Hamas'ın İsrailli rehinelere hediye çantaları: Basit bir jestle paketlenmiş güçlü bir mesaj

Hamas, rehinelerine bu imajı sunarak Gazze'yi harap olmuş bir toprak parçası olarak değil, mücadelelerinin gururlu ve meydan okuyan bir simgesi olarak gösteriyor.

Safa Othmaninin Middle East Monitor’de yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz-Haber için tercüme edilmiştir.

Pazar günkü İsrail-Hamas esir takasının en çarpıcı görüntülerinden biri de, köklü düşmanlıkların ortasında nadiren varılan bir anlaşma olarak, serbest bırakılan üç İsrailli rehinenin gülümseyen yüzleriydi; her biri kendilerini esir alan Hamas'ın silahlı kanadı El Kassam Tugayları tarafından verilen bir “hediye çantası” tutuyordu.

Çatışmalarda en küçük jestler bile niyet yüklü hale gelir. Gazze'nin bir fotoğrafı ve bir “sertifika” içeren, özenle seçilmiş bu çantalar, tarafsız bir ikramdan çok, stratejik bir hikâye anlatma eylemidir. Hamas'ın sadece serbest bırakılan kişilere değil tüm dünyaya iletmek istediği güç, insanlık ve propaganda mesajlarını taşıyorlar.

Güç olarak tutsaklık

Hamas, rehinelerin esaret altındaki fotoğraflarına yer vererek, bu kişilerin hayatları üzerindeki -hem geçmişteki hem de şimdiki- kontrolünü keskin bir şekilde hatırlatıyor. Bu görüntüler bir çilenin belgesinden daha fazlasıdır; Hamas'ın esaret sırasında mutlak otorite kullanma ve özgürlüğün ne zaman ve nasıl verileceğini belirleme kapasitesini sembolize etmektedir. Hamas bu eylemiyle açık bir mesaj veriyor: Hamas sadece esir takasının bir katılımcısı değil, yüksek riskli müzakerelerin şartlarını ve hızını belirleyebilecek bir güçtür.

Bu bağlamda, bu fotoğraflar rehinelerin anılarını onları esir alanların otoritesine bağlayan psikolojik araçlar olarak işlev görüyor. Hamas için böyle bir hamle, gücü fiziksel esaretin ötesine taşıyarak İsrail'e ve dünyaya üstünlüğün kimde olduğunu hatırlatan kalıcı bir iz bırakıyor. Görsel dokümantasyon, İsrailli rehineleri bir anlaşmayla serbest bırakılan insanlardan, özgürlükleri şartlı olarak geri “verilen” bireylere dönüştürerek, Hamas'ın bu derin asimetrik güç dinamiğindeki failliğinin altını çiziyor.

Bu durumda fotoğraflar kışkırtıcı ikili bir sembol işlevi görüyor: destekçileri için operasyonel başarıyı ve müzakere kozunu gösterirken; düşmanları için taviz anlarının bile Hamas'ın gücü altında çerçevelendiğini gösteren ince bir alay. Hamas bu jestleri dikkatlice düzenleyerek sadece rehineleri kurtarmakla kalmıyor, aynı zamanda hikâyelerinin sahipliğini de geri alıyor ve anlatının şimdilik kendi ellerinde kalmasını sağlıyor.

Direnişin sembolü olarak Gazze

Hediye paketine Gazze'nin bir fotoğrafının eklenmesi, takası siyasi bir gereklilikten daha fazlasına dönüştürüyor. Hamas için Gazze sadece bir bölge değil; kuşatma altında direnişin canlı bir kanıtı, işgale karşı bir direniş alanı. Hamas, rehinelerine bu imajı sunarak Gazze'yi harap olmuş bir toprak parçası olarak değil, mücadelelerinin gururlu ve meydan okuyan bir simgesi olarak gösteriyor.

Bu ayrıntı bir tür yeniden markalaştırma işlevi görüyor. Küresel söylemde Gazze genellikle yıkım ve insani felaketle ilişkilendirilir. Ancak Hamas burada Gazze'yi dayanıklılıklarının ve meşruiyetlerinin bir sembolü olarak çerçevelemeye çalışıyor. Fotoğraf etkili bir şekilde şunu ilan ediyor: “Biz buyuz. Savunduğumuz şey bu.” Bu, Gazze'nin yalnızca uluslararası yardıma bağımlı, mağdur ve yoksul bir yerleşim bölgesi olduğu yönündeki daha geniş anlatıya doğrudan bir meydan okumadır.

Hamas bu görüntüyü rehinelerin yanına yerleştirerek odağı rehin alan rollerinden, temsil ettikleri daha geniş ideolojik mücadeleye kaydırıyor. Koşullar tarafından tuzağa düşürülmüş bir grup olarak değil, Filistin kimliği ve gururu için bir güç olarak - kendisine dayatılan korkunç koşullara rağmen kendi geleceğini belirleyebilen bir güç olarak - anlatılarını güçlendiriyor.

Bu şekilde imaj sadece Hamas'ın direncini desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda Gazze'nin gerçekliğini tutsakların, İsrail'in ve uluslararası toplumun gözünde yeniden çerçeveliyor. Hamas, Gazze'yi bu şekilde çerçeveleyerek, daha geniş bir konuşmayı kontrol ettiklerini iddia ediyor - bölgenin imajını küresel hayırseverlik veya merhametten ziyade kendi kaderini tayin etme, güçlendirme ve ulusal gururla ilgili hale getiren bir imaj çiziyor. Anlaşmaya dahil olan ya da dışarıdan izleyen herkese Gazze'nin kimliğini tanımlama gücünün Hamas'ın elinde olduğunu hatırlatan, dikkatleri korkunç insani krizden Hamas'ın savunduğunu iddia ettiği siyasi ve ideolojik kararlılığa kaydıran bu hamle kasıtlı ve dikkatlice hesaplanmış.

'Sertifika'

Hediye paketlerinde belki de en ilginç olanı rehineler için bir “sertifika” bulunmasıydı.

Sertifika genellikle bir başarı ya da eğitim bağlamında verilir; mezuniyet töreninde ya da belirli bir uzmanlık seviyesinin tanınması için. Hamas, serbest bırakılan rehinelerin eline böyle bir şey vererek kendisini sadece siyasi bir aktör olarak değil, aynı zamanda bir öğretmen, bir akıl hocası ve belki de en önemlisi, daha geniş bir jeopolitik anlatıda ahlaki bir eğitmen olarak konumlandırıyor. Bu beklenmedik jest, serbest bırakılmayı işlemsel bir yükümlülük olarak değil, Hamas'ın dünyanın, rehinelerin ve İsrail'in hatırlamasını istediği dersleri vermek için bir fırsat olarak görüyor. Sertifika bir gösterge olmanın ötesine geçerek, Hamas'ın daha geniş bir siyasi ders üzerinde kendi algılanan otoritesini ortaya koyabileceği bir kanal haline geliyor.

Rehineler daha büyük bir pazarlık sürecinin parçası olsa da, “ödül” hesaplanmış bir mesajdır. Hamas'ın kendisini ahlaki bir ders veren üstün bir güç olarak konumlandırdığını düşündürüyor - sadece Direniş ya da mücadele hakkında değil, dünyanın esaret, serbest bırakma ve güç dinamiklerini nasıl görmesi gerektiği hakkında. Bu elbette diplomatik çerçevelere basit bir uyumdan doğan bir eylem değil. Aksine, Hamas'ı bu alışverişte çaresiz bir oyuncu olarak değil, angajman koşullarını kontrol eden ve müzakerelere, adalete ve mücadeleye nasıl yaklaşılacağı konusunda başkalarına öğretecek çok şeyi olan disiplinli bir aktör olarak yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır.

Bir anlamda bu “sertifika” sessiz ama derin bir ahlaki üstünlük iddiasıdır. Sertifikayı tutan rehinelerin görüntüsü, onların artık Hamas'ın esaret “kurumundan” “mezun” olduklarına işaret ediyor. Bu rehineler, sanki Hamas tarafından dikte edilen bir eğitim yolculuğundan dönüyorlarmış gibi, özgürlüklerinden daha fazlasıyla ayrılıyorlar. İsrail'e verilen mesaj çok açık: bu rehineler yüzünden zayıflayan Hamas değil, artık çok farklı bir dersle yüzleşmek zorunda olan İsrail. Sertifika aracılığıyla Hamas, bu değişimdeki rolünü daha derinlemesine düşünmeye zorluyor: sadece militan bir grup olarak değil, güç dinamiklerini kendi şartlarına göre şekillendiren ve yörüngesine girmeye cesaret edenlere bilgi aktaran bir kurum olarak.

Bu kırılgan ateşkes anında, odak noktası takasın ötesine geçerek bu eylemlerin içerdiği daha geniş mesajlara yönelmelidir. Titizlikle paketlenmiş ve özenle seçilmiş hediye paketleri, sadece taktiksel bir pazarlığı değil, meşruiyet, kimlik ve uluslararası tanınma üzerine süregelen bir savaşı yansıtıyor - halihazırda yaklaşık 47.000 Filistinlinin hayatına mal olmuş ve 11.000 kişinin de kaybolmasına neden olmuş bir savaş. Bu eşyalar ilk bakışta mütevazı görünebilir, ancak bu kalıcı İsrail-Filistin çatışmasının temelinde yatan psikolojik ve siyasi savaş türünü somutlaştırıyorlar. Mesele fiziksel olarak ne verildiği değil, bu hediyelerin temsil ettiği dikkatle inşa edilmiş güç ve hayatta kalma sembolleridir - Hamas'ın mücadelesini işaretlemek ve sadece esir takasının çok ötesine geçen bir çatışmada küresel görüşü yönlendirmek için kullandığı araçlar.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş