İsrail'in Gazze'de yapay zekâ kullanımı, yanı başınızdaki bir ülkeye gelen korkunç bir model

Avusturya'dan İsveç'e, Fransa'dan Almanya'ya, ABD'den İngiltere'ye kadar aşırı sağın küresel olarak yükselişe geçtiği bir ortamda İsrail'in etnik-milliyetçi modeli cazip ve taklit edilmeye değer görülüyor.

Antony Loewenstein’in Middle East Eye’de yayınlanan yazısı Haksöz-Haber tarafından tercüme edilmiştir.

Tel Aviv, dünyanın dört bir yanındaki aşırı sağcı güçler izleyip öğrenirken, en yeni öldürme ve gözetleme biçimlerini test etmek için savaşı ve işgali kullanıyor.

İsrail, kendisini destekleyen, silahlandıran ve finanse eden bir dizi yabancı aktör olmadan savaşı yürütemezdi.

Washington ve Berlin'in 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'e milyarlarca dolarlık silah göndermesinden Birleşmiş Milletler'deki diplomatik desteğe kadar, Başbakan Benjamin Netanyahu, ulusunun Gazze ve ötesindeki imha misyonu sırasında benzersiz düzeyde somut bir desteğe sahip oldu.

Çok daha az anlaşılan ve irdelenen şey ise İsrail savaş makinesinin arkasındaki kurumsal çıkarların boyutudur.

Elbit Systems'den Israel Aerospace Industries'e kadar sayısız İsrailli savunma ve gözetleme şirketinin ülkenin ordusunun ayrılmaz bir parçası olduğu yaygın olarak bilinse de, Google, Microsoft ve Amazon da dahil olmak üzere dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden bazılarının İsrail ordusuyla derin bir bağ içinde olduğunu bilenlerin sayısı daha az.

Washington Post kısa süre önce yaptığı bir araştırmada, Google'ın 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından hemen sonra, rakibi Amazon'a iş kaptırmaktan korktuğu için İsrail'e yapay zeka (AI) araçları satmak için “acele ettiğini” ortaya çıkardı.

Post İsrail'in bu araçları nasıl kullandığını teyit etmese de, İsrail'in son 15 ayda Gazze'de yürüttüğü toplu katliam kampanyasında gelişmiş yapay zekâdan yararlandığı çok açık.

Bu ay +972 Magazine tarafından yayınlanan bir başka haber ise Microsoft ile İsrail ordusu arasında 7 Ekim 2023 öncesinde ve sonrasında gerçekleşen kapsamlı işbirliğini detaylandırıyor. Şirketin bulut hizmetlerinin deniz, kara ve hava kuvvetlerindeki birimlerin yanı sıra istihbarat toplama birimi Birim 8200 tarafından nasıl kullanıldığını ve İsrail'in eşi benzeri görülmemiş ölçekte soykırım ve savaş suçları işlediğini özetliyor.

Devasa veri tabanı

Amazon ve Google, birçok çalışanın kamuoyu önünde ve özel olarak karşı çıktığı bir 2021 anlaşmasıyla, ordu da dahil olmak üzere hükümetin çeşitli kollarına yardımcı olmak için İsrail ile Project Nimbus'u kurdu - ancak proje bugüne kadar hiçbir şeffaflık veya hesap verebilirlik olmadan devam ediyor.

Bu dev şirketler Gazze'de, işgal altındaki Batı Şeria'da ve başka yerlerde Filistinlilerin yaşamının her yönü hakkında muazzam miktarda bilgi depoluyor.

Savaş ve kitlesel gözetleme döneminde bu verilerin nasıl kullanılacağı çok açık. İsrail, işgal altındaki her Filistinli hakkında Çin devleti tarzında devasa bir veri tabanı oluşturuyor: ne yapıyorlar, nereye gidiyorlar, kimlerle görüşüyorlar, nelerden hoşlanıyorlar, ne istiyorlar, nelerden korkuyorlar ve internette ne paylaşıyorlar…

Bu mükemmel bir sistem değil ve buna karşı çıkmanın yolları var - ancak sayısız Filistinli bana bu panoptikonun istenen etkiyi yarattığını, konuşma, ifade ve hareket özgürlüğünü kısıtladığını söylüyor.

Bunların hiçbiri Filistinlilerin İsrail işgaline karşı direnişinin devam etmeyeceği anlamına gelmiyor. Aksine, Trump döneminde baskılar derinleştikçe ve dini fanatikler ABD başkanının kilit müttefikleri olarak atandıkça muhtemelen artacaktır.

Google, Microsoft ve Amazon son yıllarda makul soruları yanıtlamadılar çünkü İsrail'in gizli ve ölümcül planlarındaki suç ortaklıkları hakkındaki gerçeği biliyorlar ve muhtemelen yasal ya da siyasi tepkilerden korkuyorlar. Filistinli siviller, onları insanlıktan çıkarılmayı ve ölümü hak eden kişiler olarak gören bir devlet için sadece veri noktalarıdır.

Büyük teknoloji, hem para kazanma arzusu hem de İsrail'in davasıyla ideolojik yakınlıkları nedeniyle yardımcı olmaktan mutluluk duyuyor.

İkinci neden belki de en rahatsız edici olanı ve geniş kapsamlı sonuçları var. Kitabım, podcast'im ve Al Jazeera English ile birlikte hazırladığım yeni filmim “The Palestine Laboratory” için yaptığım araştırmalar sırasında, İsrail'in askeri-endüstriyel kompleksinin işgali en yeni öldürme ve gözetleme biçimleri için hayati bir test alanı olarak gördüğünü ortaya çıkardım.

Filistinliler kobay - ama bu ideoloji ve çalışma Filistin'de kalmıyor. Silikon Vadisi bunu dikkate aldı ve yeni Trump dönemi büyük teknoloji, İsrail ve savunma sektörü arasında giderek daha sıkı bir ittifakın habercisi. Yapay zekâ şu anda küresel olarak düzenlemeden muaf bir bölgede faaliyet gösterdiği için kazanılacak para var.

Muhaliflerin hedef alınması

Yapay zeka, çok güçlü olsa da, bu insansızlaştırmayı daha acımasız bir verimlilikle sürdürecek olan en son teknolojidir.

Filistinlilerle bitmeyecek. Hiçbir zaman da olmadı.

Dünya genelinde 120 milyonu aştığı tahmin edilen mülteci, yerinden edilmiş halk, göçmen ve iklim değişikliği mağdurlarının sayısı rekor seviyelere ulaşmış durumda. Bu, varlıkları ya da siyasi arzuları iktidardakiler tarafından istenmeyen olarak görüldüğü takdirde izlenecek, hedef alınacak ve öldürülecek geniş bir insan havuzu demektir. 

Bu kulak arkası edilecek gibi ya da bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi geliyorsa, bir daha düşünün. İsrail, Gazze'de bir toplumun ciddi sonuçlar doğurmadan (henüz) nasıl yok edilebileceğine dair bir model oluşturdu ve bunu yapmak için gezegendeki en sofistike silahları kullandı.

Kaynaklarımın bana söylediğine göre pek çok ülke İsrail'e ve Gazze'de kullandığı yapay zekâya hayranlık ve kıskançlıkla bakıyor. Yakında diğer savaş bölgelerinde de Google, Microsoft ve Amazon destekli bir yapay zekâ türü görmeyi bekliyoruz.

Hem demokratik hem de diktatörlükle yönetilen kaç devletin her vatandaşı hakkında bu kadar kapsamlı bilgiye sahip olmak isteyeceğini ve böylece eleştirmenleri, muhalifleri ve karşıtları hedef almayı çok daha kolay hale getireceğini bir düşünün. Avusturya'dan İsveç'e, Fransa'dan Almanya'ya, ABD'den İngiltere'ye kadar aşırı sağın küresel olarak yükselişe geçtiği bir ortamda İsrail'in etnik-milliyetçi modeli cazip ve taklit edilmeye değer görülüyor.

İsrail'in gözetleme teknolojisinin bu tür insanların eline geçmesi hepimizi dehşete düşürmelidir.

*Antony Loewenstein, bağımsız bir gazeteci, çok satan bir yazar, film yapımcısı ve Declassified Australia'nın kurucu ortağıdır. Guardian, New York Times, New York Review of Books ve daha birçok gazetede yazmıştır. Son kitabı The Palestine Laboratory (Filistin Laboratuvarı): İsrail İşgal Teknolojisini Dünyaya Nasıl İhraç Ediyor? 2016-2020 yılları arasında Doğu Kudüs'te görev yapmıştır.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş