Ryvka Barnard’ın The New Arab’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik yeniden başlattığı bombardıman sürpriz değil, ancak bu onu daha az yıkıcı yapmıyor. Uluslararası Filistinli Çocukları Savunma Örgütü, salı gününün Gazze Şeridi'ndeki çocuklar için tarihte kaydedilen en ölümcül gün olduğunu bildirdi.
Yeniden başlayan bombardıman, İsrail'in soykırım savaşının bir parçası olarak Filistin halkına kasıtlı olarak uyguladığı aşırı yoksunluk seviyelerini karşılamak için zaten yetersiz olan insani yardımı tekrar kesmesinden haftalar sonra geldi.
İsrail'in saldırılarının korkunç sahneleri yeniden ekranlarımıza yansırken umutsuzluğa kapılmamak zor, ancak Filistin halkı dayanışma hareketinin harekete geçmesine, keder ve dehşet karşısında felç olmamasına güveniyor.
Aynı zamanda, mevcut eylemlerimizin yeterli olduğunu düşünerek rehavete kapılmamalıyız.
İçinde bulunduğumuz anın ciddiyeti ve aciliyeti konusunda net olmalıyız ve İsrail'in apartheid'ına karşı kitle hareketini inşa etmeye yardımcı olacak yeni eylemler ve taktiklerle güçlenmeliyiz. Bunu özellikle soykırımdan kâr eden şirketlere baskı uygulayan boykot ve elden çıkarma eylemleriyle yapabiliriz.
Dün, Filistin Dayanışma Kampanyası BDS çalışmalarımızda yeni bir cephe açtı: “Apartheid Satın Alma” eylemi, bireylerden, mağazalardan, kafelerden, restoranlardan ve işletmelerden İsrail'in taze ürünlerinin yanı sıra Coca-Cola ürünlerini (Schweppes, Sprite, Innocent ve Costa gibi markaları dâhil) aktif olarak boykot etmelerini istiyor.
Aktif boykot, sadece satın almayı bırakmanın ötesinde bir adım atmak anlamına gelir - yerel bölgenizdeki işletmeleri bu ürünleri stoklamamaya ikna etmek için başkalarıyla birlikte çalışmak demektir.
İsrail'in apartheid rejimi dünya çapındaki ticari bağlarına bağlıdır. İsrailli tarım ihracatçıları İngiltere'deki süpermarketlere, Filistinlilerden çalınan topraklar üzerine inşa edilen İsrail yerleşim çiftlikleri ve tesislerinden gelen ve Filistinlilerden yağmalanan ‘su’ dâhil kaynaklar kullanılarak yetiştirilen ve üretilen meyve ve sebzeleri göndermektedir.
Hepimiz bunları dükkânların raflarında görmüşüzdür: avokadolar, biberler, yeşillikler, patatesler ve hurmalar. Dükkânlar bu ürünleri sattıklarında, İsrail'in toprak gaspı ve etnik temizliğinden kar elde etmiş oluyorlar.
Coca-Cola'nın İsrail'deki bayisi, çalınmış Filistin toprakları üzerindeki yasadışı bir yerleşimde tesisler işletmekte, dolayısıyla İsrail'in kolonizasyonunu ve askeri işgalini sağlamlaştırmaya yardımcı olmaktadır.
İsrail ürünlerini satın almak Gazze'yi öldürmektir
Geçtiğimiz 17 ay boyunca, burada ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan İsrail'in Gazze'deki soykırımında işlediği eşi benzeri görülmemiş suçlara tanık oldu.
Harekete geçen vicdan sahibi insanlar, Britanya'nın her kent ve kasabasını kasıp kavuran gösteriler de dâhil olmak üzere dayanışma eylemlerine katıldılar.
Bu seferberlik çok önemli ve elbette bu protestoları düzenlemekten vazgeçmeyeceğiz. Geçtiğimiz cumartesi günü Londra'daki İsrail Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi düzenledik.
Ancak Filistinliler İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları ve işgal altındaki Batı Şeria'daki günlük askeri işgalleri de dâhil olmak üzere şiddetine katlanmaya devam ederken eylemlerimizi de hızlandırmamız gerekiyor.
Sokaklarda olmadığımız zamanlarda, İsrail'in yerleşimci-sömürgeciliğini, askeri işgalini ve apartheid'ını mümkün kılan şirketleri hedef almak üzere boykot eylemlerimizi geliştirmemiz her zamankinden daha acildir.
Birçoğumuz halihazırda İsrail ürünlerini satın almamayı ve Coca-Cola da dâhil olmak üzere İsrail apartheid’ına olanak sağlayan şirketlerden uzak durmayı tercih ediyoruz. Bu kişisel kararlar, bireysel eylemlerin ötesine geçip kitlesel boykot eylemlerine dönüştüğünde büyük bir etki yaratma potansiyeline sahiptir.
İsrail avokadosu almayı bıraktığımda kendimi ahlaki açıdan tatmin olmuş hissetsem de, tek kişi ben olduğum sürece kâr eden şirket bunu hissetmeyecektir.
Aynı şekilde, boykot edilecek ürünlerin uzun listeleri günlük alışverişinizde seçim yapmanıza yardımcı olabilir, ancak hepimiz aynı ürünleri boykot etmeyi taahhüt ettiğimizde, birleşik gücümüz tek bir yerde hissedilir. Başarılı boykotlar, kolektif eylemi herkesin benimseyebileceği açık ve erişilebilir bir lazer benzeri odaklanma ile birleştirir. Bu şekilde gücümüzü en üst düzeye çıkarabilir ve gözle görülür sonuçlar elde edebiliriz.
Bu hafta “Apartheid Satın Almayın” eylemini başlattığımızda, Bristol'de şehirlerinde 'Apartheid'dan Arındırılmış Bölge' oluşturmak için yoğun bir şekilde çalışan aktivistlerden haber aldık. Şimdiden bazı caddelerde, vitrinlerinde İsrail ürünlerini stoklamama sözü verdiklerini ilan eden posterler asılı dükkânlar var.
Aktivistler bunu, yerel dükkân sahipleriyle olumlu ilişkiler kurarak ve toplumdan 'Apartheid'sız' dükkânları destekleme taahhüdünde bulunmalarını isteyerek başardılar. Saatlerce süren görüşmeler ve yoklamalar harika sonuçlar doğurdu, ancak eylem aynı zamanda herkesin ne kadar az zaman ayırırsa ayırsın - suç ortağı malları satın almayı reddetmekten tek seferlik bir protesto eylemine katılmaya kadar - dâhil olması için alan açıyor.
Bu yeni eylem, büyük gösterileri harekete geçirmek; bankaları, yerel konseyleri ve üniversiteleri İsrail'e silah satan şirketlerden ayrılmaya zorlamak ve silah ambargosu için eylem yürütmek için devam eden çalışmalarımızın yerine değil, bunların üzerine inşa edilmiştir.
İsrail'in soykırımını nihayet durdurmak ve apartheid'ı yıkmak için tüm bu çalışmaların ve çok daha fazlasının bir kombinasyonuna ihtiyacımız olacak. Daha da önemlisi, her zamanki gibi uzlaşmaz olan İngiliz hükümetini İsrail'e devam eden desteğini sona erdirmeye zorlamak için sürekli olarak yeni yollar geliştirmemiz ve yenilikler yapmamız gerekecek.
Gazze Şeridi'ne yeniden bombalar yağarken, Filistin halkıyla dayanışma için acil çalışmalarımıza ayıracak zaman bulmalıyız.
*Ryvka Barnard, İngiltere Filistin Dayanışma Kampanyası Direktör Yardımcısıdır.