Alex Morris & Phil Miller’ın Declassified UK’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.
İsrail tarafından öldürülen İngiliz yardım görevlisinin ailesi, Birleşik Krallık ordusundan, oğullarının öldüğü gün Gazze'de çekilen güvenlik kamerası görüntülerini yayınlamasını talep etti.
Eski bir Kraliyet Deniz Piyadesi komandosu olan James “Jim” Henderson, Nisan 2024'te bir insani yardım konvoyuna düzenlenen drone saldırısında öldürüldü.
Babası Neil, Declassified'a, o gün erken saatlerde Gazze üzerinde uçan bir Kraliyet Hava Kuvvetleri uçağının görüntülerinin ailesine gösterilmediği için “oldukça öfkeli” olduğunu söyledi.
“Savunma Bakanlığı'nın bu görüntüleri vermemesinin nedeni biraz aşağılayıcı” dedi.
“RAF uçağının rehineleri aramak bahanesiyle Gazze üzerinde uçmasının, bu görüntülerin İngiliz güvenliğini nasıl etkileyebileceğini anlayamıyorum.”
Neil Henderson'ın yorumları, Perşembe günü yayınlanan Declassified'ın yeni belgeseli “Britain's Gaza Spy Flight Scandal”da (İngiltere'nin Gazze Casus Uçuşu Skandalı) yer alıyor.
Belgesel, BM komisyonunun soykırımın gerçekleştiğini ilan etmesinin ardından, Eylül ayında Kıbrıs'taki bir RAF üssünden Gazze'ye doğru havalanan bir casus uçağının ilk görüntülerini içeriyor.
İşçi Partisi ve Muhafazakâr Parti hükümetleri, Aralık 2023 ile Ekim 2025 arasında, Hamas tarafından rehin tutulan kişileri resmi olarak aramak için kuşatma altındaki kıyı şeridine yüzlerce uçuş düzenledi.
Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF), herhangi bir rehine bulup bulmadığını doğrulamadı; bunun yerine, ele geçirdiği görüntü arşivi savaş suçlarının kanıtlarını yakalamış olabilir, hatta İsrail tarafından bu suçları kolaylaştırmak için kullanılmış olabilir.
RAF emektarı konuşuyor
RAF'ta 19 yıl teknisyen olarak görev yapan Steve Masters, Declassified'a şunları söyledi: "Hükümete mesajım, görüntüleri yayınlamasıdır. O görüntülerin halka ulaşmasının sürekli olarak engellenmesi, bizim madden bir soykırıma yardım ettiğimiz şüphesini dindirmeye yardımcı olmuyor."
“Bu yüzden, onların hesap vermesi gerektiğini düşünüyorum ve bunun için Lahey'e gitmek gerekiyorsa, yine de yapacağım.”
İsrail ile paylaşılan istihbaratın sivilleri hedef almak için kullanılmış olabileceği sorulduğunda Masters, “Bunun kimsenin hayal gücünün ötesinde bir şey olduğunu sanmıyorum” dedi.
O, “Onlar da bu uçuşlardan elde edilen istihbaratı gerçek zamanlı olarak paylaştıklarını itiraf ettiler. Bu, rehinelerle ilgili olabilir, ancak genel olarak kara operasyonları için de olabilir ve genel hedef belirleme için de kolaylıkla kullanılabilir” diye açıkladı.
İngiltere hükümeti, uçuşlardan elde edilen istihbaratın İsrail ile paylaşılanların dikkatli bir şekilde kontrol edildiğini iddia etti.
Ancak Masters, “Eğer bu istihbarat gerçek zamanlı olarak bir istihbarat ve operasyon odasına aktarıldıysa, bu istihbaratı nasıl kullandıklarını ve ileride nasıl kullanacaklarını bilemezsiniz” dedi.
Declassified, RAF'ın bazı gözetleme uçuşları için uçaklarını kullandığı Amerikan şirketi Sierra Nevada'nın broşürlerini buldu.
Bu broşürlerde, uçaklarının “görev ortaklarıyla gerçek zamanlı dijital iletişimi sürdürmek ve çabuk bozulan istihbaratı yaymak için havadan uydu iletişimi” olduğu belirtiliyor.
Neil Henderson, “Sahip oldukları ekipman – casus uçak ekipmanı – yüksek teknolojidir ve bu, bize yerde neler olup bittiğini çok daha iyi anlamamızı sağlar. Bence bu görüntüleri yayınlayarak, İsraillilerin o sırada onları izlediğini kanıtlayabiliriz” dedi.
Öfke uyandırmak
Filistinli kurbanlar, RAF'ın büyük saldırılardan önce çekmiş olabileceği görüntüleri de görmediler. Bu Cuma, 34 sivilin öldürüldüğü Nuseyrat katliamının birinci yıldönümü.
Belgesel, katliamın gerçekleştiği yerin üç sokak ötesinde, saatler öncesinden bir casus uçağının konuşlandırıldığını gösteriyor.
Genocide Free Cyprus grubundan Matthew Stavrinides, “Keir Starmer ve David Lammy gibi İngiliz yetkililer, doğrudan suç ortağı olduklarını ne kadar acı çekmeleri gerekir ki anlayacaklar?” yorumunda bulundu.
RAF üssünün yakınında yaşayan Kıbrıslı aktivist Melanie Steliou, gözetleme uçuşlarının “yürek parçalayıcı ve sinir bozucu” olduğunu söyledi.
Steliou, 1960'da bağımsızlık ilan edildikten sonra Britanya'nın işgal altında tutmaya devam ettiği Kıbrıs'ın yüzde üçlük kısmında Declassified ile çekim yaptıktan sonra “Egemen Üs Bölgesi” polisinden tehdit telefonları aldı.
Adanın en yüksek noktası olan Olimpos Dağı bile İngiltere tarafından “elinde tutuldu” ve Orta Doğu'yu izleyebilen güçlü bir gözetleme istasyonu olan RAF Troodos'a ev sahipliği yapıyor.
Steliou, İngiltere'nin tamamen sömürgecilikten vazgeçmesini istedi: “İngiliz hükümeti, başkalarının işlerine karışmak yerine, kendi halkına, İngiliz vatandaşlarına bakmalı. İngiliz imparatorluğu asla çökmedi.”
*Alexander Morris, İngiltere'nin Londra kentinde yaşayan bir video gazetecisi ve film yapımcısıdır. Afganistan gibi çatışma bölgeleri de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanında çarpıcı belgeseller ve video röportajlar hazırlamıştır. Daha önce Middle East Monitor'da video gazetecisi olarak çalışmıştır. Rio'daki çete üyelerinin Covid kısıtlamalarını uyguladığını anlatan belgeseli Favela Lockdown, 2020 Lovie Ödülleri'nde “en iyi belgesel” ve “en iyi haber ve politika videosu” ödüllerini kazanmıştır. Diğer haber konuları arasında 2019'da Hindistan'da Hindu aşırılıkçılığının yükselişi, İngiltere'nin ırkçı sınır politikaları ve 2021'deki Windrush kuşağı ve 2024'te Lahey'de İsrail'e karşı tarihi soykırım davası bulunmaktadır.
Phil Miller, Declassified UK'nin editörüdür. “Keenie Meenie: Savaş Suçlarından Paçayı Kurtaran İngiliz Paralı Askerler” kitabının yazarıdır.