İsrail neden Gazze'de ateşkesi bozdu ve sivillere yardım ulaşmasını engelledi?

​​​​​​​İsrail, Gazze'de ateşkesin uygulanmasını geciktirirken, siyasi beka ve üstünlük politikaları nedeniyle savaşı tırmandırmaya hazırlanıyor.

Robert Inlakesh’in palestinecronicle’da yayınlanan yazısı Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.

İsrail birincil savaş taktiğini açlık ve temel ihtiyaçların kısıtlanması yoluyla toplu cezalandırmaya kaydırdı. Askeri hedeflerinin hiçbirine ulaşamayan İsrail Başbakanı, kendi siyasi bekasını sağlamak için savaşı bir kez daha genişletmeye hazırlanıyor.

Gazze'de ateşkes anlaşması/tutsak değişimi üç ana aşamada uygulanacaktı ve bunlardan ilki için belirlenen süre doldu. İsrail'in yaklaşık iki hafta önce 2. aşamanın uygulanmasına ilişkin müzakerelere başlaması gerekirken, bunun yerine ayak sürüyerek ilk aşamanın uzatılmasını ve daha fazla mahkûmun serbest bırakılmasını talep etti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Gazze'de ateşkes anlaşmasını kabul ettiğinde, bunu istediği zaman savaşa geri dönme ve Hamas'ı yok etme sözü vererek yaptı.

Eski güvenlik bakanı Itamar Ben Gvir kabinedeki görevinden istifa etmeye karar vermiş olsa da Netanyahu'nun kırılgan koalisyonunu çökertmeye çalışmayı tercih etmedi. Ancak Ben Gvir ve aşırılık yanlısı müttefiki Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, İsrail'in ikinci aşamaya geçmesi halinde koalisyonu çökertecekleri tehdidinde bulundu.

2. Tur Neden Önemli?

İkinci aşama neden bu kadar önemli? Bu, savaşın sona erdiği ve İsrail'in silahlı kuvvetlerini Gazze Şeridi'nden tamamen çektiği zamandır.

İşgal ordusu Gazze'nin kuzeyi ve merkezini kesen Netzarim Koridoru'ndan çekilmiş olsa da Refah'ın güneyinde, ayrım çitinin yakınındaki bazı açık alanlarda ve Filadelfiya Koridoru'nda kalmaya devam etmektedir.

İsrail, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden yaklaşık 15 dakika sonra bir dizi sivil katliamla anlaşmayı ihlal etti ve o günden bu zamana kadar her gün yüzlerce ihlal gerçekleştirmeye devam etti.

Çadırlar ve karavanlar gibi temel barınaklar da dâhil olmak üzere üzerinde anlaşmaya varılan yardımların bölgeye girişini engellemiş, ayrıca sağlık uzmanlarının girişini ve yaralı sivillerin Gazze dışındaki hastanelere naklini engellemiştir.

Hiçbir gerekçe gösterilmeden alınan bu zalimce tedbirler nedeniyle yeni doğan bebekler hipotermiden ölürken, İsrail bombardıman ve ateş yoluyla 114'ten fazla sivili doğrudan öldürmeye devam etti.

İsrail taahhütlerini gerçekten yerine getirip savaşı sona erdirseydi, daha fazla Filistinli rehinenin nakledilmesi karşılığında geri kalan mahkûmlarını alabilecekti, ancak görünen o ki Netanyahu'nun siyasi bekası İsrailli dostlarının hayatından daha önemli.

Üstünlükçü Düşünce

Tel Aviv'in Gazze'deki ateşkesle ilgili olarak karşı karşıya kaldığı bir dizi sorun var ve bunların en önemlisi Hamas'a alternatif bir yönetim bulamaması.

Ancak İsrail ve ABD'nin bu konudaki düşünceleri şu ana kadar 7 Ekim 2023'te Hamas liderliğindeki saldırının ezici darbesiyle sonuçlanan aynı manyak ırkçılığı yansıtıyor. İnsani yardıma kısıtlamalar getirmekten ve halkın üzerinde baskı uygulamak için yeniden inşayı kullanmaktan bahsediyorlar.

Hem ABD'li hem de İsrailli politika yapıcılar uluslararası hukukun kendileri için var olmadığını, kendi deyimleriyle orman kanunlarına göre hareket ettiklerini açıkça ortaya koymuş olsalar da, Filistinlilerin ve diğer küresel güney halklarının uyması gereken sözde standartlar hakkında görüş bildirmeyi tercih ediyorlar.

Eğer Filistinlileri gerçekten insan olarak görselerdi, İsrailliler ve Batılı müesses nizamın (ister medyada ister hükümette olsun) yaptığı gibi, Hamas'a bir alternatif oluşturmak için çalışabilirlerdi, ancak işbirlikçilere çalışmak için herhangi bir alan vermeyi bile reddediyorlar.

Bunun yerine, Arap halklarına kendileriyle uğraşmamaları konusunda ders vermek için işe yarayacağına inandıkları ama aslında tam tersini yaptıkları bir soykırımın gerçekleştirilmesine olanak tanıyan üstünlükçü düşünceyi sürdürüyorlar.

İsrail, Amerikalı ve Avrupalı müttefiklerinin tam desteğiyle, insanlık tarihinin en büyük vahşetlerinden birine imza atmış ve tüm bunlar herkesin görebilmesi için dünya çapında yayınlanmıştır.

Aynaya bakmaktan aciz, akli dengesi yerinde olmayan bir etno-narsisizm duygusuyla körleşmiş Gazze için önerilen çözüm, ya Gazze'de kullanılacak Arap liderliğindeki uluslararası bir vekil güç ya da geçici olarak duraklatılmış olan imha kampanyasına geri dönmektir.

Filistin Hükümetinin hurdaya çıkarılması

Kısa bir süre için Batı Şeria merkezli Filistin Yönetimi'nin, savaş sonrası Gazze senaryosunda bir rol oynayabileceği düşünülse de, Cenin Mülteci Kampı'nı 41 gün boyunca kuşatarak Cenin Tugayları'nı ortadan kaldırma görevini yerine getiremeyen İsrail-ABD ittifakı Filistin Yönetimi'ni tamamen ortadan kaldırmayı düşünüyor gibi görünüyor.

ABD Trump yönetimi Filistin Yönetimi'nin Batı Şeria'daki Güvenlik Güçleri'nden fonlarını çekerken, Washington ve Tel Aviv de Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı'nı (UNRWA) dağıtmayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Yukarıda bahsedilen bu iki adım ileriye dönük açık bir stratejiyi temsil ediyor gibi görünmektedir; Filistin Yönetimi'nin ortadan kaldırılması Filistin'in BM'deki uluslararası temsiliyetinden mahrum bırakılması anlamına gelirken, UNRWA'nın yok edilmesi de Filistinli mülteciler için uluslararası alanda tanınan bir sicil olmasını engelleyecektir.

İsrail'in yasadışı bir şekilde ilhak etmeyi planladığı Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni kimin yöneteceği sorusunun cevabı, potansiyel olarak, İsrail'in vekil gücü olarak hizmet etmek üzere işgal altındaki topraklarda bazı yerel unsurlarla çalışabilecek yabancı bir güçtür.

Gittiğimiz yön bu gibi görünüyor. Ancak bu fikrin temelleri Filistinlilerin ahır hayvanlarına eşdeğer olduğu varsayımına dayandığı için dramatik bir şekilde başarısız olacaktır.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Gazze'ye yardım için tüm giriş noktalarını kapatırken, İsrail ordusuna 400,000 yedek askeri çağırma talimatı verdiğini açıkladı. Yardımların engellenmesi, mübarek Ramazan ayında Gazze'deki gıda fiyatlarında ani bir artışa yol açtı. Yine de İsrail'in 400,000 askeri seferber edebileceği fikri delilik sınırında, zira bunu bırakın şimdi, 7 Ekim 2023'te bile yapamazdı.

Niyetin bu olduğunu ve bunu başarabileceklerini varsayarsak, bu kadar çok sayıda yedek asker Gazze işgali için çok fazla olacaktır, belki de başka cephelere de konuşlandırılacaklarını gösterir.

Witkoff'un Teklifi

İsrail rejimi şu anda İran'a karşı hava saldırıları düzenlemekle, Şam'ı işgal etmekle tehdit ediyor, Güney Lübnan'dan çekilmeyi reddediyor, 2000'li yılların başından bu yana ilk kez Batı Şeria'nın kuzeyine tanklar yerleştiriyor ve işgal altındaki Doğu Kudüs'te gerilimi tırmandırma tehdidini sürdürüyor.

Tüm bu provokasyonların sonucunda ortaya çıkabilecek potansiyel tepki çok büyük. Gazze'ye karşı yeniden bir savaş başlatması halinde Yemen'deki Ensarullah örgütü de Tel Aviv'e doğru füze ve insansız hava araçlarının yola çıkacağını açıkça ifade etti.

Eğer İsrail Gazze cephesini yeniden açacak olursa, bunu zafere ulaşmak için gerçek bir vizyon ya da strateji olmadan yapacak, bunun yerine diğer cepheler genişlemek için beklerken birliklerini batağa saplamayı tercih edecektir. Trump yönetimi tarafından onaylanan yaklaşık 12 milyar dolarlık yeni silah transferleri bile İsrail ordusu için büyük bir yük olacaktır.

Bu arada ABD ve Batı medyası İsrail'in ateşkes ihlalini “Hamas ateşkesin uzatılmasını reddediyor” gibi çarpık bir bakış açısıyla ele alıyor.

Medyanın burada yaptığı şey, ABD'nin Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff'un Hamas'a, ateşkes anlaşmasının birinci aşamasının geçici bir uzantısı olarak hizmet edecek ve aklı başında hiç kimsenin kabul etmeyeceği, uygulanamaz bir “Ramazan ateşkesi” sunduğu gerçeğini çarpıtmaktır.

Witkoff'un önerisi esasen ilk ateşkes anlaşmasını rafa kaldırıyordu ancak şimdi sanki Hamas'ın mantıksızca reddettiği bir tür hediyeymiş gibi sunuluyor.

Mısır'ın Önerisi

Arka planda ise Mısır, Arap Birliği'ne sunulmak üzere savaşın nasıl sona erdirileceğine ve ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına nasıl ulaşılacağına dair kendi önerisini ortaya koyuyor.

ABD ve İsrail'in önerilerinin bölge üzerindeki istikrarsızlaştırıcı etkilerinden korkan İsrail yanlısı Arap liderler arasında bir aciliyet hissi uyandı.

Ne yazık ki bu durum nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bölgede ABD-İsrail politikasını yönlendiren aynı ırkçı kibri görmeye devam edeceğiz ve bu da öyle ya da böyle daha fazla gerilimi ateşleyecek gibi görünüyor.

Bunun kısa vadede Gazze'deki ateşkesin tamamen çökmesi anlamına gelip gelmeyeceğini ise henüz göremiyoruz.

* Robert Inlakesh, gazeteci, yazar ve belgesel film yapımcısıdır. Filistin konusunda uzmanlaşarak Orta Doğu'ya odaklanmaktadır.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş