Aldatıcı bir oyun çözüldü: Gazze'nin 'insani' cephesi

Gazze'yi askeri güç kullanarak ele geçirmeyi başaramayan İsrail, son yardım planını aylardır bilinçli olarak yarattığı kıtlıktan faydalanmak için kullanmaya çalışıyor.

Ramzy Baroud’un Middle East Monitor’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


GHF, ilk başvurusunda “sadece halkın yararına hayırseverlik amaçları gütmektedir” ifadesini kullanmıştır. CBS'in haberine göre, açlık çeken Gazzelilere “maddi, psikolojik ya da sağlık” hizmetleri sağlamayı vaat eden bu kuruluş, garip bir şekilde, “taşıyabilecekleri kadar mühimmatla” birlikte 300 “ağır silahlı” Amerikan yüklenicisini istihdam etmeyi gerekli buldu.

Özellikle 'psikolojik' destek en ironik olanıydı, zira çaresiz Gazzeliler 27 Mayıs'ta aşırı yüksek sıcaklıklar altında kafeslere kapatıldı ve Cenevre merkezli Euro-Med Monitor'ün başkanı Rami Abdu'ya göre aslında ‘Rahma Worldwide’ adlı ABD merkezli bir hayır kurumundan çalınan çok az miktarda yiyecek verildi.

Diğerlerinin yanı sıra CBS haber raporunun ardından ve Gazze'de en az 49 Filistinlinin yardım ve rahatlık vaat edenler tarafından öldürüldüğü ve 300'den fazla kişinin yaralandığı birkaç günlük kaos ve şiddetin ardından İsrail gazetesi Haaretz, operasyonun finansmanının doğrudan İsrail'den geldiğini ortaya çıkardı.

İsrailli tanınmış siyasetçi ve Knesset üyesi Avigdor Lieberman daha da ileri giderek Washington Post tarafından 100 milyon dolar olarak tahmin edilen paranın “Mossad ve Savunma Bakanlığı'ndan geldiğini” iddia etti.

Ancak İsrail, sınırın Mısır tarafında çürüdüğü söylenen devasa yardım sevkiyatlarının Gazze'ye girmesine ve kıtlığın önüne geçilmesine hiçbir mali bedel ödemeden izin verebilecekken neden tüm bu zahmete katlansın?

Netanyahu'ya göre yardım mekanizması savaşın bir parçası. The Jerusalem Post tarafından 19 Mayıs'ta yayınlanan bir video mesajında, GHF ve İsrail ordusu tarafından ortaklaşa yönetilen yeni yardım dağıtım noktalarını, İsrail'in “Gazze” Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmek amacıyla Filistinlilere uyguladığı “muazzam baskıya paralel” olarak tanımladı - İsrail'in “(Gazze'ye) büyük (askeri) girişi” bunun bir örneğidir.

Netanyahu'nun kendi sözleriyle, tüm bunlar, askeri olarak düzenlenmiş yardım ve devam eden soykırım, “savaş ve zafer planı”.

Elbette Filistinliler ve BM bağlantılı yardım kuruluşları da dâhil olmak üzere Gazze'de faaliyet gösteren uluslararası yardım grupları, gizli İsrail-ABD planının kötü niyetler üzerine kurulu olduğunun tamamen farkındaydı. Bu yüzden de bu planla hiçbir ilgilerinin olmamasını istediler.

İsrail'in düşüncesine göre, 7 Ekim 2023'te başlayacak savaş ve soykırım öncesinde var olan statükoyu devam ettirecek herhangi bir yardım mekanizması yenilginin kabulü anlamına gelecekti. İsrail'in BM Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA'yı Hamas'la ilişkilendirmeye çalışmasının nedeni de tam olarak budur.

Buna BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in kendisine, diğer üst düzey yetkililere ve raportörlere karşı başlatılan şiddetli bir kampanya da dâhildir. İsrail Knesset'i 22 Temmuz'da UNRWA'yı bir “terör örgütü” olarak tanımlayacak kadar ileri gitti.

Yine de aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in, İsrail'in Gazze'yi “tamamen yok etme” niyetinde olduğunu ilan ettikten birkaç gün sonra böyle bir “yardım” planını kabul etmesi bir çelişki gibi görünebilir.

Ancak ortada bir çelişki yok. Gazze'yi askeri güç kullanarak ele geçirmeyi başaramayan İsrail, son yardım planını aylardır bilinçli olarak yarattığı kıtlıktan faydalanmak için kullanmaya çalışıyor.

İnsanları 'dağıtım noktalarına' çeken İsrail ordusu, nihai amacı Filistinlileri, Smotrich'in ifadesiyle, “büyük sayılarda üçüncü ülkelere” itmek olan, Gazze nüfusunu gıda yardımı yoluyla kolayca kontrol edilebilecek bölgelerde yoğunlaştırmaya çalışıyor.

Elbette bu son planın da son 600 gündeki diğer planlar gibi başarısız olması muhtemeldir. Ancak Filistinlilere yönelik insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, İsrail'in soykırımın sona erdirilmesi için giderek artan uluslararası baskıyı reddettiğini gösteriyor.

İsrail'in entrikalarına son vermesi için uluslararası toplumun güçlü sözlerini güçlü eylemlere dönüştürmesi ve sadece İsrail'i değil, GHF ve diğer entrikalara dâhil olan kendi vatandaşlarını da Gazze'de devam eden savaş suçlarının bir parçası oldukları için sorumlu tutması gerekmektedir.

* Ramzy Baroud, gazeteci ve Palestine Chronicle'ın editörüdür.

Çeviri Haberleri

Gazze'deki soykırım, ellerine mal oldu ancak o çok daha fazlasını kaybetti
Sadece sözde bir ateşkes
İsrail'in Gazze'deki soykırımı dijital yok oluşla nasıl genişliyor?
İsrail sömürgeciliğini korumak, onun işkence uygulamalarına da sahip çıkmaktır
Filistin bayrağı Londra'da dalgalanırken Arap ufukları bomboş