"Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik..."

"Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik." (Kehf/84)

اِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْاَرْضِ وَاٰتَيْنَاهُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ سَبَبًاۙ ﴿٨٤﴾

84- Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik.

فَاَتْبَعَ سَبَبًا ﴿٨٥﴾

85- O da, bir yol tutmuş oldu.

Onu çok büyük bir güç ve kuvvet sahibi olarak yeryüzünde hâkim bir konuma getirdik. Her bir sebebi de ona lütfettik ki artık yeryüzünün dilediği bölgesine gidebilsin ve yeryüzünün dilediği iklimine hükmedebilsin. Takip ettiği hedefine ulaşabilmesi için ilim, zeka, güç, kuvvet, asker, ordu, siyaset bilgisi gibi her türlü hükmetme ve fethetme vasıtalarını da ona bahşettik. O her ne zaman neyi yapmaya karar verirse onu o hedefine götürecek bir sebep yarattık. Çünkü hedefe varmada kullanılan eşya, yol ve metot sadece bir sebeptir. Aslında hedefe ulaştıran şey bizzat o eşyanın, o sebeplerin yâni tutulan yolun kendisi değil Allah’tır. Çünkü biliyoruz ve iman ediyoruz ki eşyaya fonksiyonunu veren Allah’tır.

Yâni yeryüzü adına, mekân adına, dünya adına, dünyada egemenlik kurmak adına ona imkân ve fırsat verdik. Bu konuda neye ihtiyacı varsa hepsini ona lütfettik. Her konuda söz sahibi, hakimiyet sahibiydi. Peki hani Süleyman (a.s)’a verilenler kimseye verilmemişti. Evet O dünyanın da ötesinde cinlere, şeytanlara, kuşlara ve rüzgarlara da egemendi. 

Evet ona sebeplere sarılarak hedefe ulaşma bilgisini öğrettik. Bu kıssada Rabbimiz bize sebepler dünyasında hedefe ulaşabilmek için yeryüzünde koyduğu yasalar gereği o hedefi gerçekleştirecek sebeplere sarılmayı ama bu sebeplerin de Allah’ın izniyle bir anlam taşıdığını unutmamayı ve sonucu bu sebeplerden değil Allah’tan beklemeyi öğretiyor. 

İşte Zülkarneyn Allah’ın kendisine öğrettiği bu sebeplerden birisine sarıldı ve Allah’ın emrettiği biçimde Allah’ın emrettiği yerlere gitmeye başladı. Nerelere gitmiş? Sebebe sarıldı, şu imkânı değerlendirelim dedi. Kendisine lütfedilen imkânları değerlendirdi de güneşin battığı yere kadar vardı. Güneşin doğduğu yere de hâkimdi. 

BASAİRUL KUR’AN

Allah teala bu âyetlerde, Zülkarneyn´e yeryüzünde çeşitli sebepler ve imkânlar verdiğini, onun da bu imkânları değerlendirerek yeryüzünde otorite sağladığını zikretmektedir.

Zülkameyn´e verilen sebeplerin neler olduğu hakkında çeşitli görüşler zikredilmiştir. Bu sebeplerin, ilim veya yeryüzünün coğrafî durumunu bilme yahut çeşitli kavimlerin dillerini bilme veya dünyayı fethedecek yol ve vasıtaları bilme gibi şeyler olduğu rivayet edilmektedir.

Yüce Allah onu yeryüzünde egemen kılmış, ona sağlam dayanaklı bir iktidar bahşetmişti. Hakimiyet kurmasını, ülkeler fethetmesini, yeryüzünü imar edip bayındır hale getirmesini, iktidar ve nimet elde etmesini sağlayacak sebepleri buyruğuna sunmuştu. Kısacası dünya hayatında insanın egemenlik kurmasını sağlayacak her türlü imkânı eline vermişti.

FİZİLALİL KUR’AN

Kur'an Haberleri

"Sana Zu'l Karneyn hakkında sorarlar..."
"Ben, bunları kendiliğimden değil, Allah’ın emriyle yaptım"
"İstedik ki Rab'leri onun yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin"
"Salih kul şöyle dedi: İşte bu aramızın ayrılması demektir..."
Nihâyet bir kasabaya gelip onlardan yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı