Gazze'de çocuklar ailelerini doyurmak için çalışıyor

“Bisküvi, patates cipsi ve çikolata yemeyi çok istiyordum,” diyor Saaya. “Ama annem bunların çok pahalı olduğunu ve bana alamayacağını söyledi.”

Fedaa al-Qedra’nın electronicintifada’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz-Haber için tercüme edilmiştir.

Azzam ev yapımı bisküvileri satmaya çalışırken solgun ve üzgün görünüyor.

Henüz 8 yaşında olan Azzam, evlerinden koparılan ailesinin geçimini sağlamak zorunda.

Aile Gazze'nin kuzeyindeki BeytHanun'da yaşıyordu ve mevcut soykırım savaşının ilk aşamalarında güneydeki Refah kentine kaçtı. Evleri, İsrail'in BeytHanun'da yıktığı çok sayıda bina arasında yer alıyor.

Azzam, “Tek istediğim BeytHanun'a geri dönmek ve evimizi yeniden inşa etmek,” diyor.

Savaştan önce Azzam'ın babası cep telefonu satan bir dükkân işletiyordu. Aile bu işi ve diğer pek çok şeyi geride bırakmak zorunda kalmış.

Azzam üç çocuğun en büyüğü.

Annesi her sabah erkenden kalkıp ateşte bisküvi pişiriyor. Azzam daha sonra onları pazar alanına götürüyor ve orada satıyor.

Azzam'ın babası su aramakla meşgul olduğu için bisküvileri satmaya yardım edemiyor. Bunun için saatlerce kuyrukta beklemek ve büyük kaplar taşımak gerekiyor.

İş günü çok uzun. Azzam sabah 8'de işe başlıyor ve akşama kadar ailesinin yanına dönmüyor.

Günde yaklaşık 8 dolar kazanıyor, bazen daha az.

Son altı ay içinde gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının arttığı düşünüldüğünde bu çok yetersiz bir miktar. Ailesi günde sadece bir öğün yemek yiyebiliyor.

“Çok yoruluyorum,” diyor Azzam. “Ama bütün bisküvileri satarsam kendimi mutlu hissediyorum.”

“Babama sarılmayı özledim”

Azzam, mevcut savaşın ortasında sokak satıcılığı yapan pek çok çocuktan biri.

10 yaşındaki Farah, her sabah Refah'ta yerinden edilmiş insanların kaldığı çadırlar arasında dolaşarak insanlardan annesinin pişirdiği hamur işlerinden almalarını istiyor.

Börekler yardım paketlerinde gelen unla yapılıyor. Aile daha sonra kazandığı parayı sebze ve diğer ürünleri satın almak için kullanıyor.

Farah, kardeşleri ve anneleri, babasının kaldığı kuzey Gazze'den göç etmek zorunda kaldı.

“Babama sarılmayı özledim,” diyor Farah. “Ve okulda arkadaşlarımla oynamayı özledim.”

12 yaşındaki Saaya kendi yaptığı işlemeli bileklikleri satıyor.

“Bisküvi, patates cipsi ve çikolata yemeyi çok istiyordum,” diyor Saaya. “Ama annem bunların çok pahalı olduğunu ve bana alamayacağını söyledi.”

Saaya Gazze'nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampından. Ailesi oradan çıkarıldıktan sonra Refah'taki teyzesinin yanına taşınmış.

İsrail Cebaliye'de büyük bir yıkıma yol açmış.

Saaya'nın ailesi eski evlerinin fotoğraflarını görmüş. Saldırıya uğramış ve ağır hasar görmüş.

Kuzeyden ayrılırken Saaya evindeki bir kutu boncuğu da yanında götürmüş. Şimdi o boncuklarla bilezikler yapıyor.

*Fedaa al-Qedra, Gazze'de gazetecilik yapıyor.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş