ölüm kargolarını gözetimsiz bir şekilde boşaltırken Madleen'de direniş araçları aranıyor, uçaklar tarafından takip ediliyor ve navigasyon cihazları kilitleniyor. Bu yıl Gazze'deki ölüm makinesine koşulsuz destek taşıyan kaç askeri geminin limana yanaştığını görmek için Hayfa ve Aşdod kıyılarına bakmak yeterli. Bu arada bir insani yardım gemisinin bacağı kesilmiş bir çocuğa steril pamuk ya da koltuk değneği götürmesi engelleniyor.
Bu sadece çifte standart değil, aynı zamanda küresel vicdanın çöküşünün de bir göstergesidir.
Küresel vicdan için bir çığlık olarak Madleen
Gazze'ye giden bir gemi her durdurulduğunda, küresel vicdanın kırılganlığı ortaya çıkıyor. Birleşmiş Milletler sessiz kalıyor, Arap hükümetleri bahaneler üretiyor ve Batı demokrasileri boş sloganlar atıyor. Bu anlamda Madleen hepimize kimin insanlığın yanında durduğunu, kimin hayatından ödün verdiğini gösteren bir aynadır.
Bir çocuğa ilaç götürmek nasıl suç oldu? Sevgi nasıl suç oldu? Mazlumun yanında durmak nasıl risk haline geldi?
Madleen gelsin ya da gelmesin, tıpkı Mavi Marmara gibi Filistinlilerin kalbine çoktan inmiştir. O sadece ablukaya bir meydan okuma değil, aynı zamanda dünyaya bir çağrıdır: Filistin sadece bir ölüm yeri değil, haysiyetin, sadakatin, insanlığın ve bu yabancıları Gazze kıyılarına getiren devrimci aşkın yeridir.
Mavi Marmara'dan Madleen'e, denizden kampa, Filistin kimin yanında olduğunu ve kimin kendisine karşı komplo kurduğunu bilebilir ve takdir edebilir.