Shaimaa Eid’in electronicintifada’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.
Ömer kayıptı.
Kurtarma ekipleri, iki aylık erkek bebeğin cesedinin, Han Yunus'taki el-Sika bölgesinde bulunan ve bir hava saldırısında vurulan babasının evinin enkazı altında kaldığını düşünerek saatlerce arama yaptı.
Şansları tükenmişti. Hayatta kalan akrabalarına onun kurtulamadığını düşündüklerini söylediler.
Ama sonra bir komşu yakındaki bir zeytin ağacından inleme ve ağlama sesleri duydu. Yukarı baktılar. Küçük Ömer bir dalda asılı duruyordu.
Tarih 7 Aralık 2023'tü. Ömer'ın amcası gazeteci Basel Al-Saqqa'ya göre “O gün zor bir gündü”.
Ömer şu anda büyükannesi Itaf ve halası Basel ile birlikte Han Yunus'un El Mevasi bölgesinde bir çadırda yaşıyor. İsrail saldırısında Ömer'in anne babası, ağabeyi ve yedi kişi yaşamını yitirdi.
Ancak akrabaları gerçekleşen bu olayı anlamlandırmaya çalışıyor.
Şubat ayında The Electronic Intifada'ya konuşan Basel, “Komşularımız kardeşimin evinin bombalandığını haber verdikten sonra saatlerce endişe içinde kaldık” dedi.
“Sivil savunma ekipleri ayrıldıktan ve molozları kazma sesleri kesildikten sonra, bölgeye göreceli bir sakinlik geldi ve sonra bu şok yaşandı”.
Çocuğu gören komşusu acil sağlık ekiplerine haber verdi. Ömer'i Nasser Tıp Kompleksi'ne götürdüler. Doktorlar mucizevî bir şekilde çocuğun iyi olduğunu ve herhangi bir yara almadığını söylediler.
Bu olaya kimse inanamadı. Saldırıdan sonra Basel ve annesi çocuğu hemen himayelerine aldılar.
Ömer'i büyütmek
BM'ye göre, İsrail'in soykırıma varan saldırganlığı sırasında ebeveynlerinden birini ya da her ikisini kaybeden yaklaşık 17.000 çocuk yetim kalmıştır.
Bunların birçoğu kimsesiz kaldı ve onlara bakacak hayatta kalan akrabaları ise bilinmiyor.
Ömer bu açıdan nispeten şanslıydı, ancak Basel, annesiyle birlikte bir bebek büyütmenin zaman zaman kolay olmadığını söylüyor.
Basel, “Çocuğa güven duygusu sağlamaya çalışıyoruz,” dedi. “Ona kendi oğlum gibi davranıyorum ve bakıyorum.”
Ancak Ömer'le birlikte oynadıkları ve ihtiyaçlarını karşıladıkları halde, ikisi de çocuğa anne babasının gösterdiği şefkati gösteremeyeceklerinden endişe ediyorlar.
“Bazen geceleri ağladığında kendimi çaresiz hissediyorum,” diyor Itaf. “Annesini aradığını ve onu asla bulamayacağını biliyorum.”
Kamptaki yaşam da oldukça zor. Kışın yağmur ve soğuk, özellikle küçük bir çocukla hayatta kalmayı daha da zorlaştırıyor. Konfor, mahremiyet ve güvenlik açısından çok az şey var ve temiz su ve elektrik kıt.
Itaf, Ömer'in karnını doyuruyor ve kıyafetlerini değiştiriyor. Zaman zaman komşular ve gönüllüler gıda yardımında bulunuyorlar. Günlük temizlik ve Ömer'e göz kulak olma görevlerini de paylaşarak yardımcı olmaya çalışıyorlar.
Ancak gelecek ise belirsiz. Basel, yeğeni için onurlu bir yaşamı nasıl güvence altına alacağı konusunda hiçbir fikri olmadığı için üzülüyor. Hamad Şehri'ndeki aile evinin kaybı ve Gazze'nin dört bir yanındaki büyük yıkım, öngörülebilir bir gelecekte normal hayata dönme ihtimalini ortadan kaldırdı.
Ve aile hala ‘o feci günde kaybettikleri’ sevdiklerinin yasını tutuyor.
Basel, aynı zamanda en yakın arkadaşı olan kardeşinin kaybıyla mücadele etmeye devam ederken “bir parçamın onunla birlikte gittiğini” hissettiğini söyledi.
Itaf, bir anda oğlunu, torununu ve gelinini kaybetmiş olmanın tarifsiz acısını yaşıyor. Ama şimdi hayatta kalan tek torununu yetiştirme sorumluluğunu taşıyor.
The Electronic Intifada'ya “Günler anlamını yitirdi” dedi. “Her şey bana onları hatırlatıyor. Ömer'e baktığımda gözlerinde oğlumu görüyorum ve bu da acıyı geri getiriyor.”
*Shaimaa Eid, Gazze'de yaşayan bir gazeteci.