"Hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye..."

"Şüphesiz kî biz, yeryüzünde olanları bir gün dümdüz kuru bir toprak haline getireceğiz." (Kehf/8)

اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا ﴿٧﴾

7- Şüphesiz biz, yeryüzü üzerindeki şeyleri ona bir süs kıldık; onların hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye. 

وَاِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَع۪يدًا جُرُزًاۜ ﴿٨﴾

8- Şüphesiz kî biz, yeryüzünde olanları bir gün dümdüz kuru bir toprak haline getireceğiz.

Evet yeryüzünü ziynetlendirdik, süsledik diyor Rabbimiz. Yeryüzünü her yönden hazırlayarak yaşanır hale getirdik. Ne için böyle yapmış Rabbimiz yeryüzünü? İnsanların hangisinin daha güzel ameller işleyeceklerini deneyelim diye. Evet, hayatın varlık sebebi imtihandır. 

Demek ki yeryüzü bir imtihân salonudur. Bizim imtihânımız için bu dünya bu şekilde hazırlanmıştır. Dünyanın geçici zevklerine ve süslerine aldanmayıp, onun geçiciliğini anlayıp onun yaratıcısına yönelen, Onun rızasını kazanabilmek için sâlih ameller işleyen kimselerle, dünyayı hedef bilip onun süsüne ve ziynetine gönlünü kaptıranları ayıralım diye, Rabbimiz bu dünyanın süslendiğini anlatıyor. Dünyanın süsüne ve ziynetlerine aldanarak kulluğu terk eden insanların imtihânı kaybedecekleri anlatılıyor. Zîra dünyanın böyle câzip ve süslü kılınması aldanmaya müsait olduğunu göstermektedir. Sizin imtihânınız için kurulan bu dünya bir gün bitecektir.

Evet bir gün gelecek ki yeryüzündekileri kupkuru bir arâzî haline getireceğiz. O süslü o güzelim dünya, o güzelim hayat bir gün bitecek. Zaten sizin imtihanınız için kurulmuştu bu dünya. Hanginiz ne ameller işleyecek? bunun için kurulmuştu bu dünya. Sizin imtihânınızın bitip de imtihân sonuçlarının açıklanma dönemine gelindiğinde bu hayat da bitecek. 

Öyleyse bunların birer imtihân vesilesi olduğunu unutmayın. Bu hayatı ebedî zannetmeyin. Dünyanın geçici süsüne ve ziynetine aldanıp da burada ebedî kalacağınızı sanmayın. Önemli olan bu dünyaya bel bağlayıp onun güzelliklerine meyledip imtihanı unutmamaktır. Hani dünyada güç kuvvet sahibi, egemenlik sahibi kralların, hükümdarların saltanatlarından ve devletlerinden hiçbir eser kalmamış. Bu dünyada gördüğünüz her şey sizin imtihanınız, sizin denenmeniz için yaratılmış süs ve ziynetlerdir. 

Ama sizler bütün bunların hedef olduğunu zannediyor ve bunlar peşinde koşuyorsunuz. Sizi bu aldatıcı şeylerden koruyup Rabbinize kulluğa teşvik eden Rabbinizin âyetlerinden yüz çeviriyorsunuz. 

  BASAİRUL KUR’AN

Aslında yüce Allah, kimlerin iyi işler yapacaklarını biliyor. Ama yüce Allah kulların eylemlerine ve hayatta sergiledikleri tutumlarına göre onlar hakkında hüküm verir. Burada iyi işler yapmayanlara değinilmiyor, onlar hakkında herhangi bir şey söylenmiyor. Çünkü ifadenin içerdiği anlam gayet açıktır.

Yeryüzüne bir çekicilik kazandıran bütün gözalıcı süslerin sonu ise bellidir. Yeryüzü gün gelecek bu süslerden yoksun kalacaktır. Yeryüzündeki her şey bir gün yok olacaktır. Kıyamet gününden önce yeryüzü çıplak, kupkuru ve dazlak bir yüzey halini alacaktır .

“Günü gelince yeryüzünün bütün gözalıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak düzlüğüne çevireceğiz.”

İfadede bir kesinlik vardır. İfadenin canlandırdığı sahnede de öyle. Ayetin orijinalinde yeralan “cereza” kelimesi, sözlü vurgusu ile kuraklık, kurumuşluk anlamlarını tasvir ediyor. Aynı şekilde “Saida” kelimesi de dümdüz ve sert bir yüzeyin sahnesini canlandırıyor.

 FİZİLALİL KUR’AN

Kur'an Haberleri

"Beni bırakıp İblis ve soyunu mu veli ediniyorsunuz?"
Önlerine kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkârların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün
O gün bütün insanlar saflar halinde Rabbinin huzuruna çıkarılacaklardır
"Dağları yürüteceğimiz gün..."
"Sürekliliği olan 'salih davranışlar' sevap ve umut bakımından daha hayırlıdır"