وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوسٰى تِسْعَ اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍ فَسْـَٔلْ بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اِذْ جَٓاءَهُمْ فَقَالَ لَهُ فِرْعَوْنُ اِنّ۪ي لَاَظُنُّكَ يَا مُوسٰى مَسْحُورًا ﴿١٠١﴾
101- Andolsun, biz Musa'ya apaçık dokuz ayet (mucize) vermiştik; işte İsrailoğullarına sor; onlara geldiği zaman Firavun ona: "Gerçekten ben seni büyülenmiş sanıyorum" demişti.
Bunun, Mekkelilerin mucize isteklerine verilen üçüncü cevap olduğuna dikkat edilmelidir. Onlar dediler ki: "Sen şunları gözümüzün önünde yapmadıkça sana inanmayacağız." Onların bu isteklerine karşı şöyle cevap verilmektedir: "Sizin istediğiniz gibi dokuz ayet (mucize) sizden önce Firavun'a gösterilmişti. Onun sadece Hz. Musa'ya (a.s) inanmamak için neler söylediğini biliyorsunuz. Bu mucizeleri de gördükten sonra Peygamber'i (a.s) yine inkar ettiğinde ona ne yaptığımızı da biliyorsunuz."
TEFHİMUL KUR’AN
Dokuz Ayet (Mucize): Ayette geçen "tisa'a âyâtin beyyinâtin" ifadesi, Hz. Musa'ya verilen açık ve anlaşılır dokuz mucizeyi ifade eder. Tefsirlerde bu mucizeler genellikle şunlardır:
1.Asa (Ejderha olması),
2.Yed-i Beyzâ (Parlayan el),
3.Tufan,
4.Çekirge,
5.Haşerat (Bit/Kımıl),
6.Kurbağa,
7.Kan (Suların kana dönüşmesi),
8.Kıtlık (Mal ve ürün noksanlığı),
9.Can kaybı (Ölüm).
İsrailoğullarına Sorma Emri: Allah'ın, Hz. Muhammed'e (s.a.s.) bu kıssayı bizzat o dönemde hayatta olan İsrailoğulları'ndan sormasını istemesi, olayın gerçekliğine ve tarihi bir vaka olduğuna yapılan bir vurgudur.
Firavun'un İnkârı: Firavun, Hz. Musa'nın apaçık mucizelerini gördüğü halde, hakkı inkâr etmenin tipik bir örneği olarak, bu mucizeleri kabul etmek yerine Musa'yı büyülenmiş, sihrin etkisi altında kalmış biri olmakla suçlamıştır.
İnkârcıların Taktiği: Firavun'un bu sözü, tarihte Peygamberlere karşı çıkan inkârcıların yaygın bir taktiğini gösterir. Mucize ve delillere karşı çıkamayanlar, ya "sihir/büyü" ya da "delilik" gibi iftiralarla gerçeği örtmeye çalışırlar.
Mekke Müşriklerine Gönderme: Bu ayet, Hz. Musa kıssası üzerinden Mekke müşriklerine bir mesaj vermektedir. Tıpkı Firavun'un Hz. Musa'yı büyülenmişlikle suçladığı gibi, Mekke müşrikleri de Hz. Muhammed'e aynı şekilde iftiralar atıyorlardı. Ayet, bu durumun yeni olmadığını ve inkârcıların yöntemlerinin tarihte tekerrür ettiğini hatırlatır.
Bu ayet, özetle, Allah'ın peygamberlerini apaçık delillerle desteklediğini, ancak zalim ve inatçı inkârcıların bu delilleri bile inatla reddedip peygamberleri itibarsızlaştırmaya çalıştığını vurgular.
MEHMET OKUYAN TEFSİRİ