Rasha Ebu Celal’in electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
Aralık ayında 34 yaşındaki Israa Bahur, Deyr el-Balah'taki merkezi pazar yerine gitti.
Dört çocuk annesi olan Israa’nın hiç parası yoktu. Onun yerine, mısır ve mercimek konserveleriyle takas etmeyi umduğu bezelye ve fasulye konserveleri taşıyordu.
Bahur, The Electronic Intifada'ya Dünya Gıda Programı'ndan aldığı gıda yardımının ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığını söyledi.
“Bezelye ve nohut gibi sık tüketmediğimiz konserve gıdalar alıyoruz, bu yüzden bunları diğer insanlarla, çocuklarımın sevdiği fasulye ve mısır gibi diğer konserve gıdalarla ya da yapabiliyorsam un ve yağla değiştiriyorum.”
Gazze'de 19 Ocak'taki ateşkesin ardından bankalar faaliyetlerine yeniden başladı. Ancak Dünya Bankası'na göre İsrail'in yerel banka şubelerinin yüzde 93'ünü yok ettiği ya da hasar verdiği ve 15 ay boyunca nakit para girişinin olmadığı İsrail'in soykırım saldırısı sırasında takas Gazze'de sıradan hale gelmişti.
Sosyal medya takas için önemli bir arena haline geldi ve birçok sosyal medya grubu insanların mal takası yapmasına olanak sağladı.
Örneğin “Şaşkın Melek” hesabının sahibi, 19 Aralık'ta böyle bir grupta “5 kilo un” karşılığında “2 kilo şeker ve 2 litre yemeklik yağ” teklif eden bir yazı yazdı.
Ayni ödemeler
47 yaşındaki Muhammed Ayeş, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için takasa başvurmaktan başka çaresi olmadığını söyledi. Ayeş, normalde Filistin Yönetimi'nden aylık maaş alan bir devlet çalışanı.
Ancak bankalar çalışmadığı için bu paraya ulaşması mümkün olmamış. Bu yüzden aynı durumda olan başkalarıyla değiş tokuşu yapmaya yöneldi.
Eylül ayında The Electronic Intifada'ya konuşan Ayeş, “Yardım olarak aldığım bir kilo unu komşuma verdim, karşılığında o da bana bir kilo şeker ve yarım kilo sofra tuzu verdi” dedi.
Takas sadece bireyler tarafından kullanılmıyordu. Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat kampında bir bakkal dükkanı sahibi olan Fuad Ubeyd, nakit sıkıntısı nedeniyle çalışanlarına dükkanındaki ürünlerle ödeme yaptığını söyledi.
Aralık ayında The Electronic Intifada'ya konuşan Ubeyd, “Her iş gününün sonunda, nakit para olmadığı için çalışanlarıma para yerine şeker ve yemeklik yağ gibi kendi seçtikleri gıda maddelerini veriyorum,” dedi.
“Müşteriler nakit para ödemiyor çünkü nakit paraları yok” diye açıkladı. Bazıları takas yapıyor, bazıları da elektronik banka havalesi yoluyla, banka hesaplarından onun hesabına para aktararak ödeme yapıyor.
Ubeyd ayrıca malları için ithalatçılara da aynı şekilde ödeme yaptığını, parayı dijital olarak transfer ettiğini söyledi.
Filistin Para Otoritesi geçen yıl 8 Mayıs'ta Gazze'deki Filistinlilere finansal işlemlerini gerçekleştirmek için mevcut tüm elektronik araçları kullanmaları çağrısında bulunmuştu.
Son çare
The Ekonomist ve Gazze'de yayınlanan El-Eqtesadia gazetesinin genel yayın yönetmeni Muhammed Ebu Ciyab, Gazze'de takasın yaygınlaşmasının “yerel ekonomik döngünün tamamen çöküşünün bir yansıması” olduğunu söyledi.
İsrail soykırımının on binlerce ailenin gelir kaynaklarını yok ettiğine ve temel ihtiyaçları ve yerinden edilme masraflarını karşılamak için harcadıkları birikimlerini tükettiğine dikkat çekti.
Ebu Ciyab, “İsrail tarafından uygulanan mali abluka, fonların girişini engelleyerek ve bankacılık altyapısını yok ederek boğucu bir nakit krizi yarattı” dedi.
Takasın sadece “nakit” yoksulluğunun değil, aynı zamanda “kaynak” yoksulluğunun da bir sonucu olduğunu söyleyen Ebu Ciyab, bölge sakinlerinin ekonomik koşullarında herhangi bir iyileşme olasılığı olmaksızın kapalı bir ihtiyaç takası çemberine hapsolduğunu belirtti.
“Bu durum, Şerit sakinleri için bu çirkin savaşın ortasında hayatta kalmak için son çare haline geldi” dedi.
*Rasha Ebu Celal, Gazze'de gazetecilik yapıyor.