Yvonne Ridley’in, MEMO’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.
“Bir taraf seçmeliyiz ve bu asla diktatörlerin tarafı olmamalı.” Yeterince basit bir ifade, ancak bunu söyleyen kişinin geçmişini incelediğinizde, kasıtlı körlüğün Amerika'nın siyasi elitleri arasında bir bulaşıcı hastalık haline gelip gelmediğini merak etmeniz gerekiyor.
Ya öyle ya da sıradan Amerikalıların ahır kapısı kalınlığında ve bir Japon balığı hafızasına sahip olduklarını düşünüyor olmalılar. Ne var ki, sert gazetecilerin politikacılara, başkanlara ve başbakanlara hesap sorma becerisine sahip olduğu günler geride kaldı. Bugün pek çok gazeteci, yalan söylemeyi ve halkı yanıltmayı siyasi bir sanat haline getiren, üstelik bunu kabul edilebilir bir sanat haline getiren politikacıları destekliyor.
Bu 14 kelimelik açıklama, 2024 Cumhuriyetçi Parti başkanlık ön seçimlerinde aday adayı olan ve Donald Trump'ın görevdeki ilk döneminde ABD'nin BM eski Büyükelçisi olan Nikki Haley tarafından yapılmıştır. Ve evet, siz sormadan söyleyeyim, kendisi AIPAC fonlarının bir başka gururlu alıcısı ve baştan aşağı İsrail yanlısı.
Haley, BM'de Siyonist Devleti savunmasıyla adını duyurdu. ABD, İsrail karşıtı olduğu iddiasıyla BM İnsan Hakları Konseyi'nden onun gözetiminde çekildi. O halde X ile ilgili son tweetinin güçlü bir tepkiye yol açması şaşırtıcı değil.
Haley, “Amerika her zaman özgürlük ve demokrasinin temel direği olmuştur,” diye yazdı. “İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilecek ahlaki netliğe sahip olmalıyız. Bu çizgileri bulanıklaştıramayız. Bir taraf seçmeliyiz ve bu asla diktatörlerin tarafı olmamalı.”
Bu ifadede o kadar çok yanlış var ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Ancak, ideal çürütme, Eisenhower Medya Ağı Yardımcı Direktörü Matthew Hoh tarafından 2021 yılında ‘Counterpunch’ için yazılan bir makale şeklinde Twitter dünyasına girdi.
Hoh, o dönemde “ABD dünyadaki diktatörlerin, otokrasilerin, monarşilerin, askeri rejimlerin vs. yaklaşık yüzde 75'ini silah, askeri eğitim ve para ile destekliyor” diye yazmıştı. “Bir dahaki sefere birisi size ABD'nin X ya da Y yapması gerektiğini çünkü falanca ülkenin kötü olduğunu söylediğinde lütfen bunu hatırlayın...”
Tehlikeli devletler listesi, her yıl politika yapıcılar, araştırmacılar, öğrenciler, uluslararası kuruluşlar ve yatırımcılar tarafından yaygın olarak kullanılan güvenilir veriler üreten Freedom House tarafından sağlanmıştır. Hoh, bu listeyi ABD'nin 2020 denizaşırı silah satışları, askeri eğitim ve mali yardım listesiyle karşılaştırdı ve 2021'de demokratik olmadığı düşünülen 57 ülkeden 42'sinin Amerika'nın askeri yardımlarından faydalandığını keşfetti. Ayrıca dünyanın demokratik olmayan ülkelerinin yüzde 74'ünün Amerika tarafından askeri olarak desteklendiğini tespit etti. İlginç bir şekilde, geriye kalan 15 ülkenin neredeyse tamamı ABD'nin yaptırım listesinde yer alıyor. Hoh, dünya ülkelerinin ABD'den silah satın alan/alanlar ve yaptırımlarla cezalandırılanlar olarak ikiye ayrıldığı sonucuna varmıştır.
Bunun amacı, Haley gibi yüksekten uçan Amerikalı politikacıların ahlaki açıdan ne kadar yoksun olduklarını göstermektir.
İki ay boyunca doğrudan Trump'a karşı kampanya yürüttü ve Washington DC'deki şok bir zaferin ardından bir başkanlık ön seçimini kazanan ilk kadın Cumhuriyetçi başkan adayı oldu. Trump'ın karşısındaki son aday olarak, Süper Salı olarak adlandırılan ön seçimlerin biri hariç hepsini kaybettikten sonra (utanç içinde başını eğ, Vermont) nihayet geçtiğimiz mart ayında adaylıktan çekildi.
Ancak, ABD'nin ilk kadın başkanı olmak için hala hırsları olduğu açıktır. Trump görevi bıraktığında -ve bırakırsa- Amerikalı seçmenlerden yeniden seçim yapmaları istenecek. Bu tür saçmalıkları sürdürmeye devam ederse hiç şansı olmamalı ama… Amerika Trump'ı Beyaz Saray'a geri gönderdi.