1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Şeriata edilen hakaretin bedeli nedir?
Şeriata edilen hakaretin bedeli nedir?

Şeriata edilen hakaretin bedeli nedir?

Taha Emre Özdemir, Feyza Altun isimli edepsizin işlediği suçun gerçekten bir cezası olup olmayacağını soruşturuyor.

20 Şubat 2024 Salı 15:30A+A-

Taha Emre Özdemir / Yeni Akit

Şeriata kim söver?

Feyza Altun adlı densizin yüce Allah’ın nizamı “şeriat”a sövmesi infiale sebep oldu.

Durup dururken, İslam dininin sınırlarını belirleyen kavramlara sövmek, olsa olsa içinde bulunduğu “aşağılık kompleksinin” dışa vurumudur.
Ezici çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, hiçbir sebep yokken dinimizin kavramlarına küfredilmesi her zaman olduğu gibi yine ciddi bir ceza ile karşılık verilmeyecek.

Hatta bu küfrü bugüne kadar edenlerle birlikte bu şahıs da öldüğünde, cenazesi bir camiye getirilecek, biz sağlığında değerlerimize, inancımıza küfrettiği günleri hatırlatacağız, onlar martaval okuyacak..

Günümüz koşullarındaki Türkiye’de yüce Allah’ın kanunlarına küfredilebilmesi, gelecek günlerde yaşayacağımız koşullarda içine düşeceğimiz tehlikenin birer habercisi aslında..

Şeriata kim söver?

Bir Müslüman (haşa), böyle bir küfrü diline getirebilir mi?

İçinde zerre Allah inancı olan insan bunlar gibi konuşabilir mi?

Şeriata küfredenin inancını tartışacak değiliz..

Şeriata küfretmenin nasıl bir felaket olduğunu anlatacak da değiliz..

Yüce Allah’ın bize öğrettiği şeriatı, onlara zorla öğretecek ya da dayatacak da değiliz..

Ancak yaşadığımız ülkede demokrasi ve özgürlükten bahsediyorsak bu küfrü edenleri yargı en ağır şekilde cezalandırmalı..

Milyonlarca inananın olduğu bir ülkede, “milyonlarca inananın değerine küfretmenin caydırıcı bir karşılığı olmalı”..

Sosyal medya baskılarıyla gözaltına alınıp, birkaç günlüğüne cezaevinde misafir etmek ya da ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı gibi koşullarla “serbest bırakmak”, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bunların önünü açmaya devam edecek..

Sözde özgürlükçülerin içinde bulunduğu çukura bir bakın… Nasıl da rahat, milyonlarca inanana hem küfredip hem savunmaya geçiyorlar.. Savunmalarında da tepki gösterenleri hedefe koyuyorlar..

Biz inancımıza, inanç alanlarımıza bir müdahale olmadığı sürece, şeddeli inançsızların yaşamıyla ilgilenmiyor, onlara küfretmiyor, onlara bir dayatmada bulunmuyoruz..

Bugün şeriata sövene tepki gösteren hocası da vatandaşı da aynı cephe tarafından hakaretlere, tehditlere maruz kaldılar..

Sayıları o kadar az ve sesleri o kadar yüksek ki…

Sayımız o kadar çok ve sesimiz o kadar kısık ki..

Bu adi küfürler elbette yanlarına kar kalmayacak..

Bunun hesabı onların inanmadıkları o çetin günde karşılarına muhakkak gelecek..

Yüzlerine vuran çirkinlik hasletlerinin hesabı onlardan sorulacak, sorulacak ama bu hesap o çetin güne kalırsa, bunlar imkan yakaladıkları gün inananlara kan kusturacak..

Seçim öncesi vaatlerine, ettikleri tehditlere dönüp bakmamız, bugün önlem almazsak yarın başımıza gelecekleri anlamamız için yeter de artar bile..

HABERE YORUM KAT

1 Yorum