Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız.
Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orda altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destek. Kehf/30-31
İyi işler yapan mü’minler Adn cennetlerinde oturuyorlar… Altlarından çeşitli ırmaklar, tatlı bir esinti ve güzel manzaralar arasında akarlar. Onlar burada gerçek anlamda barınıyorlar. “Koltuklara kurulurlar.” Değişik renklerde, ince, saf, yumuşak ve hafif ipekten giysiler giyerler. Çekici, altın yaldızlı ipek giysiler vardır üzerlerinde. Bunların yanında süs ve zevk amacı ile altın bilezikler takarlar kollarına. “O ne güzel bir ödül ve orası ne güzel bir barınaktır.”
Şu halde kim neyi isterse onu seçsin. İsteyen inansın, isteyen kâfir olsun. Dileyen elbiselerinden ter kokuları gelen yoksul mü’minlerle birarada otursun dileyen bundan kaçsın. Allah’ı anmak suretiyle arınan tertemiz kalpleri bürüyen giysilerden gelen ter kokularından hoşlanmayanlar, ateşten duvarları barınak edinebilirler, kaynamış yağın tortusunu ya da ateşin kavuruculuğu karşısında kendilerine sunulan yakıcı irini afiyetle (!) içebilirler.
FİZİLALİL KUR’AN
Evet Allah güvencesinde olanlar, bir de salih ameller işleyerek inançlarının gereği bir eylemin insanı olmuşlarsa. Amelin en güzelini yapanları karşılıksız bırakmayacağız diyor Allah. Eğer insanlar iman ederlerse, Kur’an sünnetin istediği inancın eri olurlarsa, kitabın tanıttığı gibi bir Allah inancının sahibi olurlar, peygamber rehberliğinde bir hayat yaşarsa cennet onlarındır.
Rabbimiz diyor ki onlar orada altın bilezikler takacaklar ve ipek elbiseler giyinecekler. Dünyada Allah bunları mü'min erkeklere yasak kıldığı için bunlardan Allah hatırına uzak durmuşlardı. Evet orada Allah bunları onlara ikram edecek. Daha neler neler ikram edecek Rabbimiz onlara. Zevk içinde, huzur içinde hiçbir şeyin mahrumiyetini çekmeden, kavga yok, kin yok, düşmanlık yok, ölüm yok, hastalık yok, yaşlanma yok, ayrılık yok, hasret yok, usanma yok tahtlar üzerinde, Dünyada krallara bile nasip olmayan bir hayatı yaşayacaklar onlar.
İşte görüyoruz bir süre dünyada zevk-ü safa içinde yaşayanların zevk-ü sefası bir rüya gibi ölür ölmez bitiveriyor. Halbuki orada mü'minler ebedîyen yaşayıp gidecekler. Bu ne güzel bir hayat? Ne güzel bir ikram? Ne güzel bir yaşantı?
BASAİRUL KUR’AN