Miranda Cleland’in Middle East Eye’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
Çoğunlukla 15 ila 17 yaşlarında, ancak bazen 12 yaşına kadar düşen Filistinli erkek çocuklar uzun zamandır İsrail ordusu tarafından tutuklama, gözaltı ve kovuşturma için hedef alınıyor.
Dünyada çocukları otomatik ve sistematik olarak askeri mahkemelerde yargılayan tek ülke olan İsrail'de her yıl 500 ila 700 Filistinli çocuk gözaltına alınmakta ve yargılanmaktadır.
Bu çocukların giderek artan bir kısmı herhangi bir suçla itham edilmemekte ve idari gözaltı kararları altında tutulmaktadır. Bu çocuklar, tarihteki en büyük Filistinli çocuk idari tutuklu grubunun bir parçasıdır.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısından bu yana İsrail güçleri, çocuklar da dâhil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi tutuklama çabalarını ciddi şekilde artırdı.
Tutuklu sayılarına ilişkin en tutarlı kaynak, her üç ayda bir yaş ve suçlara göre dağılımlar da dâhil olmak üzere kişi sayılarını yayınlayan İsrail Cezaevi Servisi'dir. Benim çalıştığım “Defence for Children International - Palestine (DCIP)” gibi insan hakları grupları bu sayıları izliyor, cezaevi koşullarını belgeliyor ve mahkûmların ifadelerini topluyor.
Sadece rakamlar bile endişe verici: Geçen yıl İsrail Cezaevi Servisi'nin her sayımında, idari gözaltında tutulan Filistinli çocuk sayısı şimdiye kadarki en yüksek sayıya ulaştı.
Aralık ayı sonu itibariyle 112 Filistinli çocuk idari tutukludan oluşan son sayım, 7 Ekim 2023 tarihinden önce suçlama olmaksızın tutulan çocuk sayısının neredeyse beş katıdır. Çocuk idari tutuklular artık her üç Filistinli mahkûmdan birini temsil etmektedir.
Hızlı genişleme
İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinli çocuklar ve aileler üzerinde kontrol sağlamak amacıyla idari gözaltı uygulamasını hızla yaygınlaştırdı.
İsrail makamları 7 Ekim'den sonra İsrail hapishanelerine erişim konusunda sert kısıtlamalar getirmiştir. Aile ziyaretleri tamamen askıya alındı ve mahkûmları temsil eden avukatların ziyaretleri son derece zorlaştı ve İsrailli yetkililer tarafından sıklıkla reddedildi.
Sonuç olarak, DCIP'nin avukatları öncelikle İsrail gözetiminden serbest bırakıldıktan sonra çocukların ifadelerini topladı. Hepsi de cezaevi koşullarının önemli ölçüde kötüleştiğini, İsrailli gardiyanların düzenli olarak bozuk yemek servis ettiğini, tuvalet ve duşlara erişimin engellendiğini ve hücrelerin uygun sayının iki katı çocukla doldurulduğunu bildirdi.
“Yemekler kalitesiz, pişmemiş ve biz çocuklar için yetersiz. Mide sorunlarım olduğu için bana zorluk çıkarıyor,” diyen 16 yaşındaki Cemal (güvenlik nedeniyle takma isimle konuştu) DCIP'ye Ofer cezaevindeki durumu anlattı:
“Herkese yetecek kadar yatak olmadığı için, bazılarımız vardiyalı olarak yerde uyumak zorunda kalıyor.”
İsrail güçleri, Cemal'i daha önce gerçek mermiyle dizinden vurduktan sonra yaz boyunca işgal altında olan Batı Şeria'nın güneyindeki Arroub mülteci kampındaki evinden gözaltına aldı. Gözaltına alındığı gün, yarasını iyileştirmek için ameliyat olması planlanıyordu.
“Askerler yaramı istismar ederek beni beş saat boyunca yaralı dizimin üzerinde oturmaya ve diz çökmeye zorladılar. Acıdan dolayı hareket edersem ciddi şekilde dövülüyordum,” diyen Cemal, baskının yarasının yeniden açılmasına neden olduğunu da sözlerine ekledi.
Cemal, “Kulağıma kulaklık takıp bir buçuk saat boyunca yüksek ve rahatsız edici sesle şarkılar çaldılar, sağ kulağımın duyma yetisinin zayıf olduğunu biliyorlardı ve bu da sol kulağımda ve başımda ağrıya neden oldu” diye ekledi.
Kötü şöhretli zalimlik
İsrailli sorgucular, itiraf almak için Filistinli çocuk tutuklulara karşı fiziksel ve psikolojik zulüm eylemleri gerçekleştirmeleriyle ünlüdür.
Uluslararası hukuk standartları, bir suçla itham edilen çocukların sorgulama sırasında yanlarında bir aile üyesi ve avukat bulundurma hakkına sahip olduğunu vurgularken, Filistinli çocuklara bu hak tanınmamaktadır.
Cemal'e hiçbir suçlama yöneltilmedi; bunun yerine İsrail güçleri onu idari gözaltı emri uyarınca gözaltına aldı. Bu da ne kendisinin ne de ailesinin ne zaman serbest bırakılacağı, neyle suçlandığı ya da evine ne zaman dönebileceği konusunda hiçbir fikri olmadığı anlamına geliyordu.
Şimdi, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak yüzlerce Filistinli mahkûm nihayet serbest bırakılırken, bazı çocuk mahkûmlar da ailelerinin yanına dönüyor.
İsrailli yetkililer bu çocukların ailelerini tehdit ederek medyaya konuşmalarını engellemeye çalışıyor - bu da çocukları ve ailelerini izole etmeye yönelik bir başka baskı yöntemi.
İsrail ordusunun Filistinli çocukları hedef alan yaygın ve genişletilmiş idari gözaltı uygulaması keyfi gözaltı anlamına gelmektedir ve uluslararası hukukta yeri yoktur.
Her Filistinli çocuk İsrail gözetiminden serbest bırakılana ve çocukları hedef alan bu uygulama kaldırılana kadar, çocukları ailelerine kavuşturmak için mücadele etmeye devam etmeliyiz.
* Miranda Cleland, “Defense for Children International - Palestine'de” hak savunuculuğu görevlisidir ve Washington DC'de yaşamakta ve Filistinli çocukların insan haklarını savunmaktadır. Amerikan Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar ve Arapça bölümlerinden onur derecesiyle mezun olmuştur.